Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Masum Türker, önemli konularda ulusal bir duruş içinde olmak gerektiğini söyledi.
Ankara Expo Center`da 3. Gıda Yiyecek İçecek Ürünleri ve Teknoloji Fuarı`nın (FOODEX) açılışına katılan Türker, burada yaptığı konuşmada, herkesin ``devlet bize yardım etsin`` dediğini hatırlatarak, bunu demenin kolay olduğunu belirterek, ``peki biz ne yapmışız? Biz kendimize düşeni niye gerçekleştirmemişiz`` diye sordu.
Bakan Türker, konuşmasında kendisinin ve partisinin neler yaptığını veya yapacağını anlatmayacağını, ancak ekonominin içinde sorumlu olduğu süre içinde ve yaşamı boyunca felsefesini oluşturan kurallarından bahseceğini söyledi. Bunun, aynı zamanda DSP`nin de felsefesi olduğunu vurgulayan Bakan Türker, insanların felsefelerinin bilinmemesi halinde, başkalarının yazdıklarının okunarak karar verilebileceğini bildirdi. Birtakım kişilerin bunları okuyarak, (şunu yapacağız, bunu yapacağız) dediklerini ama söylediklerinin de birbirleriyle karşılaştırılmaları gerektiğini bildirdi.
``Biraz önce bir liderimizin söylediklerini deşifre ettirin, okuyun. Cümle cümle analiz ettirin`` diyen Türker, bu liderin 50 ilin vergiden muaf tutulacağını program olarak getireceklerini ifade ettiğini kaydederek, ``böylece, koskaca sistemi bozacaksınız`` diye konuştu.
``Ulusal bir duruş içinde olmak lazım`` diyen Türker, ``Ulusun, halkın vatandaşın önemini ikinci plana atmaya kimsenin hakkı yoktur`` dedi. Kişisel olguların topluma karşı durularak yapmanın doğru olmadığını belirten, kendisine iki konuda popülizm yaptığının söylendiğini anlatan Türker, şunları söyledi:
``Bana iki konuda (popülizm yapıyor) diyorlar. Evet, ben, iki konuda popülizm yapıyorum. Bunlar ulusçu ve halkçılıktır. Ben halka karşı olan hiçbir şeyin karşısında olmam, ulusun çıkarlarını indiren hiçbir şeyin içinde olmam. Eğer ulusçu, halkçı olmak suçsa, ben halkın önünde suçlu olmaya hazırım.
Dün, IMF açıklama yaptı gitti. Dün uluslararası piyasalarda Türkiye`nin faizi 3 puan düştü. Borçlanma maliyetimiz 3 puan düştü. Faiz düştüğü gibi döviz oynamıyor, borsa da düşmüyor. Ama bundan rahatsız olanlar, IMF mektubu yok, imza attı atmadı kavgasına getirdiler işi.``
``SÖYLENENLERİN TERSİNİ SÖYLEYECEĞİM``
Bakan Türker, konuşmasında, söylenenlerin tersini söyleyeceğini ama bunların yer almayacağını çok iyi bildiğini ileri sürererek, ``ben emeğin hakkını gözetirim. İş güvencesinden yanayım. İş güvencesini savundum, bu ülkeye de gereklidir`` dedi.
Türker, şunları kaydetti:
``Ancak, işverenin de iş güvenliğinden sorumluyum. Yani, hem işvereni, hem de işçiyi savunan bir kişiyim. Çünkü işveren ve işçi yoksa iş zaten olmaz. Ama bunun birincisini söyleyip, ikincisini söylememek.. işte ulusçu olmamak, halkçı olmamaktır. Bunu bugün söylemiyorum, bunu bakan olmadan önce de söyledim.
Sizin yeni bakanınız böyle bir bakan. Yeni bakanınız Bülent Ecevit`in öğrencisidir. Neyi, nerde, ne zaman nasıl söyleyeceğini bilen bir bakandır. O nedenle, hayat felsefem emeğin hakkını gözeten her türlü girişimciliği özendiren destekleyen, onların da güvenliğini sağlayan kişidir. Köylüyü göç etmeye yollanmadan, yöresinde kalkınmayı amaçlayan, pazar ekonomisini işletirken, sosyal boyutu ihmal etmeyen, kartellerin ve tekellerin egemenliklerinin kırılmasını isteyen, vurgunu önlerken dürüstlüğü de ödüllendirmeye çalışan biri..`` Bakan Türker, kendini anlatmaya devam ederken, ekonomiyi dünyaya açarken, küreselleşmeye doğru yol alırken, vatandaşlarının bağımsızlığını ve özgürlüğünü güçlendirmek isteyen bir kişi olduğunu ifade etti. Türker, ``Evet dünyada yer alalım ama özgür ve bağımsız ulusal bir duruş içinde onurlu olalım. Bunu isteyen, hayatı boyunca haksızlık ve yolsuzluk yapanlarla mücadele etmeyi, ulusal duruşunu kişisel çıkarların önüne almayı amaçlayan bir kişiyim`` dedi.