IMF Ve Dünya Bankası Kredileri Öne Alınıyor

30.11.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :



Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp, IMF`nin stand-by kredisinin üçüncü ve dördüncü dilimine ilişkin 600 milyon dolarlık krediyle, Dünya Bankası`nın mali sektör uyum kredisinin 400 milyon dolarlık ilk diliminin Aralık ayında kullanılmasının mümkün olabileceğini, bu yöndeki görüşmelerin sürdüğünü bildirdi. Demiralp, ayrıca IMF ile başka olanaklar da araştırıldığını ve yapısal rezerv kolaylığı kredisi alma konusunda görüşmeler yapıldığını bildirdi.

Selçuk Demiralp, Dünya Bankası`nın Türkiye Raporu`nu tartışıldığı toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bankacılarla önceki yapılan toplantıyla ilgili yorum yapmayacağını belirten Demiralp, Programla ilgili kuşkumuz tereddüdümüz yoktur. bu tür olayları gecici olaylar olarak görüyoruz. Piyasa yine kendi içinde dengesini bulacaktır dedi.

Demiralp, IMF`den ek kredi talebi var mı sorusunu yanıtlarken de şunları söyledi:

IMF ile programın işleyişine ilişkin görüşmelerimiz sürüyor. Tabii ki destek her zaman gelecektir. Dünya Bankası`nın 400 milyon dolarlık mali sektör uyum kredisi birinci dilimi öne çekilecek. Bunu Aralık ayında kullanmamız mümkün olacak. IMF`nin 600 milyon dolarlık üçüncü ve dördüncü dilimini daha erken almamız mümkün. Bunun dışında IMF ile başka imkanları araştırıyoruz. Onların SRF dedikleri (yapısal rezerv kolaylığı) krediyi alma konusundaki görüşmelerimiz sürüyor. Onların destek konusundaki çalışmaları sürüyor.`

Demiralp, SRF kredisinin miktarı ile ilgili soruyu yanıtlarken de, IMF ile görüşmelerin sürdüğünü, şu anda alınacak krediyle ilgili rakam konusunda bir şey söylemenin yanlış olacağını belirterek Çünkü tam bir mutabakata varılmış değil dedi. Demiralp, Türkiye`de mali piyasalarda yaşanan gelişmeleri IMF`nin yakından izlediğini, bunu program uygulayan bütün ülkelerde yaşanabilecek bir olay olarak değerlendirdiğini bildirdi.

Selçuk Demiralp, stand-by`a ilişkin 600 milyon dolarlık kredinin Aralık ayında Hazine hesaplarına girmesinin çok önemli olduğunu bu nedenle onun üzerinde çalıştıklarını belirtti. Demiralp, Çünkü 2000 yılı finansal programı içinde olursa bizim için daha iyi. Onu konuşuyoruz. Hem Dünya Bankası hem de IMF ile önemli mutabakatlara vardık dedi.

Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp, mali piyasalarda yaşanan dalgalanmaları da uluslararası geçici bir olay olarak değerlendirdi. Dalgalanmanın, ekonomiyi ve programı etkilemeyeceğini düşündüklerini vurguladı. Demiralp, `Hükümet çok yakında bütün önlemleri açıklayacak. IMF ile mutabakata varılan 2001 yılına ilişkin bütün önlemleri kısa zamanda hükümetimiz açıklayacaktır. Bunun dışında 2001 yılı programının kendi doğrultusunda yürütüleceğini açıklayacaktır.Programa olan güven devam etmekte Hükümetin kararlılığı devma etmektedir diye konuştu.

Programdan geri dönüş yok

Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp, Hükümetin, üç yıllık ekonomik programı uygulama kararlılığında olduğunu vurguladı ve Hedefler belli. hiç bir şekilde hedeften sapma ve değişme söz konusu değil. Bu programın alternatifi yok. Bundan geri dönüşün topluma çok daha büyük maliyetler getireceğini biliyoruz dedi.

Selçuk Demiralp, Hazine, Dünya Bankası ve Türkiye Bankalar Birliği tarafından düzenlenen ve Dünya Bankası`nın Türkiye Raporunun tartışılacağı toplantının açılışında yaptığı konuşmada, 3 yıllık programın ilk yılında, gerek mali gerekse yapısal konularda çok önemli gelişmeler kaydedildiğini belirtti. Bu gelişmelerin yeterli olmadığını belirten Erçel, Önemli olan üç yılın sonunda enflasyonu tek haneli rakamlara indirmektir. Dolayısıyla 2001 ve 2002 yılında alınacak önlemler önem kazanıyor dedi.

Demiralp, enflasyonu düşürme programı çerçevesinde yapısal reformlara devam edilmesi gerektiğini programın başarısı için bunun gerektiğini vurguladı.

Hükümetin 2001 yılı ile ilgili olarak özellikle kamu dengesini belirli bir şekilde oturtmak ve kamunun borçlanmasını kontrol altına almak için çalıştığını ve IMF ile belirli bir mutabakata varıldığını vurgulayana Demiralp, Dünya Bankası`nın sunduğu imkanlar ve IMF ile götürülen programın Türkiye`nin enflasyoun düşürme hedefine önemli katkılarda bulunduğunu belirtti.

