Tekstilde Çalışma Barışı Hükümete Bağlı

07.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Tekstil İşverenleri Sendikası, tekstil sektörü olarak hükümetten istekleri kabul edilmediği sürece toplu sözleşme için imza atmayacak.


İşçi ve işveren sendikalarının müzakere döneminde oluşturduğu konsensus ile dikkatleri üzerine çeken tekstil sektöründe, toplu sözleşme sancıları yaşanıyor. Sektörün sıkıntıları nedeniyle hükümetin karşısına bile birlikte çıkan sendikalar, yaşadıkları krizi aşmak istiyor. Tekstil İşverenleri Sendikası Başkanı Halit Narin, sektörün önünde bulunan dahilde işleme rejimi, SSK prim ödemeleri, kaçak işçilik gibi sektörü olumsuz etkileyen unsurlara hükümet tarafından çözüm getirilmediği sürece, toplu sözleşmede imza atmayacaklarını söyledi.Tekstil İşverenleri Sendikası Başkanı Halit Narin, Teksif Başkanı Zeki Polat, Tekstil Sendikası Başkanı Süleyman Çelebi ve Öz İplik- İş Başkanı Yusuf Engin`in katılımıyla, önceki gece İstanbul`da bir basın sohbeti düzenlendi. Tekstil sektörünün sorunları ve çözüm önerilerinin ele alındığı toplantıda, sektörde üretimin durma noktasına geldiğine dikkat çekilerek, hükümete sert mesajlar yöneltildi. Toplantı sonunda kendisine yönelttiğimiz `Dediğiniz olana kadar toplu sözleşmeye imza atmayacak mısınız?` sorusuna ise Narin, `Tekstil ulusal poltikalar arasında yer almadığı ve isteklerimiz yerine getirilmediği sürece imza atmıyorum. Şu ana kadar atmadım, atmayacağım da... Görün bakın daha neler yapacağım` dedi.


KAÇAK İTHALAT ÖNLENMELİ;

Türkiye`nin kaçak ithalat yaparak, üzerine bir makas, bir düğme dikilerek bir politika sürdürdüğünü ifade eden Halit Narin, her geçen gün kapanma sayısı artan bir tekstil sanayi ile karşı karşıya kalındığını savundu. Bunun neticesinde 1.5 milyondan fazla kişinin işsiz kaldığını dile getiren Narin, `Gösterilen konfeksiyon ihracatı kayıtlı 8 milyar dolar. Bunun büyük bölümü ithal kumaşlardan oluşuyor. İşçinin ve Türkiye`nin cebine giren miktar 1 - 2 milyar doları geçmez` dedi. Binlerce TIR`ın Türkiye içide kaybolduğunu, bir tek bakanın müdahalesiyle böyle bir gümrük rejiminin düzelmesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Narin, `En büyük darbeyi tekstile vuruyor. Türkiye, Eximbank kaynağını Uzakdoğu mallarına kullandırıyor. Tekstil sektörünün ulusal politika haline getirilmesi lazım. 4 milyar dolardan fazla otomobil ithal edildi. Bunun finansmanı için kaynağı bize verselerdi, yeni yatırımlar kurularak geri dönerdi` şeklinde konuştu. Narin, açıklamalarını şöyle sürdürdü:


`Yaşar Okuyan, kaçak işçi çalıştıranlara ceza verilsin diyor. Bugün kayıtsız olan işyerleri kayıtlının 3 katı ise bunu sormak mecburiyetindeyiz. Önce kayıtsızları kayıt altına alsanız olmaz mı? Sürekli kayıtlılara ağır maddeler geliyor. İş güvencesi bir tarfa bırakılıp, işçilik güvencesi tartışılıyor. Bizde kaçak işçilik konusunda sizinle beraberiz. TÜSİAD gibi yuvarlak laf da söylemiyoruz. Vergi istenir biz veririz, ama kaçak boyutu üç katı olan vergisiz çalışıyor. 500 milyon dolarlık teminat mektubu Pakistan`a verilmiş. Bunu Pakistan`a vereceğiniz yerde, Türkiye`de kullanılacak şekilde bizlere verseydiniz, daha mı kötü olurdu? Biz kalkınmakta olan bir ülkeyiz, Pakistanlılara iş ve aş yaratacağımıza, niye kendi işçimize yaratmıyoruz? Türkiye gibi geri kalmış bir ülkenin halen tekstil sektörünün getireceği artı değerlere ihtiyacı var. Piyasadan 4-5 milyar lira para çekilince yaşanan krizi gördük. 30 milyar dolarlık tekstil sektörünü bir kenara iteceksiniz, 5 milyar dolar için dünyayı ayağa kaldıracaksınız. Bu kabul edilemez.`


Toplantıda, Tekstil Sendikası Başkanı Süleyman Çelebi, sanayileşmemiş bir ülkenin bindiği dalı kesmeye hakkı olmadığını söyledi. Öz İplik - İş Sendikası Başkanı Yusuf Engin ise istihdama dayalı teşvik uygulanmasını istedi. Ekonomist Güngör Uras, sektörün düzenlenmesine yönelik öneriler konusunda ise, bir an evvel tekstil ve konfeksiyon sektörlerinin envanterler sorununu çözmesi gerektiğini savundu. (FİNANSAL FORUM)


 

Hisse Başarıyla eklendi