Yedi Milyar Dolarlık Krizin Tetikçisi Hacker Fonlar Mı?

08.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Türkiye`de yaşanan ve Demirbank`a el konulmasına kadar giden krizi kim tetikledi. BDDK Başkanı Temizel, Hürriyet Yazarı Ertuğrul Özkök`e krizi ABD`li iki fonun tetiklediğini söyledi. Yeni Binyıl Yazarı Metin Münir ise, güvenilir kaynaklara dayanarak yazdığı yazısında Deutsche Bank`ın yurtdışına 1,2 milyar dolar döviz çıkardığını yazdı. Akşam yazarı Deniz Gökçe, krizde bir günde, hem de vadesinden önce milyonlarca doları çeken Deutsche Bank`ın davranışının sorgulanması gerektiğini vurguladı. Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök dün köşe yazısında Ankara`da Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu`na (BDDK) yaptığı ziyareti anlatırken, kurul başkanı Zekeriya Temizel`in kendisine aktardığı bazı bilgileri okurlarıyla paylaştı. Temizel, kendisini ziyaret eden Özkök`e krize ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Özkök yazısında bunları şöyle dile getirdi:

Bankacılık sisteminin başındaki insandan bu krizin ilginç teşhisini dinliyoruz..


KRİZ İKİ AŞAMADA TETİKLENMİŞ;

`Her şey Amerika merkezli iki hacker fon`un bir milyar dolar çekmesi ile başladı` diyor.

Hacker kelimesi, sitelere saldıran internet korsanları için kullanılan bir kelime.

ABD`de `Hacker Fund` denilen bazı korsan fonlar varmış. Korsanlıkları da bazı piyasalara girip çıkarak spekülatif kazançlar sağlıyorlarmış.

Yaptıkları iş belki kanun dışı değil, ama piyasaları etkiliyormuş.

İşte bu `hacker` fonlardan ikisi, Türkiye`de faaliyette bulunan bir yabancı banka aracılığıyla bir milyar dolar çekince piyasa bir anda tedirgin bir bekleyişe geçmiş.

Temizel buna `psikolojik atak` diyor. Yani panik atak gibi bir şey. Bu psikolojik atakla birlikte krizi tetikleyen ikinci psikolojik dalga gelmiş.

Bazı bankalar bunu fırsat bilip, piyasada `kan davalı` oldukları daha küçük bazı bankalara karşı saldırıya geçmiş.

Bir noktanın altını çizeyim.

Burada `kan davası` kelimeleri bana ait.

Bu ikinci dalga, krizi borsadan bankalara sıçratmış.

Temizel`e göre krizi başlatan ve yaygınlaştıran işte bu iki `psikolojik atak` dalgası olmuş.


DEVALÜASYON TAHMİNİ YAPANLAR;

Akşam Gazetesi yazarı ekonomist Deniz Gökçe ise Demirbank`ın durumunu ve kriz sırasında yabancı bazı bankaların davranışlarını sorguluyor. Yazının konuyla ilgili bölümü şöyle: Bu banka, faizlerin düşeceği varsayımı ile Hazine`yi finanse ettiği için battı. Aşırı risk alma var ama bu sahtekarlık ve kötü niyet de değil. Demirbank, kamu kağıtlarını alırken siyasilere, Merkez Bankası`na, Hazine`ye yani toplam ülke yönetimine ve verilen sözlere güvenmişti. Bu banka bundan bir kaç ay evvel marketmarker seçilmiş bir banka idi. Acaba son altı ayda sorumluluklarının bilincini taşımayan kimseler, sorumsuzca ve yok yere ülkeyi uçurumun kenarına getiren yaklaşımları sergileyenler, binlerce Demirbank çalışanına da çıkan bu maliyetten hiç üzgün değiller mi?


DEUTSCHE BANK OLAYI;

Ve son bir söz yabancı yatırımcılara!

