Kurumlar şeffaflaştıkça ‘rüşvet’ ortadan kalkar

21.07.2003 - 09:02 | Son Güncelleme :


Prof. Dr. Çelik Kurtoğlu, kurumların yönetimindeki bozukluğun rüşveti doğurduğunu vurgulayarak, ‘‘Bilgide saydamlık yoksa, hukuk işlemiyorsa, rüşvet kaçınılmazdır. Bir ülkede kurumsal yönetim düzeldikçe, rüşvet de düzelir. Yönetim ne kadar bozuksa rüşvet o kadar fazladır’’ dedi.

Yıllardır iş dünyasına danışmanlık hizmeti veren Prof.Dr. Çelik Kurtoğlu, bir kurumun yönetimindeki bozukluğun rüşveti doğurduğunu vurgulayarak, ‘‘Bilgide saydamlık yoksa, hukuk işlemiyorsa, rüşvet kaçınılmazdır. Bir ülkede kurumsal yönetim düzeldikçe, rüşvet de düzelir. Yönetim ne kadar bozuksa rüşvet o kadar fazladır’’ dedi.

Türkiye`deki şirketlerin yakında sadece finansal rating (derecelendirme) değil, kurumsal ratinge de ihtiyaç duyacaklarını söyleyen Çelik Kurtoğlu, yabancı yatırımcıların artık kurumsal ratinge önem verdiğini belirtti. Kurtoğlu, özelleştirme kapsamındaki Tüpraş ve Tekel gibi kurumların kurumsal ratinginin yaptırılması halinde değerinin daha da artacağını öne sürdü. Kurtoğlu, ayrıca yabancılarla ortak olan yerli firmalara da uyarıda bulunarak, özellikle kuruluş aşamasında ortaklık anlaşmalarında çok dikkatli olmak ve tüm riskleri gözönüne almak gerektiğini vurguladı.

Prof. Dr. Çelik Kurtoğlu ile kurumsal ratingden yabancılarla ortaklıkta azınlık hisselerinin korunmasına, Enron`daki skandaldan yönetim kurullarındaki bağımsız üyelere uzanan bir sohbet yaptık.

‘‘Kurumsal Yönetim’’ kavramı son yıllarda neden ön plana çıktı?

- İki yıl önce dünyada hakim olan yeni bir trendin olduğunu gördük. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından ‘‘Kurumsal Yönetim’’ (Corporate Governance) adlandırılan bu trend, bugün hem şirketlerin, hem hükümetlerin, hem de finansman kuruluşlarının öncelikle ele aldığı bir kavram, hatta olmazsa olmaz bir koşul haline geldi. Şirketlerde yaratılan değerin yönetim ve denetim sorunları yüzünden azalması, zaman zaman kaybolması, sermaye piyasalarının gelişmesiyle, yeni finansman araçlarının ortaya çıkmasıyla birlikte arttı. ABD başta olmak üzere hemen tüm ülkelerde ciddi sorunlarla karşılaşıldı. Şirketlerin hiyerarşiden kaynaklanan bir maliyet sorunu var. Bu maliyet daha çok bilgi alışverişindeki aksaklıklardan doğuyor. Çünkü herkes bilgiyi kendine saklamak istiyor, kendiliğinden paylaşmak istemiyor. Bizim, şirketin değerini artırmak gibi bir amacımız var. Şirketin içinde bilgi kaçağı varsa, bu, şirketin piyasa değerini azaltır.

Ülkedeki kurumların yönetimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Özelleştirme İdaresi`nin portföyündeki bazı şirketlere kurumsal rating (derecelendirme) hizmeti vermek için girişimlerde bulunduk. Çünkü, özelleştirme kapsamındaki Tüpraş, Tekel gibi şirketlerin kurumsal rating yaptırmaları halinde değerleri daha da yükselir. Bir kurumun yönetiminde bozukluk varsa, olay rüşvete gidiyor. Rüşvet alan kişi doğuştan kötü olduğu için mi yoksa sistem buna izin verdiği için mi yapıyor? Bu nokta çok önemli. Bilgi örtülüyse, hukuk işlemiyorsa o zaman rüşvet kaçınılmazdır. Bir ülkede kurumsal yönetim düzeltikçe rüşvet de düzelir. Yönetim ne kadar bozuksa rüşvet o kadar fazladır.

Enron gibi skandalların yaşanmasını neye bağlıyorsunuz?

- Enron olayında, krizin nedeni şirketin aile tarafından değil, tam tersine projesyoneller tarafından yönetilmesiydi. Bugün profesyonel yöneticilerin olduğu şirketlerde kurumsal yönetim başta gelen tartışma konularından biri, yöneticinin ücret ve primi ile priminin nasıl muhasebeleştirileceği. Profesyonel kadronun çıkarı için primler masraf yazılmıyor, böylece şirket kárlılığı azalmıyor, borsa değeri ve primin bağlandığı hisse senedi opsiyonu yüksek oluyor. Bunu sağlamak için bilanço dışı işlemlere başvurulması da yönetim krizlerine yol açıyor. Şirketlerin değer kaybının önlenmesi ve Enron gibi başka olayların yaşanmaması için şirket yönetimlerine bağımsız yöneticiler atanması gündeme geldi.

Türkiye`de bağımsız yönetim kurulu üyeliği uygulaması oturmaya başladı mı?

