Verenin suçu yok mu?

29.01.2002 - 12:39 | Son Güncelleme :


Bugüne kadar, rüşveti ihbar eden bir işadamıyla karşılaşmadığını söyleyen Gümrük Müsteşarı Nevzat Saygılıoğlu, `alan` kadar `veren`in de sorumluluğunu hatırlattı

Kamuoyunda, rüşvet ve yolsuzluğun `simgesi` durumunda görünen gümrük teşkilatı, eleştirilere sonunda isyan etti. Müsteşar Nevzat Saygılıoğlu, çete halinde rüşvetin son bulduğunu, bireysel olayların ise devam ettiğini vurgularken, `Yok demiyoruz, ne kafamızı kuma gömdük ne de ayaklarımız yerden kesildi. Ama iki taraf var, veren taraftan hiç ses çıkmıyor` eleştirisini dile getirdi. Dünya Bankası`nın yan kuruluşu FİAS tarafından hazırlanan raporu, eksik ve haksız olarak niteleyen Müsteşar Saygılıoğlu, 2005 hedeflerinden, rüşvete kadar çeşitli konularda AKŞAM`ın sorularını yanıtladı:

Gümrükçülük hala `ballı iş` mi?

Sanırım eskisi kadar değil.. Hala olay var kendimizi aldatmayalım. Çete halinde olay bitti. Bireysel olarak maalesef `ballı iş` var.. Bir de, 2001 yılında iş yapmanın zorluğu, ithalatçıyı, ihracatçıyı cent hesabı yapmaya zorladı. Dolayısıyla böyle bir şans işadamları tarafından bulunamadı, bizimkilere de gün doğmadı tabiri caiz ise..

Rüşvetin simgesi haline geldi teşkilatınız.. Dünya Bankası raporlarında bile yer aldı..

Tespit ettiğimiz, istihbaratını aldığımız her olayın üstüne gidiyoruz, birkere bundan herkes emin olmalı. Bir `rüşvet` varsa en az iki tarafı vardır. İthalatçısı-ihracatçısı, aracıları vardır.. Bu konuda taraflar daha uyarıcı olsalar, biz görevimizi yapmıyorsak o zaman yargılasalar.. Kamuoyunun önünde yargılanmaya da razıyız. Ben ihbarlar mekanizmanın sağlıklı olmadığını biliyorum.. Ama titizlikle incelediğimizin de bilinmesini isterim.. Şunu da belirteyim, çok uzun yıllardır görevdeyim, dostlarımla muhabbet ederken bile şu ana kadar da falan kapıya dikkat edin, müdüre, yöneticiye dikkat edin diye bir uyarı almadım. Bu da bir gerçek.

Yani eleştirenler için `alan razı-satan razı` durumları mı?

Kafamızı kuma gömmüyoruz. Hala sıkıntılı noktalar, olaylar var ama trendin azalmaya girmesi umut verici.. Rüşvet, bahşiş, hediye.. Bunların ayrımında bile zorluklar çekiyoruz.. Dünya Bankası`nın daha doğrusu FİAS raporu. TÜSİAD, İSO, YASED hazırlığında var. İsterdim ki bizimle daha yoğun çalışarak derinleştirilebilseydi. Rüşvet niye alınıyor ve kimler veriyor. Onlar üzerine de yoğunlaşsalardı. Toplanan her yüz liranın 36 lirası rüşvete gidiyor diyen onların raporu. Kesinlikle bizim teşkilata sütten çıkan ak kaşık demiyorum ama kesinlikle FİAS`ın gümrükleri günah keçisi olarak değerlendirmesini reddediyorum.. Eğer öyle olsaydı, çalışma gruplarının içine gümrükleri de alırlardı.. Realite var ama abartılmış, çarpıtılmış..

Gümrükler tam anlaşılamıyor galiba.. `Körlerin fil tarifi` gibi..

Gümrüklerde, ithalat, ihracat, muaf ithalat, yolcu beraberi, bavul ticareti, kıymet ve miktar kaçakçılığı yaklaşık 120 milyar dolar bir iş hacmi var.

2 milyonun üzerinde ithalat-ihracat beyannamesi alıyoruz. 500 bin TIR, 25-30 bin dolayında gemi, 14 milyon insan giriş-çıkışı var. 24 saat çalışılıyor. Her bir bakanlık ile ayrı ayrı muhatabız. Yeri gelmişken, ithalattaki beklemeler gümrükten değil, giren malla ilgili diğer kurumların bürokrasisinden gecikir. Gümrük vergileri, toplam vergilerin bu yıl için yüzde 16.5`i olacak.

9.5 katrilyon liranın üzerinde bir rakam bekliyoruz. Bu rakamları ekonomi çevreleri bile algılayamıyor.

