Türkiye Ders Almalı

09.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Türkiye`nin yabancı sermaye girişleriyle ilgili bir ders alması gerektiğini belirten Prof. Dr. Hurşit Güneş, kısa vadeli yabancı sermayenin girişine dayalı istikrar programlarının sağlıklı olmadığını ileri sürdü.


Prof. Dr. Hurşit Güneş, yurtdışından kredi gelmesi için bankanın kredibilitesine bakılmaksızın girişlerin kolaylaşmasını istedikleri için güvence verdiklerini söyledi. Türkiye`nin yabancı sermaye girişiyle ilgili olarak bir ders alması gerektiğini ileri süren Güneş, gelen yabancı portföy yatırımının vadesi ve tutarının çok önemli olduğunu bildirdi. Güneş, Türkiye`ye gelen portföy yatırımı ne amaçla geliyor bu çok önemli. Yani yüksek faiz nedeniyle mi geliyor veya borsada belirli bir süre için kalmak için mi geliyor. Yoksa Türk ekonomisine güvendiği için mi geliyor. Yani faiz ortamından yararlanmak için değil Türk ekonomisinin zaman içinde daha iyiye gideceği ve uzun vadede bu ekonomide kalmasının sağlıklı olacağına inandığı için mi geliyor. Eğer gelecek portföy yatırımları kısa vadeli spekülatif nedenlerden dolayı geliyorsa bunların başından önlenmesi lazım. Çıkışın engellenmesi doğru bir yöntem değil, giriş engeli daha doğrudur dedi.


KAOTİK DARBOGAZ;

Güneş, Türkiye`nin uzun bir zamandır bu konuyu göz ardı ettiğini vurgulayarak, son dönemde yaşanan ani çıkışın da finans piyasalarını likidite sıkıntısına soktuğunu ve kaotik bir darboğaz yaşandığını kaydetti. Bu durumdan ders alınması gerektiğini ileri süren Güneş, Spekülatif girişlerin engellenmesinin iki yolu vardır. Birincisi vergi ve benzeri düzenlemeler. İkincisi ise mali sektörün reformu. Hükümet bu yöntemlerden ikincisinde biraz daha istekli görünüyor. IMF`nin baskısı sonucunda bankaların üzerinde daha ciddi bir denetim ve ayıklama yapma niyeti gözüküyor. Ancak, portföy yatırımlarının girişi konusunda herhangi bir hazırlık içerisinde değil dedi.


YABANCI GİRİŞİNE DAYALI PROGRAMLAR SAĞLIKSIZDIR;

IMF`nin verdiği kredinin etkisiyle yabancı finans kesimlerinin Türkiye`ye yeniden gireceğini belirten Güneş, hükümetin de devlet güvencesi vererek davetiye çıkardığını söyledi. Güneş, portföy yatırımına dayalı istikrar programlarının girerken mutluluk yaşattığını ancak, çıkarken de müthiş bir hüsran yarattığını ifade etti. Güneş, bu nedenlerden dolayı kısa vadeli yabancı sermayenin girişine dayalı istikrar programlarının sağlıklı programlar olmadığını ileri sürerek, bu tür kısa vadeli sermaye girişlerinin uzun vadede riskler yarattığını ve buna dayanılmaması, içeride reformlar yapılması, sıkıntıların halledilmesi gerektiğini kaydetti. Doğrudan yabancı sermayeye ihtiyaç olduğunu vurgulayan Güneş, Yani Türkiye ekonomisinde istikrar sağlanacak, faizler düşecek, büyüme oranı yüksek olacak ve yabancı yatırımcı gelip doğrudan yabancı sermaye yatırımını bulacak dedi. Güneş, Türkiye`ye gelecek olan yabancı sermayenin uzun vadeli gelmesinin önemine değinerek, bu tür girişlere güvence verilmesi gerektiğini belirtti. Kısa vadeli sermaye hareketlerinin Türkiye`ye önemli bir katkı sağlamayacaklarını vurgulayan Güneş, bu paraların hiçbir güvencesi olamaması ve hiçbir riske karşı korunmaması gerektiğini kaydetti.


Güneş, Demirbank`ın bu duruma gelmesinde bankanın kaynak yönetiminde bir sıkıntı olmasının yanı sıra Hazine`nin de önemli bir sorumluluğu olduğunu ileri sürdü. Bunun hesabının sorulması gerektiğini belirten Güneş, BDDK`nın Hazine`den de, Merkez Bankası`nda da hesap sorması gerektiğini söyledi. Güneş, faizlerin istikrarından da birisinin sorumlu olması gerektiğini vurgulayarak, bu durumun finans piyasalarında istikrar sağlanamadığını ve bunun da Demirbank`ı vurduğunu ifade etti. Güneş, Dolayısıyla bu durumdan bir sorumlu aranıyorsa bundan sorumlu sadece Demirbank değil, para otoriteleri de bundan sorumludur dedi.


DEMİRBANK HAZİNE`YE KREDİ VERDİ;

Demirbank`ın verilebilecek en garantili yere, Hazine`ye kredi verdiğini ileri süren Güneş, bankanın kredilerinin, aktiflerinin en büyük kısmının Hazine Bonosu`nda olduğunu ve bundan daha garantili bir durumun olamayacağını vurguladı. Güneş, bankanın fonlanmasında sıkıntıları olduğu için ve kaldıraçlarla bu bonoları finanse ettiği için küçük bir likidite sıkıntısında bir girdaba girdiğini ve çıkamadığını söyledi. Bu anlamıyla Demirbank`ın durumunun çok özgün bir durum oluşturduğuna dikkat çeken Güneş, Demirbank`ın elindeki Hazine bonolarının ortalama veriminin 38 - 40 arasında olduğu belirtiliyor. Hazine ihalelerde bu kağıtları genel olarak 33 - 34 arasında sattı. Yani Demirbank doğru zamanlarda en yüksek faizli zamanlarda almış ve daha sonra bunlar karlı hale gelmişler. Hazine 33.5`le sattığını bir istikrar programı sürecinde asgari bu fiyatta tutacağını, zaman içerisinde de bunun fiyatının yükseleceğini varsayar. Oysa, bir istikrar krizinde Hazine kendi borç senedinin fiyatını koruyamamış dedi. (FİNANSAL FORUM)


 

Hisse Başarıyla eklendi