- Yönetim Kurulu`nda belli bir çoğunlukta bağımsız üye bulunması zorunluluğu Türkiye için henüz erken. Türkiye`deki şirketlerin yüzde 99`u aile şirketi. Aile şirketleri kendi içindeki dönüşümü yapmadan, oğluna, yeğenine yetki tanımazken, genel müdürüyle ilişkilerinde batılı anlamda bir ilişki kurmaya henüz alışamamışken, kurumsal yönetim ilkelerini uygulamasını beklemek çok aykırı. Bu elma değil ki, bağımsız yönetim kurulu üyeleri ağaçtan toplanmaz. Bağımsız yönetim kurulu üyesi bulmak çok kolay değil Türkiye`de.

Peki bu konuda neler yapılması gerekiyor?

- TÜSİAD ve Sabancı Üniversitesi tarafından meydana getirilen ‘‘Türkiye Corporate Governance Forumu’’ eğitime başladı. Bu forumun, Türkiye`deki şirketlerin yönetim kalitesinin iyileştirilmesi, yönetim ve denetim kurullarının etkinliğinin artırılması gibi önemli hedefleri var. Sabancı Üniversitesi`nde faaliyete geçecek olan yönetici eğitim programı da yönetim kurulu deneyimi olan insanları belli bir süre eğiterek, bağımsız denetim kurulu üyeliğine hazırlayacak. Türkiye`deki bağımsız yönetim kurulu üyeliği görevine talip olan insanların da bağımsızlık nedir onu bilmesi lazım.

PROF.DR. ÇELİK KURTOĞLU

Prof. Dr. Çelik Kurtoğlu, 1965`de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi`nden mezun oldu. İngiltere`de Cambridge, ABD`de Yale üniversitelerinde lisans ve doktora sonrası çalışmalar yaptı. 1978`de doçentlik derecesini aldıktan sonra 1978-1982 arasında Dışişleri Bakanlığı`na uluslararası ekonomi politikaları konusunda danışmanlık yaptı. 1983-1987 arasında Paris`te OECD Kalkınma Merkezi`nde araştırmacı yönetici olarak çalıştı. 1987`den itibaren Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu`nun oluşturulmasında direktör olarak görev aldı ve bu görevi 1995`e kadar sürdürdü. 1995`de finans sektörüne geçti ve yatırım bankacılığı alanında çalışmaya başladı. 1998`de Kurdoğlu Danışmanlık`ı, 2002`de ‘‘iyi şirket’’ Danışmanlık`ı kurdu. Halen, Galatasaray Üniversitesi`nde öğretim üyesi, DEİK Yönetim Kurulu Üyesi, Karadeniz Ekonomik İşbirliği İş Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi, Tekfenbank Yönetim Kurulu Üyesi, Avrupa Sanayiciler Yuvarlak Masası (ERT) üyesi olarak görev yapıyor.

Kurumsal yönetim ratingi yaygınlaşacak

İş dünyasına ne tür hizmetler veriyorsunuz?

- Yaptığımız iş özünde yatırım bankacılığı danışmanlığı. ‘‘iyi şirket’’ olarak kurumsal yönetim danışmanlığı hizmeti veriyoruz. Hareket noktamız, şirket değerlemelerinde başlıca yönetim mekanizmalarındaki aksamalardan doğan değer kayıplarını belirlemek. Şirketin Türkiye`de ve Türkiye dışında bulunan önder firmaların yer aldığı gruplara göre kıyaslamasını (benchmark) yapmak ve kendisini uluslararası piyasalarda kabul gören bir ‘‘Kurumsal yönetim’’ derecelendirmesine hazırlamak.

Türkiye`de kurumsal rating yapacak mısınız?

- Türkiye`de kamuya açık bilgilere dayanarak bir rating çalışması başlatacağız. Kurumsal yönetim danışmanlığı hizmetini tamamlamak üzere bir derecelendirme yapılması gerekiyor. Bunun için merkezi Brüksel`de olan ve çeşitli orta Avrupa ülkelerinde faaliyet gösteren Deminor Rating ile stratejik işbirliği yapıyoruz. Deminor Rating, 300 Avrupa şirketi hakkında sürekli kamuya açık bilgiye dayalı değerlendirme yapıyor.

Azınlıktaki ortağın hakkını koruyor

Şirketlere ortak bulma konusunda da yardımcı oluyor musunuz?

- Biz, şirketlere stratejik iş geliştirme ve finans danışmanlığı da yapıyoruz. Yeni iş stratejileri geliştirmelerine yardımcı oluyoruz, yeni iş planları üretiyoruz, bütün bunları gerçekleştirmesi için dış kaynaklardan finansman sağlıyoruz, gerektiğinde stratejik ortak da buluyoruz.

Azınlık haklarının korunmasını nasıl sağlıyorsunuz?

- Küçük hissedarların büyük hissedarlara karşı korunması gerekir. Türkiye`de sermaye sıkıntısı çok fazla olduğu için, yabancı sermaye geldiği anda sizin çoğunluk hissenizi istiyor. Görünüşte yüzde 49 ya da yüzde 50-50 gibi görünen ortaklıklarda bile bu böyle. Yerli şirketlerin yabancılarla ortaklığında kuruluşundan itibaren haklarını korumak lazım.
 

Hisse Başarıyla eklendi