Rantiyenin Geliri Fırladı

07.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


TÜSİAD`ın raporuna göre, gelir dağılımı 1994`te 1987 yılına oranla üst gelir grubunda bozuldu.


1994`te yaşanan en büyük değişim faiz gelirlerinin yüzde 1`den 4` çıkması oldu. Türkiye Sanayicileri ve İşadamları Derneği`nin (TÜSİAD) bir grup akademisyene hazırlattığı Türkiye`de Bireysel Gelir Dağılımı ve Yoksulluk, Avrupa Birliği ile Karşılaştırma başlıklı raporu, Günümüz Türkiye`sini yansıtmıyor eleştirilerine maruz kalsa da 1987 ile 1994 yılları arasındaki gelir dağılımına ilişkin önemli veriler içeriyor. Raporu Galatasaray Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Seyfettin Gürsel koorodinatörlüğünde, Yrd. Doç. Haluk Levent, İTÜ öğretim üyesi Doç. Dr. Raziye Selim ve Devlet İstatistik Enstitüsü`nden (DİE) Özlem Sarıca hazırladı. Seyfettin Gürsel ile Raziye Selim tarafından sunulan rapor DİE verilerinden yararlanılarak, her hane halkının büyüklüğü ve bileşimini dikkate alan `bireysel eşdeğer gelir` dağılımına göre hazırlandı.Rapora göre, tüm eşitsizlik ölçüleri Türkiye`de nisbeten yüksek bir dağılım eşitsizliğinin mevcut olduğunu gösteriyor. Ancak, Türkiye`de 1987`den 1994`e gelir dağılımındaki eşitsizliğinin arttığını kesin olarak öne sürmek mümkün değil. Ancak farklı ekonomik verilere göre, 1994`te dağılım, 1987`de oranla üst gelir grubunda bozuldu. Buna karşılık orta ve alt gelir gruplarında az da olsa bir düzelme yaşandı.


EŞİTSİZLİK KAYNAĞI;

Türkiye`de gelir dağılmını, gelirler arasında en büyük grubu oluşturan müteşebbis ve faiz gelirleri belirliyor. 1987 yılında en büyük katkıyı en küçük esnaftan en büyük sanayiciye kadar geniş bir yelpazeyi içinde barındıran müteşebbis kesiminde sermaye ve emek kazançları açısından son derece eşitsiz bir paylaşım yaşadı. Bu payın, toplam gelirler arasında yüzde 40`lık bir orana sahip olduğundan ülke eşitsizliğine en büyük katkıyı yapması da doğal karışılanıyor. Bu dağılım 1994`te önemli bir değişikliğe uğramıyor. Grubun kendi içindeki miktar biraz geriliyor. Örneğin yüzde 40`tan yüzde 35`e iniyor. 1994 yılında en büyük değişikliği, faiz gelirlerinin eşitsizliğe olan katkısının artması oluşturuyor. Faiz 1987`de yüzde 1.3`lük bir paya sahipken, bu pay 1994 yılında yüzde 4`e ulaşıyor. Yani, 1994`te rantiye sınıfı hem daha çok faiz elde ediyor hem de bu sınıf içindeki bir grup faizin daha büyük kısmını alıyor.


AB`NİN EN KÖTÜSÜ;

Türkiye`de emek gelirleri, en adil dağılımın olduğu alanı oluşturuyor. Ancak, ücretlilerin kendi aralarında yapılan karşılaştırmalar ilginç sonuçlar ortaya koyuyor. Örneğin, ücretliler arasında en eşitsiz dağılım yüksek eğitim alanlar arasında yaşanıyor. Yeni üniversite mezun olanların oluşturduğu grup, gelir dağılımının en eşitsiz olduğu grubu oluşturuyor. Buna en büyük neden olarak kamu ve özel sektör arasındaki uçurum gösteriliyor. Araştırmaya göre, Türkiye`de yoksulluk sınırının altında kalan birey sayısı 1987`de nüfusun yüzde 16.1`ni, 1994 yılında ise küçük bir azalışla yüzde 15.3`ünü oluşturuyor. Rakamlar, yoksulluğun küçümsenmeyece bir ölçüde olduğunu gösteren Türkiye`nin, AB ülkelerine oranla da bir hayli kötü bir durumuda olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye dağılım adaleti açısından AB`nin en eşitsiz ülkesi Portekiz`den bile tüm eşitsizlik ölçüleri açısından büyük farkla daha kötü durumda.


TOSKAY; DEVLET, GELİR DAĞILIMDA BAŞARISIZ;

Devlet Bakanı Tunca Toskay, yoksullukla mücadelenin topyekün bir kalkınma meselesi olduğunu belirterek, Ekonomik istikrar, sürdürülebilir büyüme trendinin yakalanması ve adil gelir dağılımı politikalarıyla, yoksulluğun önümüzdeki 10 yılda ülkemizin gündeminden büyük ölçüde kaldırılacağına inanıyorum dedi. Gelir dağılımı ve yoksulluğun, toplumların çoğunluğunda çok ciddi sosyal sorunların ortaya çıkmasının ana sebeplerinden biri olduğunu vurgulayan Toskay, 6.2 milyar olan dünya nüfusunun 1.3 milyarının yoksulluk sınırının altında bulunduğuna dikkati çekti. Türkiye`deki en zengin yüzde 20`lik kesimin gelirden aldığı payın 1978 yılında yüzde 47 iken, 1994 yılında yüzde 54.9`a yükseldiğini belirten Toskay, AB`de ise bu oranın yüzde 35-40 arasında seyrettiğine işaret etti. Bakan Toskay, aynı dönemlerde, nüfusun en fakir yüzde 20`lik kesiminin gelirden aldığı payın yüzde 6.3`ten yüzde 4.9`a gerilediğini, AB ülkelerinde ise bu oranın yüzde 9 civarında olduğunu anlattı. (YENİ BİNYIL)

 

Hisse Başarıyla eklendi