Eksikler neler?

Fizik altyapı sorunları yani kapılar. Ülke imajı için bile kötü. Özel sektör katkısıyla sorunların büyük kısmını aşacağımızı düşünüyorum. İşgücü konusunda da eğitim faaliyetleri kesintisiz sürecek. Orta vadedeki hedef, kalite mevzuat olarak AB`ye tam uyum.

Personel açısından, gümrüklerin bir çekim merkezi haline geldiğini duyuyoruz. Ziraat ve Halkbank personeli gelmek istiyormuş..

Müfettiş ve uzmanlar dahil olmak üzere bizden iş talepleri var. Hizmet süresinin az olması, yüksek öğretim gibi şartlarımız var. Bu önemli çünkü lisan bilgisi ve otomasyona uyum gerekli. Ayrıca taşrada görev yapması lazım. Bizim cephede insana ihtiyacımız var. Türkiye`nin geçiş döneminde, değişimini sembolize etmek istiyoruz. Değişim temsilcisi olmak istiyoruz. Bu konuda iddialıyız.

Bürokraside büyük deneyiminiz var. 2002 yılının yeniden yapılanma manzarası nasıl görünüyor?

Biliyorsunuz yeni hazırlık var. Niyet mektubunda da yer alıyor.. Tecrübeme dayanarak söylüyorum; 2002 yılında yeniden yapılanma çalışmaları kamuda dirençleri ve teslimiyetleri getirecek. Ama değişim bir ihtiyaç. 1980 sonrası süreçte sistem müsteşarlık modeliyle ihtiyaç duyulan birimlerin bir

araya gelmesi olarak düzenlendi. Oysa şimdi, fonksiyonların birleşmesi, bürokrasinin azaltılması gümdemde.

Ekonomi yönetiminin yeniden yapılanması şart. Temel hareket noktası fonksiyonel görev ifası olacak. Yeniden yapılanmanın, öncelikle merkez-taşra yetki ve sorumluluklarının belirlenmesiyle başlayacağını, sonra bakanlıklara ilişkin düzenlemenin, sonra veya eş zamanlı ekonomi yönetiminin düzenleneceğini düşünüyorum.



--------------------------------------------------------------------------------



Bürokrasiden gözüm korktu

Turizm Bakanlığı Müsteşarlığım sırasında yat limanlarıyla ilgilendim. Bu alanda 10 milyar dolar gelir elde edilebilir. Bütün ilgili kurumları toplantıya çağırdım. 16 kurum bu konuyla ilgili çıktı. Bürokrat olarak açıkçası çekindim. Yeniden yapılanma konusunda korktum, `ben olsam vazgeçerdim` diye düşünmedim de değil. Çünkü her yeni oluşturulan kurum fonksiyon alıyor. Bürokraside boş bırakırsan nifak olur, başkasının işine katarsan bürokrasi ve rüşvet oluyor. Hiç kimse kendini alternatifsiz görmezse sorunlar aşılır.



--------------------------------------------------------------------------------



Moda kaçakçılık: Cep telefonu

Şu anda en moda kaçakçılık cep telefonu. Bir çanta içinde öğrenciye, yaşlı kadınlara veriliyor. Bir çantaya yüz adet cep telefonu sığdırmak mümkün. Karlı bir iş. Sık sık yakalanıyorlar. İstihbaratla izliyoruz, gümrük teknikleriyle izliyoruz. İthalat 40 milyar dolar dolayında, ihracat ise 31.2 milyar dolar civarında. Karşılama oranı ise yüzde 75-80 arası. Eldeki geçici bilgilere göre, ithalat yüzde 25 azaldı, ihracat artışı ise yüzde 11.. İhracatçı birliklerinde yüzde 14 görünüyor.. Farklılık arada bir yerde gerçekleşir.



--------------------------------------------------------------------------------



Hedef 9.5 katrilyon lira

Bu seneki gümrük vergisi tahsilat hedefimiz 9 katrilyon 560 trilyon lira. Bu rakam toplam vergi gelirlerinin yüzde 16.5`ine tekabül edecek. 2001`de ise bu rakam 5.5-6 katrilyon lirayla toplam verginin yüzde 15`ini oluşturuyordu. Eğer gelecek yıl, kurda enflasyonun altında bir duraksama olursa ve 2002`nin ikinci yarısında büyüme ağırlıklı politikalar uygulanmaya başlanırsa, ithalat fırlar. Özellikle, ilk yarıdaki enflasyon rakamları bu anlamda önem taşıyor. İthalat, 45 milyar dolar hedeflendi, bu aşılır. Ödemeler dengesi negatife dönebilir.
 

Hisse Başarıyla eklendi