Kaçak Et Kullananlar Açıklanmalı

23.11.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Metro Gıda Satınalmadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Kalkandelen, kaçak eti almış olan firmaların açıklanması gerektiğini savunarak, suçsuz firmaların zarar görmemesi gerektiğini belirtti.


Türkiye`ye kaçak yollardan gelen hastalıklı etlerin yarattığı endişe tüketicilerin et alımlarını durma noktasına getirdi. Et ve işlenmiş et üreticileri ile ulusal market zincirleri birbiri ardına açıklamalar yaparak, ürünlerinin kaliteli olduğuna tüketicileri ikna etmeye çalışıyorlar. Peki, bir markete et girişinde, nasıl bir satınalma süreci işleniyor? Bu sorunun cevabını ve sektörün et sorunu karşısında yaşadığı etkileri Metro Gıda Satınalmadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Kalkandelen ile konuştuk. Kalkandelen, perakende sektöründeki firmaların kıyasıya rekabet ile uyguladıkları ucuzluklar sonucunda kaliteden taviz verdiklerine dikkat çekti. Kaçak eti almış olan market, kasap, işlenmiş et üreticileri, catering sektöründeki firmaların açıklanması gerektiğini savunan Kalkandelen, bu işe bulaşmamış firmaların zarar görmemesi gerektiğini belirtti. Metro`da satılan et ürünlerini karkas yani büyük parça olarak aldıklarını ifade eden Mustafa Kalkandelen, etlerin parçalanma işlenimini kendilerinin gerçekleştirdiklerini söyledi. Aldıkları etlerde aradıkları belgeleri ise Kalkandelen şöyle açıkladı:


Menşei Şehadetnamesi denilenen bir belge var. Yani ürünün kaynağını gösteren bir belge, kesinlikle aldığımız etlerde bunu istiyoruz. Tarım Bakanlığı`nın ürün müdürlüklerinde veteriner onaylı raporlar var, etlerin çıktığı ilde verilen bu raporları da mutlaka istiyoruz. Ayrıca, eti aldığımız şirketin Et Borsası`na da tescilini istiyoruz. Et Borsası`na kayıtlı olmayan malı da almıyoruz. Et Borsasına kayıtlı olmak bir maliyet getirdiği için firmalar kaçabiliyor, buna dikkat ediyoruz.
Bütün olarak aldıkları malı üç şekilde sattıklarını dile getiren Mustafa Kalkandelen, karkas, büyük parça ve tamamen küçük paraçalara ayrılarak sattıklarını söyledi. Bu operasyonların kendilerne ait sorumlu veterinerler tarafından yapıldığını belirten Kalkandelen, etlerin en fazla 5 - 7 gün arasında ellerinden çıkarıldığını kaydetti. Sık sipariş ve sık teslim yöntemiyle çalıştıklarını vurgulayan Kalkandelen, yıllık kuzu ve dana eti satışlarının 12 bin ton civarında olduğunu açıkladı.


UCUZLUK OYUNUN KURALLARINI BOZUYOR;

Yurtdışından gelen kaçak etlerin nerede karşımıza çıktığı sorusuna ise Mustafa Kalkandelen, Akıl almaz fiyatlarda ucuz et, salam, sosis satan yerlerde bu eti yiyorsunuz. Bu belki sektöre suçlama olacak ama şu anda bazı şeyler oyunun kuralını bozuyor. Merdiven altında bu eti kullananlar var, adam bunlarla rekabet edemiyor şeklinde cevap verdi. Kalkandelen, Bu eti kimler aldıysa (marketler, sucukçular, catering firmaları, yani bir takım rekabetlerle derinlemesine uğraşanlar) bence onların açıklanmasında fayda var. Kim ne zarar görecekse görsün, ama bu işe hiç bulaşmamış insanlar zarar görmesin dedi. Metro`nun et satışlarında düşuş olmadığını açıklayan Kalkandelen, Neden? Biz et konusunda güven kazanmış bir firmayız. Bizden alışveriş yapan insanlar bu etin kalitesinin ne olduğunu çok iyi anlayan, profesyonel adamlar. Bu eti siz tüketicinin karşısına koyduğunuz zaman anlayamaz. Ama restoranın şefi anlar, geri gönderir kafama atar. Bizim müşterimiz bizi çok bilinçli olmaya sevkediyor. Tüketici marketlerinde bu tip bir bilinç düzeyi oluşmuş değil şeklinde konuştu.


