TÜSİAD Da Faizlerden Şikayetçi

15.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu, ekonomik kriz nedeniyle bir anda yükselen faizlerin reel sektör üzerinde büyük yük oluşturduğunu söyledi. Yücaoğlu, Türkiye`nin, krizinin etkisini tümüyle 2001 Mart ayında atabileceğini kaydetti.

Özel sektörün iki önemli kuruluşu Türk Sanayici ve İşadamları Derneği TÜSİAD ile Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasını içeren bir reform sürecinin ivedilikle başlatılması çağrısında bulundu. TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu ile TESEV Başkanı Can Peker, düzenledikleri ortak basın toplantısında, kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak iki kuruluş tarafından hazırlanan ortak duyuru açıkladı.

Faiz, reel sektörde yük

Basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan TÜSİAD Başkanı Yücaoğlu, ekonomik kriz nedeniyle yükselen faizlerden yakındı. Yücaoğlu, krizin bir anda yükselttiği faizlerin, reel sektör üzerinde büyük bir yük oluşturduğunu söyledi.

Türkiye`nin ekonomik krizin etkilerini 2001 yılının Mart ayında atabilecek duruma gelebileceğini belirten Yücaoğlu, bu kriz nedeniyle yeni yıla ülkenin sıfır ya da eksi büyüme ile gireceğini kaydetti. Yücaoğlu, TOBB Başkanı Fuat Miras`ın sokağa çıkma önerisine sıcak bakmadıklarını ve bu görüşü katılmadıklarını kaydetti.

Çevik kuvvet polislerinin eylemlerinin üzücü olduğunu vurgulayan Yücaoğlu, Türkiye`nin dünyaya daha olgun görüntüler vermesi gerektiğini kaydetti.

Kamu yönetimi zaafiyet içinde

Açıklanan ortak duyuruda, Türkiye`nin ivedi ve kapsamlı bir kamu yönetimi reformu gereksinimi bulunduğuna işaret edilerek, bu reformun dayanacağı ilkeler, saydamlık, liyakat, idari kapasite, verimlilik ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi olarak sıralandı.

Türkiye`de kamu yönetiminin uzun süredir bir zaafiyet içinde olduğu vurgulandı. Sıklaşan krizler, kamu otoritesinin bir çok toplumsal ve ekonomik soruna çözüm üretmekte yetersiz kalması, kaynakların genel olarak verimsiz kullanılması, buna karşılık toplumsal öncelikleri yüksek olan alanlara kaynak aktarılması ve yaygın yolsuzlukların, bu zaafiyetin belirgin göstergesi olduğuna işaret edildi.

Toplum kesimlerinin tümünü kapsayan bir bilinçlendirme sürecinin başlatılmasının zorunlu olduğu belirtilerek, kamu yararına çalışan sivil toplum örgütlerinin, bu süreci başlatması ve toplumsal talebin oluşturulmasına ve reform sürecinin izlenmesine öncülek etmesinin yönetim reformunun başarısı için şart olduğu vurgulandı.

Yücaoğlu, Mart ayında normale döneriz

TÜSİAD Başkanı Erkut Yücaoğlu, IMF`den sağlanacak mali d esteğin ve kaynağın sağlanmasının yapısal dönüşümlere ve özelleştirmeye bağlı olduğunu kaydederken, hükümetin özelleştirme takvimine uyması ve mali kaynağın gelmesi durumunda şubat veya mart ayında reel sektörün normale döneceğini ifade etti.

TÜSİAD Başkanı Yücaoğlu ile Yönetim Kurulu üyeleri Devlet Bakanı Yüksel Yalova`yı makamında ziyaret etti. Türkiye`nin yaşadığı mali krizi bir son hamleyle geçiştirdiğini kaydeden Yücaoğlu, Doğru kararlar alınmıştır, ama bize göre geç alınmıştır dedi. Yücaoğlu, dışardan gelecek mali desteğin ve kaynağın sağlanmasının yapısal ve dönüşümlere ve özelleştirmeye bağlı olduğuna işaret ederek, Türkiye`nin 11 aydır dengeli bir biçimde üretime yönelme trendinin, yaşanan mali krizle kırıldığını söyledi. Bu kırılmanın çok önemli iki sonuç doğurabileceğine işaret eden Yücaoğlu, Bunlardan birincisi 2000`de yüzde 6.5 gibi bir büyümeye giden Türkiye`nin 2001`de yüzde 4 büyüme planı yapmışken şu an büyüme sıfıra düşmüştür. Yani biz 2001`de bunun eksiye düşmesinden korkuyoruz. Krizin ikinci önemli sonucu ise finansman maliyetlerinin ciddi bir biçimde artmış olmasıdır. Bu beraberinde istihdam sorunu getirebilir diye konuştu. Yücaoğlu, hükümetin programa aldığı özelleştirmeleri takvimine uygun biçimde yürütmesi ve taahhüt edilen mali kaynağın gelmesi durumunda şubat veya mart ayında reel sektör olarak normale döneceklerini kaydetti.

Devlet Bakanı Yalova ise, göreve geldiğinden beri TÜSİAD`dan büyük destek gördüğünü ifade etti. Türkiye`nin hak sahibi olmadığı iki konu bulunduğunu, bunlardan birinin zaman, diğerinin ise güven olduğunu kaydeden Yalova, özelleştirmede Türkiye`nin bir ülkenin halkının kaderinde önemli rol oynayacak bir durumu siyasi istikrarsızlık ve basiretsizlik nedeniyle kaybettiğini söyledi. Yalova, demokratik kitle örgütleriyle kendilerinin karar alma aşamalarında alışılan siyasi kültürü bir yana bırakarak değişimin öngördüğü şekilde hayata geçirmeleri gerektiğini söyledi.
 

Hisse Başarıyla eklendi