İnsani gelişmişlik liginde 11 basamak birden düştük

09.07.2003 - 08:52 | Son Güncelleme :


BM Kalkınma Programı`nın (UNDP) hazırladığı ‘‘İnsani Gelişim Raporu’’ açıklandı. Rapora göre, Türkiye, 2002 yılında 175 ülkeyi içeren insani gelişmişlik sıralamasında 11 basamak gerileyerek 85. sıradan 96. sıraya düştü.

Türkiye, 2001 yılında yaşadığı ekonomik krizin etkisiyle insani gelişmişlik sıralamasında geriledi. BM Kalkınma Programı`nın (UNDP) hazırladığı ‘‘İnsani Gelişim Raporu’’ açıklandı. Rapora göre, Türkiye, 2002 yılında 175 ülkeyi içeren insani gelişmişlik sıralamasında 11 basamak gerileyerek 85. sıradan 96. sıraya düştü.

Ankara`daki BM Binasında 2003 İnsani Gelişim Raporunu tanıtan BM Türkiye Koordinatörü Jakob Simonsen, krizin etkisiyle kötü bir yıl yaşanmasına rağmen, orta ve uzun vadeli bakıldığında Türkiye`nin insani gelişim performansında olumlu unsurların da gözlendiğini belirtti.

Simonsen, Türk insanının beklenen ortalama yaşam süresinin uzamasıve okur yazarlık oranında hedeflere ulaşılmasının insani gelişmedeki olumlu unsurlar arasında en önemlileri olduğunu ifade etti.

KARNEMİZ ‘‘ORTA’’

UNDP`nin hazırladığı 175 ülkeyi içeren insani kalkınma sıralamasında Türkiye ‘‘orta düzeyde kalkınma gösteren ülkeler’’ kategorisinde orta sıralarda yer aldı.

Genel sıralamada bir yıl öncesine göre 11 basamak gerileyerek 85`cilikten 96`ıncılığa düşen Türkiye, kendi kategorisi olan ve 85 ülkeyi kapsayan orta düzeyde kalkınmış ülkeler arasında da 41. sırayı aldı.

Gürcistan, Azerbaycan ve Arnavutluk gibi eski Doğu Bloku`nun en gerideki bazı ülkelerinin sıralamada Türkiye`nin üzerinde yer alması dikkati çekti.

UNDP`nin salt ekonomik büyüklüklere dayanan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) yerine, milli gelir rakamlarının yanı sıra, sağlık, temiz ve güvenli su ve gıda elde edebilme, kadınların toplumsal yaşamda eşit fırsatlara ulaşabilmesi, eğitim olanaklarından yararlanabilme düzeyi gibi bir çok sosyo-kültürel kriteri göz önüne alarak hazırladığı üç ana endekse dayanarak hesaplanan insani kalkınmadüzeyi insanların yaşam biçimlerini salt parasal ölçülerle değil ‘‘yaşam kalitesi’’ bakımından değerlendirmeyi amaçlıyor.

Bu açıdan bakıldığında, Türkiye`nin insani gelişme kriteri bakımından milli gelir kriterine göre, geçen yıl 6.974 dolardan 5.890 dolara yüzde 15`lik bir gerileme göstermiş olmasına rağmen, dünya sıralamasında insani kalkınma düzeyine göre daha yüksekte olduğu görülüyor.

BM Türkiye Koordinatörü Simonsen`e göre, milli gelir bakımından dünya sıralamasında 80. olan Türkiye, insani gelişme endeksi verilerine göre 96. sırayı alıyor.

GELİR EŞİTSİZLİĞİ

Satın alma paritesine göre milli gelir ile insani gelişme endeksi verilerine dayanarak yapılan sıralamalarda çıkan bu fark Türkiye`deki gelir eşitsizliğinin sonucu olarak değerlendiriliyor.

UNDP verilerine göre 2000 yılında Türkiye nüfusunun en zengin yüzde 10`luk bölümü toplam GSYH`ni yüzde 30.7`sine sahip olurken, en yoksul yüzde 10`un payı ancak yüzde 2.3`te kalmış bulunuyor.

Bu arada Simonsen, gelir dağılımındaki eşitsizlikler dikkate alındığında Türkiye`nin insani kalkınma için ``yoğun çaba gösterilmesi gereken öncelikli ülkeler`` arasında sayılması gerektiğini söyledi.

