Kavi: Piyasalar döküldü, faiz yükü arttı

20.06.2001 - 00:00 | Son Güncelleme :

Hüsamettin Kavi, bu hız içinde doğruların yanında yanlışların da yapıldığını ve bunlardan birisinin de kamu bankaları olduğunu dile getirdi


Kavi, İSO Meslek Komiteleri Toplantısı`nın açılışında yaptığı konuşmada, reel sektörün gerçeklerinin en son krizden önce 9 Şubat 2001`de Ankara`da konuşulduğunu kaydetti.

O tarihten bu yana reel sektörün ve sanayinin ne yaptığı konusunda, ne bir imkan bulabildiklerini, ne de bu konuda ciddi çözümler üretecek fırsatlarla karşılaştıklarını belirten Kavi, şöyle devam etti:

Program terkedildi. Aradan geçen 4 ayın bizlerden neler götürdüğünü ortaya koymamız lazım. Varlığımızın çok önemli bir kısmını kaybettik. Çalışanlar işini kaybetti. İnsanlar maaşlarını ya alamadı, ya eksik aldı, ya da geç aldı. Piyasalar döküldü. Faiz yükleri inanılmaz şekilde arttı. Faizleri ödeyecek ne kaynak, ne de iş potansiyeli kaldı."

Ekonomik programının mali sektör ve yapısal reformlara yönelik, içerik ve yapılan çalışmaları bugüne kadar hiçbir şekilde gözardı etmediklerini vurgulayan Kavi, bu tabloya yönelik önemli adımlar atıldığını bildirdi.

KAMU BANKALARININ KAPATILMASI

Hüsamettin Kavi, bu hız içinde doğruların yanında yanlışların da yapıldığını ve bunlardan birisinin de kamu bankaları olduğunu dile getirerek, şunları şöyledi:

"Kamu bankaları kaynaklarını yıllardır siyasetin kumandasına bırakmış ve de o çerçevede varlığını kaybetmiştir. Kaybetmiştir, ama bu bankaların gerçek manada ihracat kesimiyle de çok önemli ilişkileri vardır.

Türkiye`nin belli bölgelerinde Halk Bankası`ndan başkasını tanımayan küçük ve orta ölçekli sanayi kesimi var. Yıllarını, bu hesaplarını bir kenara terkederek, bunların yarın kapatılmasını bekleyemezsiniz.

Batık, kötü krediler ayırın, seçin içlerinden çıkarın, üstüne gidin. Bütün gücünüzle gidin. Ama, siyasi baskılardan kaçmak adına eğer bunların üzerine gidemeyip `o yüzden hepsinin üzerine gideceğiz` diyorsanız, bu yanlıştır. Bu ekonomiyi tahrip etmektir."

"ÖZEL SEKTÖRÜN HALA İTİBARI VAR"

Türkiye`deki özel sektörün hala dünyada kredisi ve itibarı olduğunu ifade eden Kavi, dünyada kredili mal alabilen firmaların Türkiye tarafından cezalandırılmasından vazgeçilmesi gerektiğini savundu.

Kavi, Eximbank Yönetim Kurulu`ndaki arkadaşlarının, "insanların 500 milyon dolar beklediğini" söylediklerini belirterek, "Ne yapacak insanlar bu 500 milyon doları? Batıracak mı? Hayır batırmayacak. Kaybolan kaynaklarının eksilen ihtiyacının yerine koyarak, üretimde Türkiye`nin ihtiyacı olan dövizleri getirecek" dedi.

TAKAS OPERASYONU

Kavi, geçtiğimiz haftasonu yapılan takas operasyonunun başarılı bir işlem olarak nitelendirerek, şöyle dedi:

"Gerçekten bunu önümüzdeki günler, haftalar, aylar içinde etkinlerinin ekonomiye yansıması lazım. Ama, hiç unutulmaması gereken bir konu, borcumuzu yok etmedik, borcumuzu sadece erteledik. Borç olduğu yerde duruyor ve de yeni maliyet unsurlarıyla beraber. Mesele, Türkiye`nin borçlanma ihtiyacını azaltmak ve mümkün olan en kısa sürede faiz dahil bütçede dengeyi sağlayabilmek. Bunu sağladığınız zaman borcunuzun ne olduğu önemli değil."

Önümüzdeki günlerde, reel fazin düşmesinin beklendiğini hatırlatan Kavi, reel faiz düşeceğine göre, paranın fiyatının enflasyon artı reel faiz olarak konuşacağını söyledi.

ENFLASYON DÜŞMANIMIZ

Kavi, dün TÜSİAD toplantısına katılan Devlet Bakanı Kemal Derviş`in, enflasyon hedefini ikinci yarıda yüzde 18 olarak gösterdiğini anımsatarak, "Rakam olarak iyi bir rakam. Ama, enflasyon kendi kendine düşmez. Enflasyonu oluşturan unsurları bir bütün olarak ele alacaksınız. Bunu yapabilirseniz, enflasyon düşer" diye konuştu.

