Yeni ekonomi ile eski siyasetler arasındaki mücadele hızlanıyor

23.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Yeni Ekonomi`nin kuralları ve teknolojileri uluslararası iş dünyasının bazı kurallarını ve ortamlarını değiştirdiyse de, şirketlerin uluslararası piyasalara çıkmasının ardındaki asıl motivasyon değişmedi: Kârları artırmak ve rakiplerin rekabetçi girişimlerine yanıt vermek.


Yüz yıl önce Standard Oil New Jersey şirketi petrol aramak üzere deniz aşırı ülkelere yollandı. 1990`ların sonunda America Online abone peşinde bütün bir dünyayı dolaşıyor. 1889 yılında, United Fruit Company`nin Merkezi Amerika`da olması gerekiyordu zira bu bölge muz üretimi açısından idealdi. Şimdi, Yahoo! her yerde olmak zorunda, zira ne denli fazla ziyaretçisi olursa o denli fazla hisse fiyatı elde edebilir. Yeni Ekonomi`nin kuralları ve teknolojileri uluslararası iş dünyasının bazı kurallarını ve ortamlarını değiştirdiyse de, şirketlerin uluslararası piyasalara çıkmasının ardındaki asıl motivasyon değişmedi. Şirketler karlarını artırmak ve rakiplerinin rekabetçi girişimlerine yanıt vermek istiyorsa, global anlamda yayılmak zorunda. Deniz aşırı yerlere yollanmak açısından nereye ve ne zaman harekete geçileceğine bakarken, şirketler ayrıca kendi endüstrilerinin özgün koşulları tarafından da zorlanıyor. Petrol ve maden şirketleri jeolojiye; tüketici malları grupları büyük piyasalara bakıyor.


Ancak internet uzun zamandan bu yana geçerli olan bu gerçekleri bir anlamda değiştirdi. Temel anlamda, bir şirketin artık uluslar arası varlığa sahip olması için deniz aşırı yerlere girmesi gerekmiyor. Online aracı kurumlar deniz aşırı yerlere bir şey göndermeksizin veya oralarda fizik anlamda mevcut olmaksızın faaliyet gösterebiliyor. Daha ötede deniz aşırı yerlerde varlıkları olmayan şirketler bile kendi faaliyetlerine ilişkin konularda bir dizi değişkenle başa çıkmak zorunda. Ve dolayısıyla, aynı ABD çok - uluslu şirketlerinin kendi çıkarlarını ilerletmek ve korumak açısından hükümete ihtiyaç duyduğu gibi, yeni ekonomi şirketleri de yeni bir çeşit ticaret diplomasisine gereksinim duyuyor. Gerçekten de, bugünün, hızlı hareket eden, esnek ileri teknoloji şirketlerinin önünde duran ironilerden birisi, kendisini liberteryan gören bu girişimlerin çoğunun global anlamda başarılı olabilmesi için, yavaş ve vakit alan çok taraflı müzakere süreçlerine bağlı.
Eskiden, çok - uluslu şirketler açtıkları petrol kuyularının yabancı ülkelerin hükümetleri tarafından devralınması riskiyle yaşamak zorundaydı. Bugün bir çok şirket için ana risk, dünya çapında hackers ve sahtekarların kendi ticaret sırlarını çalması.


Yeni ekonomi şirketleri kendi hükümetlerinin ötesine bakarak, üniform teknolojik standart sağlamak durumunda. İnternet ve iletişim sınırlar ötesinde değişiklik arz ettikçe, bu sektördeki şirketlerin dünya çapında gelirlerini maksimize etmesi de o denli zor olacak. Bu sorun, sektördeki şirketlerin, AB ve Dünya Ticaret Örgütü yeni global kuralları saptarken Brüksel ve Cenevre`de lobi orduları bulundurmalarının nedeni oluyor. En iyi anlamını askeri terminolojide bulan hegemonya kavramı bu sorunları çözmeye yeterli olmuyor. Bütün gücüne karşın ABD bu alanda kendi tercihlerini empoze edemedi. Bunun nedeni sadece çok - taraflı örgütlere verdiği desteğin sorgulanılabilirliği değil, aynı zamanda, ne denli güçlü olursa olsun, hiçbir hükümetin tek taraflı anlamda bu sorunlara kendi damgasını atmasının olanaksızlığı. Gerçekler yeni ekonomi şirketlerini rahatsız bir paradoksla başlaşa bırakıyor: onların en önem verdiği birkaç karakteristik, hükümetlerin bira raya gelerek müzakereler yaptığı ve örgütlendiği kurumlarda mevcut.


Teknoloji şirketleri hız, ademi merkeziyet ve bireysellikten yana. Onlar coğrafyayı, sınırları ve bağımsızlığı göz ardı ediyor. Çok - taraflılık normalde yavaş karar vermek, açık ve net olmayan hedefler ve ulusal bağımsızlık çerçevesinde herhangi bir gerçek veya sembolik konuda hiper hassas olmak anlamına geliyor.
Yeni ekonomi ile yatay karar mekanizmalarının mücadelesi, dijital devrimin dünyaya nasıl ve ne şekilde yayılacağını belirleyecek en önemli unsur olarak öne çıkıyor. Ülkelerin, yeni ekonominin kurallarını birlikte saptamak adına gösterecekleri yaratıcılık, yeni ekonominin ve onun getirdiği teknolojik icatların geleceğini belirleyecek. *Moises Naim, Foreign Policy dergisi genel yayın yönetmeni. (FİNANSAL FORUM- FİNANCİAL TİMES)


 

Hisse Başarıyla eklendi