Yatağan Hasta Ediyor

18.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Türk Tabipler Birliği`nin istemi üzerine Yatağan`da incelemelerde bulunan beş akademisyen, Yatağan Devlet Hastanesi`ne yapılan başvuruların büyük bölümünü ``akut solunum sistemi sorunları`` nın oluşturduğunu ve bunun da Muğla Devlet Hastanesi`nden belirgin biçimde farklı olduğunu belirledi.

Yatağan`da inversiyon olaylarının başlamasının ardından bölgede inceleme yapan ekipten DEÜ Tıp Fakültesi öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Alp Ergör , Yatağan Kaymakamlığı, Belediye Başkanlığı, Türk-İş Bölge Temsilciliği, Muğla Sağlık ve Çevre müdürlükleri ve Santral İşletme Müdürlüğü yetkilileriyle görüştüklerini söyledi.

Görüşmelerde önümüzdeki aydan başlayarak birer ay arayla işletmeye açılacak baca gazı arıtma tesislerine ilişkin çarpıcı bir bilgiye ulaştıklarını belirten Ergör, sözlerini şöyle sürdürdü:

``Üç baca gazı tesisinin birlikte çalıştırılmaları durumunda işletme maliyeti ve harcayacakları enerji miktarı korkunç düzeylerde olacak. Bu tesislerin harcayacakları toplam enerji 18 megawat; yani neredeyse Yatağan Termik Santralı`nın ürettiği enerjinin üçte biri oranında.

Belki çok spekülatif bir düşünce; ancak özelleştirilme kapsamındaki santral devredildikten sonra işletmecilerin, santraldan sağlayacakları enerjinin üçte birini tüketecek bir baca gazı sistemini çalıştırmaktan kaçınabileceği insanın aklına geliyor.``

`Santral durdurulmalı`
Santralın, bölgede yaşayanlara yönelik akut ve kronik etkilerini değerlendirecek bilgilere ulaşmaya çalıştıklarını da bildiren Alp Ergör, Muğla İl Sağlık Müdürlüğü`nün bu konuda oldukça kapsamlı çalıştığına dikkat çekerek ``Henüz tüm bilgiyi değerlendirmedik; ancak şu çok net: Yatağan Devlet Hastanesi`ne yapılan başvuruların önemli bir bölümünü akut solunum sistemi sorunları oluşturuyor. Bu, Muğla Devlet Hastanesi`nden belirgin şekilde farklı. Dolayısıyla burada bu doğrultuda bir çalışma yürütmek gerekiyor`` dedi. Ergör, bütün bilgilere ulaştıktan sonra Muğla genelindeki durumu Yatağan`daki durumla karşılaştıracaklarını söyledi.

Yatağan`daki inversiyon olayları sırasında önlem olarak termik santralın faaliyetinin durdurulmasında bazı sakıncalar bulunduğunu vurgulayan Ergör, şu bilgileri verdi:

``Kirlilik yoğunlaştığında hemen santralın çalışmasını durdurmak mümkün değil. Çünkü oluşan ısınmanın dereceli olarak azaltılması gerekiyor. Birdenbire ısı azaltıldığında onarılması mümkün olmayacak katastrofik sonuçlara yol açan kazalar meydana gelebilir; patlamalar gibi. Bu yüzden santralın yavaş yavaş soğutulması gerekiyor. İnversiyon sırasında kapasiteyi yavaş yavaş düşürüyorlar. Bunun için de fuel oil kullanmak zorundalar. Bu da aslında havayı daha çok kirletiyor. Termik santral yönetiminin yapabileceği çok fazla bir şey yok. Asıl sorun: Santralın seçim yeri baştan sona yanlış. Mahkeme kararlarına karşın çalıştırılıyor.``

Bölgede kirliliğin insan sağlığına yönelik etkilerinin orta ve uzun vadeli bir izleme programı oluşturularak belirlenmesi gerektiğini de kaydeden Ergör, ``Hem kirliliği hem de kirliliğin toplum üzerindeki etkisini izleyecek bir program kurmak gerekiyor. Sağlık Müdürlüğü`nün kayıt sistemi oldukça derli toplu. Biz bunun üzerine küçük bir değişiklikle oluşturacağımız bir program önereceğiz`` diye konuştu.

Dr. Ergör, bölgede şu anda ortamın sürekli izlenmediğini, ``spot ölçümler`` yapıldığını da bildirerek bunun yeterli olmadığını söyledi. (CUMHURİYET)
 

Hisse Başarıyla eklendi