Enflasyonu düşürmeye kendilerinin ve Türk sanayinin kararlı olduğunu ifade eden Kavi, "Çünkü, bizim canımıza kast etmiş ve de yıllardır bizi bu noktaya getiren yüktür. Düşmanımızdır. Bunu yok etmek zorundayız. ancak bu planlı, programlı ve tarafların bütünüyle yapılacak bir çalışmayı hedefliyor" diye konuştu.

"BİZE KAYNAK LAZIM"

"Bize kaynak lazım" diyen Kavi, programda reel sektörden, satır arasında bir yerde bahsedildiğini ileri sürerek, şunları söyledi:

"İhracata destek, Eximbank`a kaynak, bürokraside işi hafifletmek, yazılmasına karşın bunların daha hayata geçirilmediğini görüyoruz. Eximbank`a hala kaynak yok. Türkiye`nin tekrar üretime dönmesi lazım. Üretemiyorsanız, paylaşılacak bir katma değeriniz yoksa, ne paranız vardır, ne gelir dağılımı vardır, ne de mutlu insanlar...

Eğer 2002`yi kazanmak istiyorsak, önümüzdeki 6 ayı içeride ve dışarıda fevkalade dikkatli değerlendirmemiz gerekir. Hep beraber çaba göstermemiz lazım. Yani bütün dertlerimizi sadece Ankara`nın, hükümetimizin çözmesini de beklemek kanaatimce doğru ve haklı bir davranış değil.

Bu konuda çok ciddi projeler, çözümler üretmemiz ve talepte bulunmamız lazım. Hem kendi şirketlerimizin, hem kendi kurumlarımızın, odalarımızın, birliklerimizin, derneklerimizin yapılarını gözden geçireceğiz.

Türkiye, eğer değişiyor diyorsak, gerçekten bu değişim başlamak zorunda ise bu değişimin bütün unsurlarını eş zamanlı olarak gerçekleştirilmesi şart."

TOBB

Kavi, gerekli tedbirlerin zamanında alınamaması, dertlerin ertelenmesi ve sözünü ettiği yapılanmanın gerçekleşmemesi halinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği`nde (TOBB) yaşadıkları üzüntülerin tekrarlanacağını kaydetti.

TBMM`nin son günlerde Anayasa`daki değişiklikler üzerinde ciddi bir çalışma yaptığını belirten Kavi, Anayasa`daki bu değişimin siyasi reformla bütünleşmesi dileğinde bulundu.

Kavi, SSK`ya kayıtlı işçi sayısının 2000 yılı sonunda, nüfusun artmasına karşın düştüğüne dikkat çekerek, bunun için "Nedenini ben bilirim" anlayışının terk edilmesi gerektiğini vurguladı, Türkiye`de doğruların anlatılmasını istedi.

Masa başında yapılan projelerin başarılı olma şansının bulunmadığını savunan Kavi, "İster Türk lirası, ister dolar dengenizin masa başında üzerinde durabilirsiniz, ama araziye çıkmıyorsanız, arazideki toprağın koşullarını, yapıların içeriğini bilmiyorsanız, o projenin başarılı olma şansı yoktur" diye konuştu.

"Önümüzdeki çok iş var" diyen Hüsamettin Kavi, bunları başarabilmek için tüm tarafların birbirlerini adam yerine koyması, itibar etmesi ve birikimlerini ortak bir kotada değerlendirmeleri gerektiğine dikkat çekti.

Geçmiş 10 yılda herkesin çok ezildiğini ileri süren Kavi, "10 yılı heba ettik, boşa geçirdik, ama gelecek 10 yıl için hayır. Gelecek 10 yılı çok farklı bir Türkiye yaratmak adına kullanabiliriz" dedi.


İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Başkanı Ömer Dinçkök ise, yılın ilk 3 ayında 200 bin kişinin işsiz kaldığını bildirdi.

Dinçkök, yeni ekonomik program ışığında Türk sanayinin durumunun ele alındığı İSO Meslek Komiteleri 4. Ortak Toplantısı`nın açılışında yaptığı konuşmada, kriz yönetiminin şeffaf olmadığı, kamu savurganlığının devam ettiği ve popülist harcamaların bulunduğu sonucunu ortaya çıkardığını ifade ederek, Sahadan farklı bir yenilgiyle ayrıldık. Üst lige çıkalım derken, küme düştük dedi.

Krizin sosyal-psikolojik değer ve dengeleri alt üst ettiğini savunan Dinçkök, işsizliğin artmasının sosyal yaşamda ve insanların ruhsal durumlarında sorunlar ortaya çıkardığını kaydetti.

Ömer Dinçkök, ISO`nun yaptığı hesaplamalara göre, bu yılın ilk 3 ayında 200 bin kişinin işsiz kaldığının söylenebileceğini bildirdi.
 

Hisse Başarıyla eklendi