Türk Bilişimcilere Büyük Fırsat

11.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Tüm dünyada bilgi ve ileşitim teknolojileri alanında kalifiye eleman sıkıntısı had safhaya ulaşmış durumda. Özellikle Avrupa ülkeleri, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yaşanan baş döndürücü rekabet ortamında geride kalmamak ve ABD gibi bu alanda önemli bir yol katetmiş bir rakibi yakalamak için atağa hazırlanıyor. Karşılaştıkları en büyük güçlükse, genç ve kalifiye eleman.Bilişim çalışanları için kıyasıya bir rekabet daha da kızışacak gibi. Son gelen haberlere bakılırsa, bu rakebet 2001 yılında sunulacak imkanlarla, tam bir “beyin göçü” seferberliğine dönüşecek. Almanya, çalışmalarını yürüttüğü yeni “göç” tasarısı uyarınca, önümüzdeki yıldan itibaren her yıl 800 bin “kalifiye”işgücüne kapılarını açacak. Bunların önemli bir kısmı ise bilgi ve iletişim teknolojilerinde istihdam edilecek. ABD de boş durmuyor tabii. Kongre, iki ay önce Intel, Microsoft ve Cisco gibi dev firmaların baskılarıyla, çalışma izni kotalarını artırma ve bu izinlerin sürelerini uzatma kararı aldı. Buna göre, her yıl yüzde 40’ini bilişimcilerin doldurduğu 115 bin kişilik çalışma vizesi kotası 195 bin kişiye çıkarılırken, vize süresi de altı yılın üzerine uzatılabilecek. Ancak gelişmiş ülkelerdeki “beyin göçü” seferberliğinin bu ülkelerle sınırlı kalmayacağına kesin gözüyle bakılıyor. Avrupa’da bilgi teknolojilerinde atak yapmak isteyen Fransa, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin de Almanya’yı izleyeceği belirtiliyor. Bu durum Türkiye bilişim sektörüne önemli bir darbe vurabilir. Ancak yurtdışında çalışmak isteyen bilişimciler için önemli avantajlar sunduğu da bir gerçek. Interpro Araştırma Genel Müdürü Akin Evren’in de dediği gibi, önümüzdeki yıl bilişimciler açısından coğrafi dengeler ciddi bir şekilde değişebilir.

Almanya’nın Gözdesi bilişimciler

Almanya bir süredir devam eden nüfus azalması üzerine harekete geçiyor. Bir “Göçmen Komisyonu” kurarak göç almaya hazırlanan Almanya, ilk gelen haberlere göre her yıl 800 bin civarında yabancıya çalışma izni verecek. 1974’ten sonra kapılarını yeniden göçenlere açan ülke, bu kez sadece “kalifiye yabancıları” kabul edecek. Oluşturulan “Göçmen Komisyonu” üyeleri arasında bulunan Türk Alman Vakfı kurucusu Vural Öger, Almanların artık işi gücü olmayan göçmenlere ihtiyacı olmadığını belirterek, “Kalifiye eleman konusunda ise en büyük talep bilişimcilere olacak” diyor. Web tasarımcılarından sistem yöneticilerine, yazılımcılardan ağ uzmanlarına kadar bilgi ve iletişim teknolojileri konusunda eğitim almış veya deneyimli işgücü, Almanya’ya yerleşme konusunda oldukça avantjlı olacak. Peki ama, Almanya, göç konusunda yaşadığı bunca toplumsal sıkıntılara rağmen neden yeniden “göç” yoluna başvuruyor? Bilişim alanındaki eleman açığını ülke içinde gideremiyor mu? Öger, zaten dünyada bu alanda çok fazla yetişmiş işgücü olmadığını söylüyor: “bunların çoğunu ve en iyilerini Amerika kapıyor. Almanya ise bu teknolojiden çok uzak kalmış durumda. Uygulanan eğitim sisteminde kaynaklanan aksaklıklar bu alandaki eksiklikleri gideremiyor. Almanya, zamanında uyanıp da üniversitelerini bu teknolojiye uygun insan yetiştirecek duruma çeviremedi.”

Bu nedenle Almanlar, bilişim elemanlarını çekmek için cazip imkanlar sunmaya hazırlanıyorlar. Almana’da bilişimcilerin yanı sıra hizmet sektöründe de yetişmiş elemanlara çalışma izni verilecek.

Genç Nüfus yok

Yılda 800 bin göçmen almak zorunda kalan Almanya neden bu kadar hassas olduğu yabancılara yeniden kapılarını açıyor? En büyük neden demografik. Öger’in verdiği rakamlar oldukça çarpıcı: “Almanya’da şu anda 82 milyon kişi yaşıyor. Bunun 9 mimlyonu yabancı veya yabancı kökenli. Bu nüfus yeni göç olmadığı takdirde 2050 yılında 62 milyona, 2100’de ise 22 milyona düşecek. Şu anda ölen insan sayısı doğan insan sayısından fazla. Bin Alman kadını, doğurkanlık döneminde bin 300 çocuk yapıyor. Oysa nüfusun aynı kalabilmesi için bin kadının 2 bin 200 çocuk doğurması gerekiyor. Bu göstergelerden en çok etkilenecek yapı ise sosyal güvenlik. Böyle devam ederse en geç 20 yıl sonra emekli sandığından işsizlik sigortası sistemine kadar tüm sistem çökme tehlikesiyle karşı karşıya. Sıfır-yirmi yaş arası nüfus 18 milyon civarında. Bu rakam 2050 yılında 9 milyona düşecek. Şu anda ülkede her 100 genç 40 emeklinin yükünü taşıyor. Elli yıl sonra ise bu rakam 80 kişiye çıkacak. Ayrıca yılda 300 bin kişi çeşitli nedenlerle göç ediyor. Buna azalan nüfus da eklendiğinde Almanya’nın yılda net 800 bin göçmen alması gerektiğini belirten Öger, “Bu, ülkede sistemin ayakta durabilmesi için gerekli” diyor. Burada hemen belirtelim, yıllık 800 bin gibi bir göç rakamı Almanya’da şaşkınlık yaratmış durumda.

