Yalova Ne zaman Özel Sektöre Güvenilmişse Kazanılmıştır

10.11.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Devlet Bakani Yalova: Türkiye Ne Zaman Özel Sektöre Güvenmişse Kazanmiştir -Bir Genelkurmay Başkani 19 Milyar Lira Emeklilik İkramiyesi Alirken, Ben Petkim`De 25 Yillik İşçiye 20 Milyar Lira Ödüyorum -Kamu Kuruluşlarinda Da Özel Sektördeki Gibi (Kaç Saat Çaliştin, Karşiliğinda Ne Aliyorsun) Sistemi Olmadikça Devlet Yapisinin Çağdaş Hale Gelmesi Mümkün Değil



ANKARA (A.A) - 10.11.2000 - Devlet Bakanı Yüksel Yalova, Türkiye`nin ne zaman özel sektöre güvenmişse kazandığını, güvenmediği zaman ise kaybettiğini söyledi. Yalova, ama o kayıp sadece o gün yaşayan insanlarla sınırlı olmadığı için, hakiki açığı telafi etmek güç olmuştur dedi. Yalova, TOBB Ticaret Odaları Konsey Toplantısı`nın açılışında yaptığı konuşmada, emekli ikramiyeleri konusundaki toplumsal dengesizlikten yakındı ve bu dengenin sağlanması için düşünmek gerektiğini bildirdi. Bugün bir Genelkurmay Başkanı`nın 25 yıl sonrasında 19 milyar küsur emekli ikramiyesi aldığını, ancak kendisinin 25 yıllık bir Petkim işçisine 20 milyar lira ikramiye ödediğini belirten Yalova, bir valinin ise 10-13 milyar lira aldığına dikkat çekti. Buna karşılık SEKA`da düz işçiye 13.5 milyar lira ödendiğini belirten Yalova, konuşmasını şöyle sürdürdü: Şapkayı önümüze koymamız lazım. Bir emniyet müdürü o civarlarda bile almıyor. Bir öğretmen, bir hakim, bir savcı, 25 yıllık bir polis memuru 4.5 milyar lira civarında para alıyor. Bu alemin mensupları huzurunda söylemeliyim ki, benim hiç bir zaman o 20 alıyor, 10.5 alıyor falan dediğim kesimin aldıklarında gözüm olmadı. Aklımdan da geçmedi. Çünkü o parayla da yeterli bir insanca yaşam sürmenin mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. Ama bir şeyi de biliyoruz ki (ayda 100 milyon lira net parayla çalışmak ister misin) desek herhalde 5 milyon vatandaşımız sıraya girer. Bu durumda işin içinden nasıl çıkılacağını ve dengenin nasıl kurulacağını soran Yalova, Türkiye ne zaman özel sektöre güvenebilmişse kazanmıştır. Ne zaman güven duyamamışsa kaybetmiştir. Ama o kayıp sadece o gün yaşayan insanlarla sınırlı olmadığı için, hakiki açığı telafi etmek daha güç olmuştur diye konuştu.


ÖZERKLEŞTİRME;

Bu çerçevede, özelleştirme konusuna değinen Yalova, özelleştirmenin, özellikle kamu ihaleleri ve bankalarının ne kadar netalemi konular olduğunu herkesin bildiğini söyledi. Özelleştirmede, çaresizlikten özerkleştirme kavramını gündeme getirdiklerini anlatan Yalova, bir bankanın özerk olması diye bir tabiri hiç bir zaman kabullenmediğini bildirdi. Yalova konuşmasını şöyle sürdürdü: Bu, siyasal terminolojinin bir terimidir. Ama gel gör ki, ne aldık nerden aldık nereye vereceğiz. Bu en doğrusu ve tek doğru yol muydu uyguladığımız istikrar programı derseniz... değil. Peki ne olması gerekir. Namuslu olduğunuzu kanıtlamanın tek şartı bir başkasını hırsızlıkla suçlamaktan ibaret olmayacak. İşin aslı herkes namusludur, dürüsttür. Ama bu dürüst insanların arasından üç-beş hırsız çıkabilir. Çıkarsa da burası hukuk devletidir herkes cezasını çeker şeklinde yaklaşım olacak. Yoksa hırsızdır, hırsız olmadığını kanıtlamak için herkese ispatlamaya yükümlüdür derseniz, ekonomi her şeyi kaldırır ama bir şeyi kaldırmaz. Eğer can ve mal güvenliği kavramı insanların beyninde eksilmeye başlarsa, bakın bir kaç yıl önce 100 küsür milyar dolar gitti yurtdışına. Geldi mi bu para, getirebildik mi?


ÖZELLEŞTİRMEDEN BEKLEDİĞİMİZ FAYDAYI ALAMAYIZ

Bu paraların getirilmesi gerektiğini ancak bunu yaparken de dünyanın Türkiye`den ibaret olduğunu sanmamak gerektiğini anlatan Yalova, ben hiç bir kurum taassubuna girmeden söylüyorum. Eğer SEKA`da 50 trilyon, Sümer`de 100 trilyon... say say 1 milyar doları yılda sınırlı sayıda bir insana -milyonlarca insan işsiz gezerken- o parayı akıtıyorsak özelleştirmeden beklediğimiz faydayı almamız mümkün değil. Eğer Devlet Demir Yolları 850 milyon dolar zarar ediyorsa istediğimiz kadar istikrar paketinde başarılı olalım, mümkün değil diye konuştu. Bakanlıklar ve kamu kuruluşlarında özel sektördeki gibi (kaç saat çalıştın, karşılığında ne alıyorsun) sistemi getirilmedikçe devlet yapısının yeniden çağdaş hale getirilmesinin mümkün olmadığını belirten Yalova şunları söyledi: Siz 440 trilyon lira sadece personele para ödeyeceksiniz. 40 bine yakın köy için 110 trilyon yatırım yapacağınızı söyleyeceksiniz. Matematik diye bir ilim var. 2,5 milyar düşüyor köy başına. Bir kilometreyolu asfaltlamak için de 14 milyar para harcamak gerekir. O zaman yapılacak iş belli...


BEDEL ÖDEMEK GEREKİR

Özelleştirme sürecindeki 16 yılı da değerlendiren Yalova, bu konuda İngiltere`nin 120 milyar doları geride bırakırken Türkiye`nin özelleştirme geliri olarak 10 milyar dolar alması karşısında sevinmek mi üzülmek mi gerektiğini bilmediğini belirtti. 1994 yılına kadar sistemleri gereği özelleştiremeye karşı olan Doğu bloku ülkelerinin bile Türkiye`yi geçtiğini belirten Yalova şunları söyledi: Bugün, 2,5 milyondan fazla devlet memuruyla özel sektörü dışlayan, özel sektörü savunmanın adeta suç haline geldiği bir çağdışı kalmış Marksist Leninist ideoloji kırıntılarının Türkiye`deki gezintileriyle ve onların hakim olabilmelerinden duyacağımız korkuyla Türkiye`de 65 milyon insanın sorununa çözüm bulacağız. Mümkün değil. Onun için yapılacak iş bellidir. Bunun uluslararası kriterleri bellidir. Uluslararası arenada da savaşmanın koşulları bellidir. Eğer Türkiye hakettiği şerefli yeri alacaksa o şerefin bedeli olacaktır. O bedeli ödemeden de hiç kimseye böyle bir yeri avantadan vermezler.
 

Hisse Başarıyla eklendi