Yılmaz; 77 Yıllık Birikim Tehlike Altında

21.11.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Genel Başkan Yilmaz: Kendi Vatandaşinin Dilinden, Kiyafetinden Ve İnancindan Korkan, Bu Yüzden Yasakçiliği Savunan Bir Anlayişi Kabul Etmem Mümkün Değildir -Bu Anlayişin, Bir Terör Havasi Estirerek, Kendisine Karşi Çikanlari Vatan Hainliği İle Suçlamasini Kabul Etmek Mümkün Değildir -Türk Devletinin Ayakta Kalmasi, Türkiye`Nin Birliğini Ve Bütünlüğünü Sağlamaktan Geçer -Bu Coğrafyadaki Bin Yillik Varliğimiz Da, 77 Yillik Cumhuriyet Birikimimiz De Tehlike Altina Girmiştir -Türkiyesiz Bir Ab, 21. Yüzyil Vizyonunu Hayata Geçiremez -Ab, Eninde Sonunda Türkiye`Yi Üyeliğe Kabul Edecektir Çünkü Bu Tarihi Bir Zorunluluktur


ANKARA(A.A) - 21.11.2000- ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, kendi vatandaşının dilinden, kıyafetinden ve inancından korkan, bu yüzden de yasakçılığı savunan bir anlayışı kabul etmelerinin mümkün olmadığını belirterek, Bu anlayışın, bir terör havası estirerek, kendisine karşı çıkanları vatan hainliği ile suçlamasını kabul etmek mümkün değildir dedi. Yılmaz, partisinin TBMM Grubu`nda yaptığı konuşmada, Türkiye`nin AB hedefi önünde iç ve dış engeller bulunduğunu ifade ederek, Katılım Ortaklığı Belgesi açıklanıp, biz ülke olarak bu şarları yerine getireceğimizi açıklayınca dış engelleyeciler ürkmüşlerdir diye konuştu. Aynı çevrelerin Yunanistan aracılığı ile Kıbrıs şartını dikte ettirmeye çalıştıklarını, bunda başarılı olamayınca da sınır ihtilaflarının belgeye sokulmaya çalışıldığını kaydetti. Dış engelleyeci çevrelerin bu girişimleriyle Türkiye`nin içindeki engelleyeci mekanizmelerı otomatik olarak harekete geçirebileceklerini hesapladıklarını belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: Avrupadaki bazı çevreler, Türkiye`nin AB`ye uyum sürecini, bin yıllık bir hiesaplaşmanın son rövanşı haline dönüştürmek istemektedirler. Bu çevreler, AB platformlarını adeta tarih mahkemesinin salonlarına çevirmenin gayreti içindedirler. Bu çevreler, ırkçılık ve hıristiyanlık tutuculuğuyla suçlanmamak için Türkiye`nin kendisine AB`yi reddettirmek istemektedirler. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, kendi vatandaşının dilinden, kıyafetinden ve inancından korkan, bu yüzden yasakçılığı savunan bir anlayışı kabul etmek mümkün değildir. Bu anlayışın bir terör havası estirerek, kendisine karşı çıkanları vatan hainliği ile suçlamasını kabul etmek de asla mümkün değildir.

-TÜRK DEVLETİNİN AYAKTA KALMASI-

Yılmaz, Türk devletinin ayakta kalmasının Türkiye`nin birliğini ve bütünlüğünü sağlamaktan geçtiğini, bunun da insanları sevgi ve yumuşaklıkla birarada tutmakla mümkün olduğunu ifade ederek, Onların refah, huzur ve mutluluğunu ancak Türkiye Cumhuriyeti`nin sağlayabileceğini göstermek gerekir diye konuştu. Günlük koşuşturmalar, ardı arkası kesilmeyen sorunlar ve hiç bitmeyecekmiş gibi görünen sıkıntılar yüzünden Türkiye`nin gerçek konumunun görülemediğini savunan Yılmaz, bizim dışımızdakiler bu durumun bilincindedir. Son günlerde örnekleriyle karşılaştığımız ülkemize yönelik olumsuz yaklaşımların sebebi budur dedi.