AKIL ALMAZ TAVİZLER VERİLİYOR;

Marketlerin müşterilerine layık olmadıkları kaliteyi sunmak için kaliteden bir takım akıl almaz tavizler verdiğine dikkat çeken Mustafa Kalkandelen, bunu kazanç olarak görmemek gerektiğini söyledi. Kalkandelen açıklamalarını şöyle sürdürdü:
Marketlerdeki a, b, c grubu markaların dengesini iyi kurmak lazım. Bugün çok popüler hipermarketlerde bile, o hipermarketlerin kalite standardının çok dışında farklı düşüncelerle yapılmış ve satılmaya çalışılan ürünler var. Bunları sadece yaş gıdalarda söylemiyorum. Deterjanda, yumuşatıcıda, kağıt ürünlerinde, vs... Şimdi, `en ucuz` diye bir konsept çıktı. Marketlerdeki en ucuzun en pahalı olduğunu iddia ediyorum. En ucuzu olayım derken, kesinlikle bazı değerlerden taviz veriliyor. Şiddetli rekabetten dolayı en ucuza doğru bir gidiş var. En ucuzda kalite çıtası çok daha aşağılara düşüyor. Ben bunu sektör için iyiye gidiş olarak görmüyorum. Tüketicilerin beklentisi belki karşılanır ama, tüketiciler de bu ucuz malların sürekli alıcısı olmaz. Fiyatlar mutlaka sorgulanmalı.


TANSAŞ KAÇAK ETTE DUYARLI;

Tansaş yetkilileri, son günlerde basında yer alan kaçak etler konusunda bir açıklama yaptı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi : Hayvan alım sistemimiz, üreticiler ile birebir diyalogla yetiştirilen hayvanların yerinde tespiti ile başlar. Tüm sağlık kontrolleri ile ilgili raporlar, menşe belgesi gibi işlemler Tarım İl Müdürlüğü Hayvan Zabıta birimi tarafından onaylanmasından sonra sevk işlemleri gerçekleştirilir. Tesisimize girişte Tarım İl Müdürlüğü veterineri giriş kontrollerini Tansaş`ın kontrollerinden bağımsız yapar. Kesim sonrasında veteriner hekimler tarafından muayene işlemleri büyük bir titizlikle yapılır. Tansaş Entegre Et Tesisi, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı`ndan ruhsatlı 9 işletmeden biridir. Türkiye`de sadece Tansaş`ta tüm et ve et ürünlerinin yüzde 100`ü Tansaş`ın kendi Entegre Et Tesisi`nden elde edilerek satışa sunulur. Halk sağlığı bizim için çok önemli olup, A`dan Z`ye, yani üretimden sunuma kadar Tansaş`ın ve bağlı birimlerinin duyarlılığı her zaman olduğu gibi gelecekte de devam edecektir.


PINAR ET`TEN GARANTİ;

Pınar Entegre Et ve Un Sanayii A.Ş., `Pınar` markasını ticari ünvan olarak kullanan başka şirketlerin bulunduğunu ve bunlarla hukuki mücadelesini sürdürdüğünü bildirdi. Bu şirketler hakkında çıkan olumsuz haberlerle kendilerinin hiçbir ilgilerinin bulunmadığı ifade edilen Pınar açıklamasında şöyle denildi : Pınar Et, et ihtiyacını Çamlı Besicilik ile Ege ve İç Anadolu bölgelerinde sütünü topladığı 35 bin süt üreticisinin erkek buzağıları ve Anadolu`nun en kaliteli ve değerli hayvanlarını alarak karşılamaktadır. Pınar`ın tüm et ürünleri, üretimin tüm aşamalarında 72 kez uzmanlar tarafından kalite kontrolüne tabi tutulmakta ve Avrupa Topluluğu`nda uygulanan `Tehlike Analizleri ve Kritik Kontrol Noktaları` planlarını içeren kalite güvence sistemiyle üretilmektedir. Pınar Et olarak, bugüne kadar güvenerek aldığınız ve kullandığınız her türlü et ve et ürünlerinden üretilmiş, insan sağlığına uygun ve etiketinde yazanları ihtiva eden ürünler olduğunu garanti ve taahhüt ederiz.

 

Hisse Başarıyla eklendi