Kurda son dönemde yaşanan oynaklıkların sebebinin ekonomi değil jeopolitik gelişmeler olduğunu söyleyen Maliye Bakanı Naci Ağbal, kurun seviyesinden ziyade oynaklığın önemli olduğunu ve bunu düşürmek için her türlü adımı atmada kararlı olduklarını söyledi. Ağbal ayrıca, kurumlar vergisindeki iki puanlık artışı ise ilk fırsatta imkan olursa aşağı çekeceklerini belirtti.
Enflasyonda yükseliş, AB ve NATO'nun yanı sıra ABD ile vize krizi ve bu ülkede devam eden İran yaptırımlarının ihlaline yönelik davanın etkisiyle ilişkilerin gerilmesi dolar/TL'nin Kasım sonunda 3.98'e çıkarak tarihi zirveyi görmesine neden olmuştu.
Ağbal, Reuters ile yaptığı söyleşide, şu anda reel veya finansal sektörde kurdaki bu oynaklığı doğuracak bir faktörün çok fazla olmadığını söyleyerek, "Son dönemde ortaya çıkan oynaklıklar çok ekonomi alanından gelmiyor, genellikle jeopolitik bir takım gelişmeler bunu tetikliyor. Bunlar ortadan kalktıkça gelecek yıl kurları çok daha stabil bir düzeyde göreceğiz. Kurun seviyesinden daha önemli olan oynaklığın düşük olması. Hükümet olarak bunu sağlayacak her türlü adımı atma noktasında kararlıyız" dedi.
TL'nin tarihi zirveyi görmesiyle yılbaşından bu yana değer kaybı da yüzde 11 civarında olurken, kur geçişkenliği de enflasyonda yükselişin ana unsurlarından biri olarak öne çıkıyor.
TL'deki değer kaybı ve yüksek volatiliteyi azaltmaya çalışan TCMB TL likiditesini sıkılaştırıcı adımların ardından TL uzlaşmalı vadeli döviz işlemlerine başladı. Sonrasında ise örtülü faiz artışı olarak da adlandırılan bir adım atarak likidite politikasında 25 baz puan sıkılaştırma yarattı.
Hükümetin faiz artışı aleyhindeki tutumu nedeniyle TCMB ana enstrümanı olan yüzde 8 seviyesindeki haftalık repo faizine dokunmayarak yerine geçmişte ancak istisnai durumlarda kullanılan ve en son yüzde 12.25 seviyesine yükselttiği geç likidite penceresini ana fonlama aracı haline getirdi.
BÜYÜME YANLISI POLİTİKALAR SÜRECEK
Bu yılın ilk yarısında yüzde 5'in üzerinde büyüyen ekonominin üçüncü çeyrekte büyük ölçüde baz etkisinin de etkisiyle yüzde 10'un üzerinde büyüyeceğinin tahmin edildiğini söyleyen Ağbal, "Son çeyrekte büyüme daha ılımlı bir düzeye gelecek ama yılın tamamında şu andaki bütün göstergeler işaret ediyor ki OVP'de öngördüğümüz yüzde 5.5'in üzerinde büyüme gerçekleşecek" dedi.
2017'de ekonominin yatırım, üretim ve ihracat tarafında orta çıkan büyüme yönünde bir trend olduğunu, bu momentumun 2018'de de devam edeceğini söyleyen Ağbal, "Büyüme yanlısı politikalara 2018'de de devam edeceğiz. İstihdamın desteklenmesi için bir takım programların devam etmesi veya yeni programların getirilmesi, vergi kanalı üzerinden üretim yatırımlarının desteklenmesi ve KGF mekanizmasının selektif bir şekilde yine ekonomiyi destekleyecek şekilde devamı konusunda bir irademiz var" dedi.
"2018'de büyümede yakalanan momentumu beklenmedik bir şok olmadığı sürece devam ettireceğimizi düşünüyorum" diyen Ağbal, Türkiye ekonomisinin son yedi yılda yüzde 6'nın üzerinde büyüdüğünü, ekonominin kendi dinamikleri içinde yüzde 5'in üzerinde büyüme potansiyeline sahip olduğunu söyledi.
Ağbal, "Para politikasında TCMB gerekli adımları atacak, maliye politikası para politikasına destek verecek şekilde bir politika setini uygulamaya koyacak. Yani enflasyona neden olacak kararlardan maliye politikasında çekineceğiz, diğer taraftan maliye politikası kendi büyüklükleri itibariyle para politikasına destek verecek" diye konuştu.
KURUMLAR VERGİSİNİ İLK FIRSATTA AŞAĞI ÇEKECEĞİZ
Gelecek üç yıl içinde yatırım harcamalarında önceliklendirmeye gideceklerini, cari harcamalarda da 2018'de kesintilere gittiklerini söyleyen Ağbal, "Genişletici değil, mali disiplini pekiştiren daraltıcı bir maliye politikası çerçevesi uygulamaya koyuyoruz. Yatırımı ve üretimi destekleyecek bir takım düzenlemelere de devam ediyoruz. Bizim getirdiğimiz vergilerin özel tüketim üzerindeki etkisinin ya hiç olmadığını ya da çok sınırlı olduğunu söyleyebilirim. Kurumlar vergisi ile ilgili yaptığımız düzenleme geçici bir düzenleme, ilk fırsatta imkan olursa onu aşağı çekeceğiz" dedi.
Hükümet, OVP'de de yer alan 2018-2020 bütçe hedeflerinin tutturulabilmesi için kurumlar vergisini tüm kurumlara yönelik üç yıllığına yüzde 20'den yüzde 22'ye çıkarıyor.
Ağbal, "Kamu ekonomik politikaları üzerinden enflasyonu artıracak her türlü tavır ve davranıştan kaçınacağız. Fiyat artışları, vergi ayarlamaları hepsi para politikasının ortaya koyduğu hedeflerle uyumlu olacak" diye konuştu.
"VERGİ CENNETİ KONUSUNDA GRİ LİSTE YOK"
Avrupa Birliği'nin açıkladığı resmi doküman içinde gri liste diye bir liste olmadığını, işbirliğine yanaşmayan ülkeler listesi olduğunu, Türkiye'nin ise bu liste içinde yer almadığını söyleyen Ağbal, "Türkiye bu işbirliği sürecinde bugüne kadar hep olumlu adım atmış ülkeler arasında ifade ediliyor" dedi.
AB'nin Türkiye'deki mevzuatla ilgili bir takım çekincelerini ifade ettiğini, bunların içinde bölgesel yönetim merkezleri ve irtibat ofislerinin olduğunu söyleyen Ağbal, "Biz bu konuyu OECD nezdinde konuştuğumuzda OECD bu uygulamamızı uluslararası normlara uygun buldu. AB bu noktada farklı bir noktaya düştü ve incelemeye aldı. Biz de bu konuda kendilerine bütün bilgileri verdik. Kendileri bizden bu konuda 2019 veya 2021'e kadar olan bir süreçte bu konuda düzenleme yapmamızı talep ettiler, biz de yapalım dedik" dedi.
Ağbal, "Türkiye'nin böyle bir gri listeye alınması söz konusu olmadığı gibi yayınlanan resmi rapor içinde de gri liste yok" dedi.
Medyada yer alan haberlerde, AB'nin vergi uygulamaları konusunda işbirliğine yanaşmayan 17 ülke veya bölgeyi kara listeye aldığı, Türkiye'nin ise vergi uygulamalarında değişiklik yapma sözü veren 47 ülkenin bulunduğu gri listede yer aldığı belirtilmişti.