Marche Türkiye’ye merhaba dedi

24.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Yurtdışına özellikle de Avrupa’ya sık gidenler, Mönvenpick Marche’yi mutlaka bilirler. Avrupa’nın en popüler restoran zincirlerinden biri olan marche, gerek kendine özgü dekorasyonu gerekse de geniş yiyecek alternatifiyle kurulduğu günden bu yana kendi alanının bir numaralı ismi olmayı başarmış ender zincirlerden biri... Bu ünlü zincir, şimdi aynı başarıyı Türkiye’de de yakalamaya hazırlanıyor. Geçen ay İstanbul’da Profilo Alışveriş Merkezi’nde 600 metrekarelik bir alanda 1,5 milyon dolar yatırımla açtığı ilk restoranın kısa sürede beklenilenin de üzerinde bir ilgi görmesi, şirketin başarı konusundaki hedeflerini daha da artırmış. Evet, Transtürk Holding bünyesinde faaliyet göstermeye başlayan Mövenpick Marche, Türkiye’de cidd ibir yatırım hamlesine hazırlanıyor. Hedefi kısa sürede Türkiye’nin bir numaralı restoran zinciri olmak. Tüm bunları Marche’nin Genel Müdürü Yılmaz Özkızılırmak ile görüştük...


İKİNCİSİ İŞ KULELERİNDE;

Aslında herkes Marche’nin Türkiye’deki ilk restoranını daha önce açmasını bekliyordu. Zira Transtürk holding Marche’nin master franchise (lisans) hakkını 1998 yılında almıştı. Yani neredeyse 3 yıllık bir gecikme söz konusuydu. Özkızılırmak’a ilk sorumuz bu oldu. Neden ilk restoranın açılması bu kadar uzun sürdü? Söz Özkızılırmak’ta: “Evet, dediğiniz doğru. Fakat Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik koşullar bizi buna zorladı. Restoranımızı en doüğru zamanda açmak için uzun bir süre bekledik. Tabii bir de madalyonun diğer yüzü var. Marche’yi kurmak için ciddi bir altyapı çalışması yapmak gerekiyor. Etrafınıza şöyle bir bakıtğınızda bizim diğer restoran zincirlerinden ne kadar farklı olduğumuzu anlarsınız. Dediğiniz gibi belki biraz geç oldu ama Türkiye’nin en iyi restoranlarından birini açtığımız göz önüne alındığında açıkçası bu kadar beklemeye de değdi.”

Marche Fransızca Pazar yeri demek... Alışılagelmiş restorancılıktan çok farklı bir konsepte sahip Marche... Örneğin Marche’de kapalı kapılar ardında bir mutfak sistemi yok. Tüm mutfaklar restoranın içinde faaliyet gösteriyor. Dolayısıyla her şey, bütün ürünler, bütün yemekler müşterinin gözü önünde bulunuyor ve yapılıyor. Restoranın bir başka özelliği ise mönüsünün bulunmaması... Marche’de müşterilere 300’ün üzerinde alternatif yiyecek sunulmasına rağmen yazılı herhangi bir mönü bulunmuyor. Sadece mutfak önlerinde o güne özel yemeklerin isimleri tebeşirle tahtaya yazılıyor ve müşterilerin dikkati çekiliyor. Marche’nin bir başka özelliği ise restoranın aslında birbirinden bağımsız da diyebileceğimiz 7 bölümden oluşuyor olması.


Bu birimleri kısaca anlatmak gerekirse... Müşteri kapıda kart aldıktan ve içeri girdikten sonra ilk olarak bar bölümüyle karşılaşıyor. Bu bölümde biradan viskiye, istenilen her tür içkiyi temin etmek mümkün. Hemen yanındaki bölümde ise büyük bir içeçek bölümü yer alıyor. Bu bölümden ise her tür meyve suyunu ve alkolsüz içeceği temin edebiliyorsunuz. Bu bölümün hemen yanında büyüyk bir tatlı ve dondurma bölümü bulunuyor. Bir parantez açmakta yarar var. Bilindiği gibi Mövenpick dondurmaları Avrupa’nın en çok tüketilen markalarından biri. Yurtdışında sadece Mövenpick dondurması satan birçok corner bulunuyor. Dolayısıyla Marche, Türkiye’de dündürmalarıyla da oldukça iddialı. Uzakdoğu mutfağı bölümü ise tatlı ve dondurma bölümünün hemen yanında bulunuyor. Hemen her gün değişen yemek çeşitleriyle bu bölümde müşterilere Uzakdoğu mutfağının ilginç örnekleri sunuluyor. Avrupa mutfağı Uzakdoğu’nun hemen yanındak ibölüm. Bu bölümde her gün farklı ülkelerin değişik yemekleri sunuluyor. En son bölüm olan Izgara’da ise tavuktan danaya kadar birçok ızgara alternatifi bulunuyor. Restoranın ortasında ise en az 20 kalemden oluşan büyük bir salata bölümü bulunuyor.


YENİ MARCHE`LER GELİYOR:

Yazının girişinde de belirttiğimiz gibi marche’nin türkiye pazarıyla ilgili büyük hedefleri var. En büyük hedefi ise Türkiye’nin farklı yerlerinde faaliyet gösteren bir zincire dönüşmek. Ocak ayında 4. Levent İş Kuleleri’nde alışveriş merkezinin altındaki food-court’ta yaklaşık 600 metrekarelik bir alanda ikinci şubesini açacak olan marche, önümüzdeki yılın sonlarına doğru ise Bağdat Caddesi üzerinde 3. restoranını açacak. Fakat Bağdat Caddesi’nde açılacak olan restoran ilk iki restorandan farklı olacak. Zira Bağdat Caddesi’ndeki restoran Mövenpick Marche’nin Lino konsepti olacak. Marche Lino’nun Marche’den tek farkı sisteminin özü bozulmadan restoranın daha küçük alanda faaliyet gösteriyor olması. 200-400 metrekarelik Marche lino’lar özellikle Bağdat Caddesi gibi büyük alan sıkıntısı yaşanılan yerler için geliştirilmiş bir model. Transtürk Holding’in Mövenpick holding ile yapmış olduğu 12 yıllık lisans anlaşmasına göre Transtürk, anlaşmanın sonuna kadar 25 restoran açmak sorunda. Fakat bunun ne kadarının Marche, ne kadarının ise Marche Lino olacağı belli değil. Bu arada ilk 5 restoranı kendisi açmak isteyen Transtürk Holding, ardından ise francihese vermeye hedefliyor. Şirket özellikle İstanbul dışındaki bölgelere franchise vererek ulaşmayı amaçlıyor. Öncelikli hedef bölgeler ise Bursa, Ankara ve İzmir... (PARA)
 

Hisse Başarıyla eklendi