Bono piyasasında geçtiğimiz hafta takas beklentileriyle yüzde 75 bileşik seviyesine kadar gerileyen faizler bu hafta başından itibaren yükselişe geçti. Hazine`nin dün düzenlediği ihalede faiz oranının yüzde 79,5 seviyesinde oluşması piyasadaki diğer bonolarıda bu seviyelere getirdi.
Bono faizlerindeki bu yükselişi temel olarak iki sebebe bağlamak mümkün. Birincisi; dolarda yaşanan yükseliş ikincisi ise bu hafta sonu karara bağlanacak olan Fazilet Partisinin kapatılma davası. Dava sonucunda bir erken seçim riskinin ortaya çıkması piyasada huzursuzluğa neden oluyor. IMF destekli ekonomik program siyasi çekişmelere rağmen, zor da olsa, yürütülürken şu dönemde bir erken seçim tüm çabaların boşa gitmesine neden olabilir. Dolardaki hareketi ise daha çok dolara gelen reel talebi piyasada karşılayacak satıcının bulunmamasına bağlamak mümkün.
Bankaların sendikasyon ödemeleri, ithalatçı talepleri gibi reel talepler sığ olan döviz piyasasında Merkez Bankasının satışlarıyla karşılanabiliyor. Ancak şu aşamada dövize spekülatif bir talepten de söz etmek mümkün değil. Dolayısıyla şu an dövizde yaşanan hareketin geçici olduğunu düşünüyorum. Mevsimsel olarak dövizin bollaştığı bir döneme giriyoruz ki bu dönemde diğer avantajımızda dış ticaret dengesinin ihracat lehine oluşması. Merkez Bankasının müdahalesi kuru belli bir düzeye oturtmaya yönelik değil sadece oluşan talebi karşılamaya yönelik olduğundan önümüzdeki günler için kur tavanı belirlemek pek mümkün değil ama özellikle vadesi yaklaşan büyük banka sendikasyonlarının yenilenmesi ve turizme bağlı döviz girişi hareketin sonunu yaklaştıracak gelişmeler olacaktır.
Bono piyasası ise önümüzdeki günlerde öncelikli olarak Fazilet partisi kapatma davasının sonucunu bekleyecek. Erken seçim riskinin ortadan kalkması ile mali sektörün ihtiyacı olan gelişmeler izlenecek. Demirbank ve Sümerbankın satışlarının başarıyla sonuçlanması, diğer özel bankalarda gerçekleşebilecek yabancı ortaklıklar ve birleşmeler önem verdiğimz olumlu gelişmeler olacaktır. Ayrıca bankaların mevduat yapısını güçlendirmek için, uzun vadeli TL cinsi mevduatlarda zorunlu karşılıklar ve stopajlarda düşüş yönünde düzenleme yapılması da beklentilerimiz arasında . Böyle bir düzenleme bankaların bilançolarında bulunan vade uyumsuzluğunu olumlu yönde etkileyecektir.
Meclisin tatile girmesiyle siyasi alanda da nispeten daha sakin günler geçireceğimizi düşünebiliriz. Yukarıda bahsettiğimiz gelişmelerin sonuçlarının alınmasıyla piyasaların tekrar olumlu havaya bürüneceğini, bono faizlerinin ilk etapta yüzde 75-70 bandına gerilemesini bekliyoruz.
ERKAN BİLGÜN
GARANTİ PORTFÖY YÖNETİMİ