Yücaoğlu: Krizin İşaretleri Ekim`de Ortaya Çıkmıştı

15.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yücaoğlu... -Krizin Sonuçları Bütün Ağırlığıyla Reel Sektörün Üzerine Çöktü -11 Ay Boyuncu Üretim Ekonomisine Doğru Giden Türkiye Aniden Tekrar Rant Ekonomisi Şartlarına Döndü -Bir Dizi Siyası Reform Sırada Beklerken Af Konusu Ülkenin Bir Numaralı Gündem Maddesi Haline Getirelerek Hükümetin Varlığını Tehllikeye Düşürülen Noktalara Gelindi -Hükümet Fondakiler De Dahil Olmak Üzere Kamu Bankalarının Özelleştirilmesinde Çok Hızlı Ve Cesurca Haretek Etmek Zorunda


ANKARA (A.A) - 15.12.2000 - Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erkut Yücaoğlu, krizin sonuçlarının bütün ağırlığıyla reel sektörün üzerine çöktüğünü söyledi. Yücaoğlu, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada, 2000 yılında Türk ekonomisinde yaşanan gelişmeleri özetlerken, 2000 yılının ilk 6 ayında hükümetin zorlu bir ekonomik programın uygulanması için, gereken iradeyi ortaya koyacağını, siyasi istikrarı korumak için maksimum gayret sarfedeceğini gösteren bir dizi gelişmenin yaşandığını kaydetti. Yücaoğlu bu gelişmelere, AB ile entegrasyon yönünde atılacak adımların eklenmesini umut ettiklerini kaydederek, bu süre içinde Türk özel sektörünün mevcut programı ve bu programı uygulama iradesini gösteren hükümeti desteklediğini anlattı. Yücaoğlu, Meclis`in tatil yapmamasını istediklerini ancak bu taleplerinin karşılık bulmadığını kaydederken, bütün bir yaz döneminin verimsiz geçirildiğini ifade etti. Yücaoğlu, Eylül ayındaki YİK toplantısında yapısal reformlar ve özelleştirmenin hızlandırılamaması halinde Türkiye`nin dış dünyada ciddi bir güven kaybına uğrayacağını söylediklerini ifade ederek, bu ifadeleri hatırlatmalarının ardından yatanın (biz zamanında söylemiştik) deme çabası olmadığını, amaçlarının programının başından beri varolan çok önemli bir etkenin, uluslararası piyasalardaki güven faktörünün öneminin altına çizerek yaşanan krize bir bakış açısı getirmek olduğunu söyledi.


ÖZELLEŞTİRMELER;

Kritik özelleştirmelerin sürekli ertelendiğini, Telekom`un özelleştirilmesi, THY ve diğer KİT`lerin özelleştirmeye hazırlanması yolunda sağlıklı adımlar atılması yerine, bu kurumları zayıflatan ve özelleştirme sürecinden uzaklaştıran uygulamaların herkesin gözü önünde cereyan ettiğini belirten Yücaoğlu, Mevcut koşullarda özelleştirmenin yabancı sermayenin gelişi için en uygun yol olduğu bir türlü kavranamadı dedi. Yücaoğlu konunun, Bakanlar Kurulu`nda tartışılması gerektiğini anlatırken, Devletçi miyiz liberal ekonomiye mi gideceğiz buna karar verilmesi gerektiğini söyledi. TÜSİAD Başkanı Yücaoğlu, enerji sektöründe 1.5 yıldır yasalar elverdiği halde, Enerji Bakanlığı`na bağlı devlet kurumlarının, işletme hakkı devri ile devlete özelleştirme geliri sağlayacak proje ve sözleşmeleri aslanlar gibi bir mücadele ile yavaşlattığını öne sürerken, sözleşmelerin de yurtdışından sermaye ve proje kredisi gelmesini önleyecek şekilde hazırlandığını, hükümetin bunu görmezden geldiğini söyledi. Bu durumda yabancı sermayenin yavaş yavaş bu projelere katılmaktan vazgeçtiğini, bu husus yetkililere hatırlatılınca da, Ne yapalım Bakanlar Kurulu`na gitsin onlar karar versinler diye bir tutum takınıldığını anlattı. Yücaoğlu, Türkiye`nin enerji sektöründe 2.5 milyar dolarlık özelleştirme gelirinden mahrum kaldığını vurgularken, şimdi Elektrik Piyasası Kanunu çıkarılacak, fakat bu özelleştirme projeleri bir kenara itilecektir.


