Rekabet Kurulu, Sabancı Grubu`na ait Enerjisa`nın şikayeti üzerine yaptığı incelemede, Uzanlar`ın ÇEAŞ`ta ‘hakim durumu kullanıp, rekabeti engellediğini’ belirledi. Kurul, Uzanlar`a 9.5 trilyon lira ceza verdi. ÇEAŞ`ın tüzel kişiliği Uzanlar`da olduğu için, cezayı Uzanlar ödeyecek.
REKABET Kurulu, ÇEAŞ`ın (Çukurova Elektrik A.Ş.) elektrik iletim pazarındaki hakim durumunu kullanarak, fiili ve potansiyel rekabeti engellediği gerekçesiyle şirkete 9.5 trilyon lira para cezası verdi.
Enerjisa`nın şikayet başvurusu üzerine, 4 Temmuz 2003`den bu yana sürdürülen soruşturma sonucu verilen Kurul kararında, ÇEAŞ`ın şikayetçinin altyapıya erişimlerini, hukuki ve teknik dayanaklardan yoksun olarak engellediği belirtildi.
Verilen para cezası ÇEAŞ`ın 2001 yılı net satışları üzerinden tahsil edilecek. ÇEAŞ`ın mallarına el konulmasına karşın, ÇEAŞ`ın tüzel kişiliğinin sürmesi nedeniyle, bu cezayı Uzan Grubu`nun ödemesi gerekiyor. Rekabet Kurumu`na ilişkin yen yasa değişikliği uyarınca, gerekçeli kararın ceza kararı alınan ilgiye tebliğinden itibaren, ceazın 1 ay içinde ödenmesi gerekiyor.
ÖDEMEK ZORUNDALAR
Uzan Grubu`nun karar aleyhine idari yargıya başvurması, 9.5 trilyon liranın ödenme zorunluluğunu ortadan kaldırmayacak. Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Yasa hükümlerine tabi olan bu ceza, doğrudan Hazine`ye gidecek.
Karara göre ÇEAŞ; Enerjisa`nın tesislerinin, kabule hazır hale geldiği Aralık 2001 tarihinden, ‘Enerji Alış ve Enerji Nakline İlişkin Sözleşme’ nin imzalandığı Ağustos 2002 tarihine kadar, sisteme bağlantı taleplerini reddetti.
Rekabet Kurulu kararında, mahkemeye sunulan bilirkişi raporuna da atıfta bulunularak, ‘ÇEAŞ’ın Toros`un bağlantı oktalarına ters röleler yerleştirerek, sisteme erişimi, dolayısıyla ortaklara enerji naklini engellediği` bildirildi.
Enerjisa, Uzan Grubu`na aitken Haziran 2003`de imtiyaz sözleşmesi iptal edilen ÇEAŞ`ı, ‘Tarsus yolu üzerinde kurulan dtoprodüktör santralde üretilecek elektriğin iletimine ilişkin sözleşmeleri yapmama ve ulusal ağa gerekli bağlantıları kurmayarak Rekabet Yasası’nın ihlali`` gerekçesiyle Rekabet Kurumu`na şikayet etmişti.
Bu adalet sistemiyle yabancılar zor gelir
HÜKÜMET Türkiye`ye yabancı sermaye gelmesinin önündeki en önemli engelin ‘‘köhnemiş hukuk sistemi’’ olduğunu düşünüyor. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, yabancı sermaye için çeşitli düzenlemeler yapıldığını ancak bu konuda olumlu gelişmeler sağlanabilmesi için en büyük reformun hukuk siteminde yapılması gerektiğini söyledi. Gül, ‘‘Türkiye`ye yabancı sermaye gelmesi için her türlü düzenlemeyi yapıyoruz ancak, artık köhneleşmiş hukuk sistemi nedeniyle sermaye Türkiye`yi tercih etmiyor. Herkes öncelikle ‘başım belaya girdiğinde güvenebileceğim bir hukuk sittemi var mı` diye soruyor’’ dedi.
Kayseri’de gazetecilerle bir toplantı yapan Abdullah Gül, ekonomideki genel olumlu gelişmelere rağmen özelleştirme ve Türkiye`ye yabancı sermaye ilgisi konularında sorunlar bulunduğunu belirterek şöyle konuştu:
‘‘Özelleştirmede hedeflerin gerisinde kalındı. Gerçekleşen özelleştirme gelirine göre hedef çok büyük kaldı. Yabancı sermaye için de çok önemli sayılabilecek reformlar yaptık ama hálá Türkiye onlar için cazip bir ülke haline gelemedi. Bunların birçok nedeni var. Ama bence en önemlisi ülkemizdeki hukuk yapısıdır. Bence yenilenmeye en çok muhtaç ve bunun eş anlamlı olarak en köhneleşmiş yapı adalette görünüyor. Herkes şunu düşünüyor ki; başım derde girdiğinde objektif, gerçekten güvenebileceğim bir hukuk düzeni var mı yok mu? Bu konuda maaselef henüz fazla birşey yapılabilmiş değil. Bu nedenle bence en büyük reformların hukuk düzeninde yapılması gerekiyor.’’
Merkez Yatırım dosyası ‘mahkemesini’ arıyor
MERKEZ Yatırım ve Ticaret A.Ş`nin, aralarında Hakan ve Bahattin Uzan`ın da bulunduğu 22 yöneticisi hakkında bilgi ve belge saklamak suçundan açılan dava, iki mahkeme arasındaki görev uyuşmazlığı nedeniyle Yargıtay`a gönderildi. Şişli 3`üncü Asliye Ceza Mahkemesi`nde açılan davanın dosyası, zimmete iştirak iddiasıyla ağır ceza mahkemesine gönderilmişti.
İmar Bankası`nın bilgi işlem hizmetlerini yürüten Merkez Yatırım A.Ş`nin 22 yönetici ve yetkilisi hakkında bilgi ve belge saklamak suçundan Şişli 3`üncü Asliye Ceza Mahkemesi`nde açılan davanın ilk duruşmasında dosya, suçun zimmete iştirak kapsamına girebileceği gerekçesiyle ağır ceza mahkemesine gönderildi. Dava dosyasını inceleyen İstanbul 2`nci Ağır Ceza Mahkemesi, suçun niteliğinin ağır cezalık olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi. Mahkeme, karara gerekçe olarak, İmar Bankası yöneticileri hakkında zimmet suçundan dava açılmadığını, bu dosyanın ana davayla birleştirilebileceğini gösterdi. Dosya iki mahkeme arasındaki uyuşmazlığın çözülmesi için Yargıtay 5`inci Ceza Dairesi`ne gönderildi.
Aynı dosya kapsamında Yeşim Salkım`ın mallarına yeniden ihtiyati tedbir konulması istemi de İstanbul 2`inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. İddianamede, 22 sanık hakkında Bankalar Yasası`nın 22/4 maddesi ve TCK`nın bilişim suçlarını düzenleyen 525/B maddelerine muhalefetten 3-9 9 yıl arasında değişen hapis ve 50 milyar lira para cezası isteniyor.