Merkez Bankası, piyasa beklentileri dahilinde hareket ederek faiz oranlarını çeyrek puan düşürdü.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, yılın ikinci toplantısını bugün gerçekleştirdi. Ocak ayındaki ilk toplantıda faizleri çeyrek puan indiren Merkez Bankası, bugünkü toplantıda da yine çeyrek puanlık bir indirim yaptı. İndirimin ardından gecelik borçlanma faiz oranları yüzde 15.25 seviyesine geriledi.
Analistler, ağırlıklı olarak Merkez Bankası`nın çeyrek puanlık bir faiz indirimi yapacağını öngörüyorlardı. Foreks`in 22 aracı kurum/banka ile düzenlediği ankete katılan 22 analisten 18`i çeyrek puanlık indirim beklediği açıklamış, dördü ise faizlerde değişiklik yapılmayacağını tahmin etmişti. Böylece Merkez Bankası, piyasa beklentilerine ters düşmemiş oldu.
PİYASAYA ETKİSİ OLMAZ
Merkez Bankası`nın açıkladığı faiz kararını değerlendiren Turkish Yatırım Finansal Strateji Müdürü Gökhan Uskuay, çeyrek puanlık indirimin beklentiler dahilinde olduğunu söyledi. Uskuay, bu indirimin piyasalar üzerinde herhangi bir etki yaratmayacağını ve yurtdışındaki gelişmelerin izlenmeye devam edileceğini kaydetti.
Merkez Bankası, 2007 eylül ayında 14 ay aradan sonra ilk kez kısa vadeli faiz oranlarında değişiklik yapmış ve 0.25 puan indirmişti. Sonraki aylarda da faiz indirimleri tüm hızı ile devam ederken, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında 0.50`şer puanlık indirimler yapmıştı. 2008 yılının ilk ayında, önceki üç toplantıda yaptığı 50 baz puanlık indirim yerine 25 baz puan faiz indirimi ile yetinmişti.
MERKEZ BANKASI NE DEDİ?
PPK toplantısının ardından Merkez Bankası`ndan yapılan açıklamada, borçlanma faiz oranının yüzde 15,50’den 15,25’e, borç verme faiz oranının da yüzde 19,50’den 19,25’e indirildiği kaydedildi.
Son dönemde açıklanan verilerin ekonomideki ılımlı büyümenin devam ettiğini gösterdiğini belirten Merkez Bankası, açıklamasında şu noktalara dikkat çekti:
Küresel kredi piyasalarındaki sorunların yansımaları iç talebi sınırlamaktadır. Ayrıca, dünya ekonomisinde beklenen yavaşlama, orta vadede dış talebin
büyümeye katkısının azalabileceğine işaret etmektedir. Sonuç olarak, önümüzdeki dönemde toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüş eğilimine destek vermeyi sürdüreceğini tahmin ediyoruz.
Önümüzdeki dönemde, Eylül ayından itibaren yapılan faiz indirimlerinin etkileri yakından izlenecek, gıda ve enerji fiyatlarındaki artışlar ile gelirler politikasındaki gelişmelerin iş gücü piyasasına ve genel fiyatlama davranışlarına yansımaları gözlenmeye devam edilecektir. Bundan sonraki olası faiz indiriminin zamanlaması küresel piyasalardaki gelişmelere, dış talebe, maliye politikası uygulamalarına ve orta vadeli enflasyon görünümünü etkileyen diğer unsurlara bağlı olarak belirlenecek.