Yabancı sermaye gitmekten bahsediyor, mesela Opel gidiyor dedi. Mali sistemin rehabilitasyonu için şart olan kamu bankalarının özelleştirilmesi yönünde doğru dürüst bir adım atılmamışken, kriz öncesinde 10 bankanın daha devletleştirilmesi zorunluluğunun doğduğunu ifade eden Yücaoğlu, kamuda ciddi bir personel reformunun gerektiğini ve hükümtin mevcut kadroların maaşlarını ödemekte güçlük çekerken 40 bin geçici işçinin kadroya alındığını söyledi. Yücaoğlu, bir dizi siyasi reform sırada beklerken af konusunun ülkenin bir numaralı gündem maddesi haline getirildiğini belirtirken, Aylarca bununla uğraşılmış, hükümetin varlığını tehlikeye düşüren noktalara gelinmiştir dedi. Hükümetin dünya kamuoyu nezdinde güven sağlaması,tutarlı, kararlı, istikrarlı bir görüntü vermesinin bu şartlar altında zor olduğunu ifade eden Yücaoğlu, bu ortamda devletin çeşitli kesimlerinin ve hatta bakanlarınını farklı görüşler sergilemesinin kafaları iyice karıştırdığını söyledi.


KRİZİN İŞARETLERİ EKİM`DE ORTAYA ÇIKTI

TÜSİAD Başkanı Yücaoğlu, IMF`nin Eylül ayında yapısal reformlarla ilgili çalışmaların yeterlı olmadığını belirtek, 3. dilim krediyi dondurduğu, bu dilimi serbest bırakmak için son üç ayın performans değerlendirmesini bekleyeceğini duyurduğunu hatırlatırken, şöyle devam etti: Bundan çok kısa bir süre sonra da Dünya Bankası mali sektörde yapılması gereken reformların yapılmadığını belirterek, mali uyum kredisini askıya aldı. Bunlar mevcut programın temel aksayan yönünün özelleştirme ve yapısal reformlar olduğunu tüm dünyaya ilan eden ve hükümeti harekete geçirmesi gereken uyarılardı. Krizin öncü işaretleri Ekim ayı sonunda ortaya çıkmıştı. Bir çeşit erken uyarı mekanizması kabul edilebilecek, bu dondurma askıya alma eylemleri hükümetimiz üzerinde harekete geçirici hiç bir etki yapmadı. Evet bugün mali kriz bertaraf edildi. Tedbirler alındı. IMF ile yeni bir anlaşma yapıldı fakat krizin sonuçları bütün ağırlığı ile reel sektörün üzerine çöktü. Faizler birden bire artmış, ödemeler durmuş, vade koşulları yok olmuş, tüketici duraklamış, kurumlar yeniden bir belirsizlik içine sürüklenmiştir. Maliyetler kaçınılmaz olarak artacaktır. İstihdamın daralma ihtimalinden bile sözedilebibilir. 2001 yılında büyümenin sıfır yada negatif olması kaçınılmaz hale gelmiş, yüzde 4.5`luk 2001 yılı büyüme hedefine ulaşılması imkansızlaşmıştır. Hükümet 2001 yılı bütçe ve program hedeflerini tutturmakta çok zorluk çekecektir.


TÜRKİYE RANT EKONOMİSİ ŞARTLARINA DÖNDÜ

Yücaoğlu, 11 ay boyunca üretim ekonomisine doğru giden Türkiye`nin aniden tekrar rant ekonomisi şartlarına döndüğünü belirtilrken, rant ekonomisini yaratan koşulların ve davranışların ne olduğunu tüm Türkiye`nin bir kere daha gördüğünü söyledi. Bundan sonra ekonomik hayatın normal koşullara dönmesinin hükümetin yapısal reformları takvimle uygun olarak yürütmesinin ve buna bağlı olarak dış kaynak akışının devam etmesi şartıyla en az iki üç ay süreceğini ifade eden Yücaoğlu, sağlıklı büyümeye ancak ihracatın desteklenmesi ve yabancı sermayenin önünün açılması ile dönülebileceğini söyledi. Yücaoğlu, bu şokun kamu kesimine getirdiği bazı yükler olacağına işaret ederken, bu yüklerin finansmanının herhangi bir vergi reformu yapmadan, vergi tabanını genişletmeden, bir kez daha mevcut mükelleflerin sırtına yüklenirse ekonominin yeni ve büyük bir darbe yiyeceğini ve daha ciddi biçimde daralacağını söyledi. Yücaoğlu, hükümetin fondakiler de dahil olmak üzere kamu bankalarının özelleştirilmesinde sektörel gerçekleri gözönüne alarak çok hızlı ve cesurca hareket etmek zorunda olduğun belirtirken, özelleştirmelerde de kriz öncesi değerlendirmelerin bir kenara bırakılarak bugünün piyasa koşullarına göre hareket etmek gerektiğini kaydetti.
 

Hisse Başarıyla eklendi