Dünya Bankasından 5 milyar dolar

Demiralp, Türkiye`nin Dünya Bankası ile yaptığı çalışmaların son yıllarda büyük bir ivme kazandığını bildirdi. Dünya Bankasının, Türkiye`ye 17 Ağustos depreminden sonra yaklaşık 1 milyar dolarlık acil kredi desteğinde bulunduğunu hatırlatan Demiralp, bu krediyle deprem bölgesindeki kalıcı konutların yapımının devam ettiğini söyledi.

Demiralp, 5 milyar dolarlık bir çerçee kredisinin de 21 aralık`ta Dünya Bankası boardında görüşüleceğini ve üç yıllık bir sürede sektörel bazda kullanımına açılacağını belirtti. Demiralp, 778 milyon dolarlık krediye ilişkin anlaşmanın da Banka yönetimi tarafından onaylanmasını beklediklerini belirtti.

Dünya Bankası: Türkiye`ye desteğimiz devam edecek

Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Johannes Linn, ortam ne olursa olsun ülkenin geleceğinin çok parlak olduğunu belirterek, Türkiye`yi desteklemeye devam edeceklerini bildirdi.

Linn, Dünya Bankası tarafından hazırlanan İstikrarlı Büyüme İçin Yapısal Reformlar başlıklı raporun tartışıldığı Türkiye Bankalar birliği`nin toplantısında, genç nüfusu ve dinamik bir özel sektörü ile Türkiye`nin gelişmekte olan ülkeler içerisinde önemli bir yere sahip olduğunu vurguladı. Yapısal sorunlarını çözen bir Türkiye`nin bölgede lider konuma geleceğini belirten Linn, Türkiye`nin Avrupa Birliği`ne girme potansiyeline de sahip olduğunu belirtti.

Türkiye`nin önünde yüksek enflasyon ve faiz oranları, yapısal sorunlar gibi bazı temel açmazları bulunduğunu belirten Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Linn, hükümetin kararlılıkla uygulamaya çalıştığı programla bu sorunların aşılmaya çalışdığını belirtti. Türkiye`nin 1980`li yıllardan itibaren uluslararası piyasalara açıldığını anımsatan Linn, geçmiş 20 yılda gerçekleştirilen bazı reformlarla Türkiye ekonomisinin önemli bir ivme kazandığını söyledi. Bu dönemde özel sektörün dinamizminin ekonomiye önemli bir avantaj sağladığını belirten Linn, uygulamaya konulan yapısal uyum reformlarıyla da tüm sektörlerde şeffaflığın sağlanmaya çalışıldığını dikkat çekti. Hükümetin uygulamaya koyduğu ekonomik istikrar programıyla telekomünikasyon, enerji ve tarım gibi sektörlerde yeniden yapılanma süreci başlattığını anlatan linn, böylece ekonomiye önemli bir hareketlilik sağlandığını belirtti. Temmuz 1999`dan 2000 yılının haziran ayına kadar olan dönemde Dünya Bankası`nın hükümetin uygulamış olduğu programa destek olarak 2 milyar dolarlık kredi verdiğini anımsatan Linn, Dünya Bankası`nın desteklerinin deprem bölgesinin yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi, değişik alanlarda sürdürdüğünü belirtti.

Linn, ülke destek programı çerçevesinde Türkiye`ye 5 milyar dolarlık daha kredi öngörüldüğünü vurguladı. Türkiye`de ortam ne olursa olsun desteklemeye devam edeceklerini belirten Linn, Türkiye`nin geleceğinin çok parlak olduğunu kaydetti.

Tunaboylu`nun konuşması

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Osman Tunaboylu da hükümetin uyguladığı programa IMF`nin ve Dünya Bankası`nın desteğinin sürmesiyle Türkiye`nin dünya konjektöründe hakettiği yeri alacağını belirtti. Program çerçevesinde sorunlara konulan teşhislerle tedavi yöntemlerinin doğru olduğunu belirten Tunaboylu, programın aksatılmadan sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Kamu dengesinin sağlanması, enflasyonun düşürülmesi ve yapısal sorunların çözümünün mali piyasalar çok önemli katkılar sağlayacağını belirten Tunaboylu, bankacılık sektörünün de bu yeni dönemde çok önemli görevler üstleneceğini kaydetti.

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ajay Chhibber, Dünya Bankası tarafından hazırlanan ve toplantı çerçevesinde tartışılacak İstikrarlı Büyüme İçin Yapısal Reformlar başlıklı raporun Türkiye`de çok önemli ekonomik değişikliklerin yaşandığı bir dönemde gündeme geldiğine dikkat çekti.

Chhibber, Türkiye`de özel sektör ve kamu sektörüyle geniş bir yelpazede değişik kollar üzerinde işbirliği yürüttüklerini belirtti. (ANKA)
 

Hisse Başarıyla eklendi