Deutsche Bank bir günde hem de erkenden yüz milyonlarca doları Türkiye`den çekip, üstelik kim olduğu bilinmeyen, adı verilmeyen bir velede Türk parasının devalüe olma şansı yüzde kırk diye rapor yazıp, 1 Aralık`ta ortalığa dağıtıp, kendi parasını çektikten sonra da işler düzelmeye gidince hemen tersine dönüp Türkiye iyi yolda diye rapor yazıp ve Türk bankalarına telefon edip Yahu sizin line`nızı yanlışlıkla kapatmışız! derken acaba sorumlu bir davranış içinde miydi?


İKİ GÜNDE 1.4 MİLYAR DOLAR;

Hükümetin IMF ile anlaştığını ortak bir basın toplantısı ile duyurması ve IMF`nin 7.5 milyar dolar rezerv para vereceğini açıklamasının, yabancı yatırımcılarda bir rahatlama yarattığı gözlendi. Önceki gün bu açıklamaların ardından Türkiye`ye 600 milyon dolar döviz girişi olurken, bu rakama dün776 milyon dolar daha eklendi. Para çıkışı ise iki günde sadece 300 milyon dolar civarında kaldı. İki günlük girişler, son 15 günde giden 7.1 milyar dolar civarındaki sıcak paranın geri dönmeye başladığı izlenimi yarattı. Nitekim Deutsche Bank`tan yapılan açıklamada bunun teyidi oldu. Özellikle rezervlerin IMF desteği ile artacağının anlaşılması devalüasyon beklentilerini tamamen bitirmesi girişleri artıran bir unsur oldu.


SPEKÜLASYON ELLERİNDE PATLADI;

Deutsche Bank`ın adı, geçtiğimiz pazar günü Metir Münir`in Yeni Binyıl`da yayınlanan köşe yazısında da geçiyordu. Münir, Demirbank`a el konmadan önce kaleme aldığı yazıda krizin nedenini şöyle anlatıyordu: Yaşadığımız krizin nedeni iki Türk bankasının Hazine Bonoları üzerindeki spekülatif yatırımlarının ellerinde patlamasıdır. Bu iki banka faizlerin yüzde 30`dan yüzde 20`ye düşeceği hesabıyla büyük miktarda hazine kağıdı satın aldı. Kağıtların çoğu kredi ile alındı. Kredilerin çoğunu yabancı bankalar sağladı. Yabancı bankalar `structured deal` diye adlanan bir mekanizma ile bu iki bankaya büyük krediler verdiler. (Güvenilir kaynaklar 800 milyon dolarlık bir kredi demetinden bahsediyorlar.) Karşılığında da teminat olarak hazine bonosu aldılar. Ancak, iki bankanın tahminlerinin tersine, faizler düşeceğine yükselmeye başladı. Faizler yükselince teminat olarak verilen Hazine bonoları likiditelerini kaybetmeye, teminat olmaktan çıkmaya başladı. Diğer bir anlatımla, bu Hazine Bonolarını elde tutmak zaralı hale geldi. Zarar belli bir noktaya gelince yabancı bankalar paralarını geri istediler ve piyasadan çıktılar. (Güvenilir kaynaklara göre, sadece Deutsche Bank birkaç gün içerisinde kendi ve müşterileri adına 1,250 milyar dolar çıkardı.) İki banka yabancı bankalara paralarını ödemek için Hazine bonosu satmaya başlayınca faizler daha da yükseldi. Durumun farkına varan güçlü Türk bankaları da bu iki bankaya kredi açmamaya başladı. İki banka fasit bir dairenin içerisine girdi. Faizlerin yükselmesinden ürken yabancılar Hazine bonolarını eritmeye başladılar. Bunlara, Zekeriya Temizel`in başlatığı operasyonun yayılmasından endişe eden varlıklı Türkler de katıldı.(YENİ BİNYIL)

 

Hisse Başarıyla eklendi