Karadeniz AKP`nin sözüne kilitlendi

17.07.2003 - 09:26 | Son Güncelleme :


50 bin aile önümüzdeki hafta açıklanacak fındık alım fiyatına kilitlendi. Hükümet kilosuna 1.5 dolar vermeyi planlarken, üretici 2 dolar istiyor. Ancak sorunlar sadece fiyatla sınırlı değil

Fındıkta 2003 ürünü için alım fiyatı bugünlerde belli olacak. Geçtiğimiz hafta Ankara`da 350 üretici birliği ve milletvekillerinin biraraya geldiği toplantıda da gündeme gelen fiyat belirleme süreci, şimdiden tartışma yarattı. Devlet Bakanı Ali Babacan`ın, Fındığa para veremeyeceğiz açıklaması, üreticiyi tedirgin etti.

Hükümet, IMF`ye verdiği sözler doğrultusunda fındığın kilosuna 1.5 dolar civarında para vermeyi planlıyor. Ayrıca destekleme alımı için fon ayrılmayacak. Üretici ise geçen yıl taahhüt edilen fiyatın yüzde 40 üzerinde, yaklaşık 2 dolar istiyor. Geçen yıl üreticilerin oluşturduğu Fındık Tarım Satış Kooperatifi (Fiskobirlik) ürünü 1 milyon 600 bin taban fiyattan almıştı.

DESTEĞE İHTİYACI YOK
AK Parti Hükümeti ise göreve geldikten sonra, bu fiyatın çok düşük olduğunu belirtmiş ve fındıkta taban fiyatın 2 milyona çıkacağını açıklamıştı. Ancak bu sadece vaatdlerle sınırlı kaldı. İşte sorun, üreticinin istediği bu 2 milyon liranın üzerine yüzde 40`lık bir ilave yaparak bu yılki fındık fiyatını belirlemek. Bu da yaklaşık 2 milyon 800 bine, yani 2 dolara denk geliyor.

Hükümetin hedefi ise kabuklu fındığın alım fiyatını 1.5 dolarla sınırlı tutmak. Oysa, üreticinin verdiği bilgiye göre bu yıl arz fazlası olmayacak. Toplam rekoltenin 550 bin ton civarında olması bekleniyor. Bu da 275 bin ton iç fındık eder. Rekoltenin 250 bin tonu geçen yılki gibi ihracata gitse geriye kalan 25 bin tonluk bölüm Fiskobirlik`in geçen yıldan elinde kalan fındıkla iç piyasanın ihtiyacını karşılar. Yani başka bir ifade ile bu yıl fındığın devlet desteğine ihtiyacı yok. Buna rağmen ortaya atılan fiyat neden 1.5 dolar (2 milyon lira). Oysa geçtiğimiz dönemlerde iç fındık için 4.5 dolar, kabuklu için de 2.5 dolarlık rakamlar verilmişti.

FİYAT DÜŞÜYOR
Peki, bütün bunlara rağmen üretici, neden ürününün yok pahasına satılacağından endişe ediyor? Bu sorunun birkaç cevabı var. Birincisi, tek geçim kaynağı fındık olan Karadeniz köylüsü, gübresini, ilacını, toplatma parasını yüzde 10-15 faizle tüccardan ya da fabrikalardan alıyor. Dolayısıyla ürününü en hızlı şekilde kurutup pazara çıkarıyor. Bu da tüccarın ekmeğine yağ sürüyor. Tüccar 300 ton alacaksa, pazara bin ton çıkıyor. Fiyat düşüyor.

Hasat döneminden önce, `fındığın bol olduğu ve ürünün para etmeyeceği` söylentisi çıkarılıyor. Üstelik fındığa fazla para istendiği zaman Avrupalı tüketicinin fındık yerine alternatif ürüne yöneleceği, böylece ürünün satılamayacağı iddia ediliyor. Böylece devletin para veremeyeceğini düşünen köylü, ürününü elden çıkarmak için tüccara koşuyor. Kazanan da Avrupa oluyor. Çünkü Türkiye üretiminin büyük bir kısmını Avrupa`ya gönderiyor.

IMF ise artık Hazine`nin fındık fazlasını almak için para ayırmaması gerektiğini düşünüyor. Stand-by anlaşmasında 100 bin hektarlık fındık ekim alanının arz fazlasına neden olduğu için sökülmesi taahhüt edilmiş. Birlikler desteklenmiyor. Hazine Fiskobirlik`in ürün alması için artık kasasından para ayırmayacak. Tüm bunlar köylüyü sindirmiş.
 

Hisse Başarıyla eklendi