Bu konudaki tartışmalar gündemin ilk sırasına oturmuş bulunuyor. Şu anda komisyon çalışmalarını sürdürüyor. Temmuz veya ağustos ayında çalışmaların tamamlanması planlanıyor. Çalışmalar tamamlandığında tasarı parlamentoya sunulacak. Göçmen konusunun er geç kanunlaşacağını söyleyen Vural Öger7e göre, Alman hükümeti bu kanunu sonbaharda çıkarabilir.

Bu kanun meslek sahibi Türkler için büyük bir şans. Kanun çıktıktan ve kriterler belirlendikten sonra yüz binlerce Türk Almanya’ya gidebilecek. Öger, gençlerin bir an önce bu sektörlerde meslek edinmelerini öneriyor ve ekliyor: “Olmadık fakültelere gidip sonradan bankada memur olacaklarına bu alanlarda yetişmeleri çok daha iyi. Bu meslek dallarında çok büyük ihtiyaç var. Tüm dünyada bu alanlara talep var. Hindistan’da yüz binlerce insan Amerikan ve Alman firmaları için yazılım üretiyor. Buralardan da Amerika’ya Kanada’ya büyük çapta gidenler var. Ama ‘ben oraya bir kapağı atayım her işi yaparım abi’ tipinde insanlar hiçbir iş bulamayacaklar.”

ABD de Boş Durmuyor

Yukarıda belirttiğimiz gibi bilgi teknolojileri pazarındaki hızlı büyüme bu alanda yetişmiş insanlara olan talebi artırdı. ABD bugüne kadar bu alandaki cazibesini ve kaynaklarını oldukça iyi kullanarak tüm dünyada liderliğe oturdu. Ancak, özellikle kablosuz teknolojilerle birlikte Avrupa önemli ataklar yapmaya başladı. Tabii bir de Uzakdoğu var. Bu nedenle, ABD de bilgi teknolojileri alanında rekabetçi üstünlüğünü korumak için boş durmuyor. Ülke 17 Ekim 2000 tarihinde kabul edilen “Amerikan Rekabetçiliği” yasasıyla her yıl verdiği çalışma vizesi kotasını yüzde 80’lere varan oranda artırdı. Bu yıl 115 bin olan kota önümüzdeki yıllar için 195 bin kişiye çıkarıldı. Ayrıca eskiden üç yıl olan ve işveren tarafından ancak üç yıl daha uzatılabilen vize süresi, altı yıldan daha fazla da uzatılabilecek. İnternet üzerinde ABD’de yerleşme ve yaşama konusunda içerik sunan mezun.com’un ortaklarından Aktuğ birinci, “Her yıl bu kotanın yüzde 40’ı bilişim sektörü şirketleri tarafından dolduruluyor” diyor. Önümüzdeki yıl bu ağırlık biraz daha artabilir. Çünkü konuşulanlara göre kota artışının ardında Microsoft, Cisco ve Intel gibi bilgi teknolojileri devlerinin lobi çalışmalarının büyük etkisi var. Bu şirketler, yetişmiş işgücü sıkıntısına çare bulunmaması durumunda yatırımlarını bu kaynakların oludğu ülkelere kaydıracaklarını belirterek hükümete baskı yapmışlar.

Kalifiye Olmak Şart

ABD’nin artırdığı bu kotadan yararlanmak içi kalifiye olmak şart. Ve oradaki bir şirket tarafından istenmeniz gerekiyor. Bu nedenle, bu kotalardan faydalanmak için belli yöntemler uygulamanız gerekiyor. Birincisi, özellikle üniversiteyi yeni bitirmiş ve ABD’de çalışmak isteyen insanların bu kotalardan daha rahat faydalanması için mümkün oluyorsa, ABDye öncelikle bin mastır programıyla gelmelerini tavsiye ediyor. Çünkü, bu şekilde, çok rahatlıkla okul süresince şirketlerde staj yapma ve onlarla tanışma imkanı buluyorsunuz. Böylece onlarda sizin için çalışma vizesi başvurusu yapıyorlar. Eğer okulu bitireli uzun bir süre olmuşsa ve bilgi teknolojileri alanında deneyimliyseniz izleyebileceğiniz birkaç yol var. Bunlardan en önemlisi çevre. Yani ABD’deki arkadaşlarınız veya tanıdıklarınız aracılığıyla çalışmak istediğiniz şirket ile ilişkiye geçebilirsiniz. Diğer yandan, Türkiye’de, ABD’de şirketi olan birileriyle ileşitime geçmek de bir yöntem olabilir. Ayrıca ABD’de faaliyet gösteren türk şirketleri de araştırmaya başlamak için uygun yerler.

Bir de uluslar arası olarak internet üzerinde faaliyet gösteren insan kaynakları sitelerini ziyaret edip özgeçmiş bırakmak etkili olabiliyor. Tabii internete girmişken, kendi alanınıza uygun ABD’li şirketlerin kendi internet sitelerine girip insan kaynakları bölümüne başvurmak da sonuç veriyor. Söylentilere göre Microsoft, Türkiye’den gelen başvuraları değerlendirmek için bu yıl üç defa Türkiye’ye heyet göndermiş. Yani hiç de yabana atılacak bir yöntem değil. (PARA)
 

Hisse Başarıyla eklendi