77 YILLIK BİRİKİM TEHLİKE ALTINDA

Mesut Yılmaz, Türkiye`nin ekonomiden kamu yönetimine kadar her alanda sorunları bulunduğunu ve bu sorunların çözümünün uzun yıllar ertelendiğini belirterek, şunları söyledi: Bu coğrafyadaki bin yıllık varlığımız da, 77 yıllık cumhuriyet birikimimiz de tehlike altına girmiştir. Ülke ve millet olarak varlığımızı sürdürebilmemiz için sorunlarımızı çözmemiz şart olmuştur. Bu süreç, diğer faktörlerin yanı sıra tarihin, şarların ve halkın dayatmasıyla şekillenmiş, bugünkü halini almıştır. Türkiye`nin enflasyon, vatandaşlarının özgürlük alanlarını genişletmek, kamu yönetimini yeniden yapılandırmak istemesi tamamen kendi iradesidir. Eğer bizim bu hedeflere ulaşmamıza AB`ye üyelik yardımcı olacaksa o üyeliği isteriz. Eğer bu hedefe ulaşmamıza ABD veya başka bir ülkeyle ilişkilerimizi daha da geliştirmek yardımcı olacaksa onu da yaparız. Bugüne kadar Türkiye ile müttefik olup, Türkiye`yi bünyesine dahil edip de bundan zarar görmüş hiçbir ülke ve kurumun bulunmadığına işaret eden Yılmaz, Türkiye`nin de müttefiklerinden ve üyesi olduğu kuruluşlardan zarar görmediğini kaydetti.

AKINTIYA KARŞI YÜZMEK

AB`nin kendisine Türkiye kadar katkı sağlayamayacak birçok ülkeyi adeta gözü kapalı olarak üyeliğe kabul ettiğini veya kabul etmek üzere olduğuna dikkati çeken Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: AB, kendisine orta ve uzun vadede büyük katkılar sağlayabilecek olan Türkiye`yi, üyelik konusunda adeta akıntıya karşı yüzmeye zorlamaktadır. Türkiye, gerekiyorsa akıntıya karşı yüzmekten çekinmez. Nitekim geçmişte bunun örnekleri görülmüştür. Ama bu durumda Türkiye`nin katlandığı sıkıntıların, elde edeceği sonuçlara değmesi gerekmektedir. Halbuki AB, bugün bizden sadece talep eden taraf durumundadır. AB`nin Türkiye`nin verdiği henüz hiçbir şey yoktur. Türkiye, ekonomik programını yürütürken, AB`den bugüne kadar hiçbir destek almamıştır. Buna karşılık hiçbir desteğini görmediğimiz AB, en hassas olduğumuz, maddi değerlerle ölçemeyeceğimiz konuları çok da kaba bir tarzda önümüze getiriyor. Avrupalı dostlarımız, Türkiye`nin bu tür hoyratlakları kabul edemeyecek bir ülke olduğunu bilmelidir.


TÜRKİYE`SİZ AB...

Yılmaz, Türkiye`nin AB üyeliğinin her iki taraf için de ihtiyari bir seçek olmadığını vurgulayarak, bu birlikteliğin tarihi, coğrafi ve siyasi bir zorunluluk olduğunu savundu. Yılmaz, Türkiye`siz bir AB, 21. yüzyıl vizyonunu hayata geçiremez. AB dışında kalan bir Türkiye ise sadece hedeflerine ulaşmakta bir parça zorlanır diye konuştu. Avrupa`nın Türkiye`nin yerine ikame edebileceği hiçbir alternatifi olmadığını, Türkiye`nin ise Batı`ya rağmen Batılılaşmaya her zaman devam edebileceğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti: AB, eninde sonunda Türkiye`yi üyeliğe kabul edecektir. Çünkü, bu tarihi bir zorunluluktur. Hem de üniter yapımıza ve Kıbrıs türklerinin haklarına saygı göstererek, Ermeni konusunu tarihçilere bırakarak Türkiye`yi üyeliğe kabul edecektir. Belki bu süreç biraz uzayabilir. Bizim için önemli olan sürecin uzamasından ziyade, ekonomi, demokrasi ve devletin yeniden yapılanması konularındaki atılımları sonuçlandırmamızdır. Türk Milleti, bugüne kadar batılılaşmanın hep külfetini çekmiştir. AB`ye tam üyelik süreciyle ilk defa Batılılaşmanın nimetinden faydalanma fırsatını yakalaşmıştır. Yılmaz, grup toplantısında, çeşitli partilerden istifa ederek ANAP`a katılan Kahramanmaraş ve Bitlis`ten gelen belediye başkan ve il genel meclisi üyelerine rozetlerini takarak, ANAP ailesine hoşgeldiniz dedi.
 

Hisse Başarıyla eklendi