Yaşam kalitemizi borç yükü düşürüyor

Türkiye`nin insani kalkınma düzeyini düşüren etkenler arasında borç yükünün önemli yeri bulunuyor.

UNDP raporuna göre, 1998-2001 yılları arasında GSYH`inin yüzde 3.5`unu eğitim, yüzde 3.6`sını sağlık ve yüzde 4.9`unu savunma harcamalarına ayıran Türkiye borç ödemelerine yüzde 15 harcamış.

Bu tabloya bakıldığında bütçenin 3 önemli kaleminin toplam tutarının borç ödemelerine ayrılan paranın ancak üçte ikisini aşabildiği görülüyor.

Eğitim ve sağlık insani kalkınmanın önemli bileşenlerinden olduğundan, borç ödemeleri yüzünden bu alanlara giden harcamaların azalması Türkiye`nin İnsani Gelişim Endeksini düşüren önemli bir etken oluyor.

Türkiye en düşük performanslı ülke

Birleşmiş Milletler Türkiye Koordinatörü ve UNDP Daimi Temsilcisi Jakob Simonsen raporu açıklamak için Ankara`da düzenlediği basın toplantısında, Türkiye`nin, AB`ye aday ülkeler ve OECD ülkeleri arasında milli gelir ve insani gelişim bakımından en düşük performans sergileyen ülke olduğunu söyledi.

Cinsiyet eşitliğinde yerimizde saydık

Türkiye`nin dünya liderlerince 2015 yılına dek ulaşılmak üzere belirlenen 8 insani hedeften bazılarına ulaştığı, bazılarına ulaşması için az bir gayret gerektiği, bazı hedefleri tutturması için ise çok çalışması gerektiği bildirildi.

UNDP 2003 İnsani Gelişme Raporu`nda, dünya liderlerinin 2000 yılında yaptıkları ve Türkiye`nin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından temsil edildiği toplantısında, 2015 yılına dek ulaşılması kararlaştırılan hedefler doğrultusunda yapılanlar değerlendirildi. Raporun UNDP Stratejik Politika Yöneticisi Seyhan Aydınlıgil, Türkiye`nin Binyıl Toplantısı`nda belirlenen 8 hedefle ilgili kaydettiği gelişmeleri anlattı.

Aydınlıgil, bazı hedeflerin şimdiden tutturulduğunu, bazılarının az bir gayretle tutturulabileceğini bazılarına ulaşmanın ise bugünkünden daha büyük bir çaba harcanması gerektiğini söyledi.

Binyıl Toplantısı`nda belirlenen ilk hedef olan yoksulluk ve açlıkçeken insan sayısının yarı yarıya azaltılmasında Türkiye`nin hedefe fazla uzak olmadığı belirtildi. İkinci hedef olan temel eğitimden herkesin yararlanması konusunda da temel eğitim kurumlarına kayıt oranına bakıldığında ise hedef tutturuldu. Türkiye`de temel eğitim çağındaki nüfusun yüzde 95`inin okula gitmesi sağlandı.

Üçüncü hedef olan toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının toplumsal konumunun güçlendirilmesinde ise fazla mesafe alınamadı.

Çevre karnemiz zayıf

Seyhan Aydınlıgil, Türkiye`nin doğal ve çevresel kaynakları koruma karnesinin pek iyi olmadığına dikkat çekti.

Ozon tabakasına zarar veren klorofloro karbon gazının yılda 731 ton gibi çok yüksek ölçüde kullanıldığına işaret eden Aydınlıgil, temiz içme suyuna erişimin de kırsal kesimde yüzde 86, kentlerde yüzde81 gibi düşük sayılan oranlarda kaldığını vurguladı.

Liderler toplantısında belirlenen son hedef olan kalkınma için küresel ortaklıklar geliştirmekte de Türkiye zayıf kaldı.

Hedeflerden 5. ve 6.`sı olan 5 yaş altındaki çocuklar ve bebeklerle gebelik ve doğum sırasında anne ölümlerinin azaltılmasında Türkiye`nin çok önemli gelişme kaydettiği ve hedeflere çok yaklaştığı kaydedildi.
 

Hisse Başarıyla eklendi