Türklerin AB`ye Giriş Sorunları

25.10.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Avrupa Birliği`ne aday üye olduktan sonra neredeyse 1 yıl geçti ve Türkiye üye olmak için gereken değişiklikleri yapmakta zorlanıyor. Türkiye`de başkan ve başbakan ve üst düzey hükümet yetkilileri ve ülkenin güçlü ordusu arasında yaşanan bir dizi olay Türkiye`nin AB standartlarına uyum göstermekte karşılaştığı sorunlara ışık tutuyor.


Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz geçen haftasının son günlerinde Brüksel`de yaptığı bir konuşmada Türkiye`nin değişme yoluna henüz girmediğini itiraf etti. Yılmaz, çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu Türkiye`nin azınlık ve temel haklara ilişkin konulardaki siyasi değişiklikleri ancak 8 Kasım`dan sonra konuşmaya başlayacağını söyledi. O tarihte AB Türkiye`nin yapması gereken değişiklikleri detaylı bir biçimde ortaya dökecek.


Türkiye`nin AB işlerinden sorumlu Yılmaz, Türkiye`nin kaybedeceği zaman yok, zira tarih ileriye gider ve ileri gitmeyen geriler. Eğer kriterleri yerine getirirsek, bu yılın sonunda giriş müzakerelerine başlayabiliriz, dedi. Ancak Avrupa Birliği`nin genişlemeden sorumlu Komiseri Guenter Verheugen Yılmaz`ın bu açıklamasıyla çelişen sözler sarfetti. Verheugen`e göre Türkiye`nin tam üyelik için müzakerelere başlaması açısından 2001 gerçekçi bir tarih değil. Bu karamsarlık iki unsur tarafından körükleniyor. Birincisi Türk ordusunun Türk siyasetine ilişkin konularda söz söylemekten vazgeçmeyi kabul etmemesi. Ordu Türkiye`nin AB`ye girmesinden yana, zira böylece ülke Batılı ve laik mecrada yoluna devam edecek. Ancak Ordu bazı Batılı değerleri kabul etmekte tereddüt ediyor.


İkinci unsur üst düzey siyasi liderlerin AB üyeliğinde anahtar kabul ettiği alan ekonomik - siyasi değil. Başbakan Ecevit, ekonomik reformları yürürlüğe sokmak amacıyla kanun hükmünde kararnamelere başvurdu, zira parlamentonun kendisine destek vereceğinden emin değildi. İslamcı ve PKK semptazanı olduğundan şüphelenilen memurların görevlerinden alınmasına ilişkin olarak da aynı şekilde davrandı. Ancak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer bu kararnamaleri imzalamayı reddetti ve anayasa mahkemesi de kendisine destek verdi. Ancak ekonomik reformların çökmesi Türkiye`nin IMF tarafından da desteklenen reform programını tehlikeye sokabilecek. Reformlar enflasyon oranının üç yıl içinde tek haneli rakamlara indirilmesini öngürüyor. (FİNANSAL FORUM - THE WALL STREET JOURNAL)


 

Hisse Başarıyla eklendi