Halkbank’ta usulsüz krediye giden yollar

24.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Mali kriz ve sonrasında yaşanan gelişmeler 2000 yılına damgasını vuran en önemli ekonomik gelişme oldu.

Yine 2000 yılı içinde kamu bankalarının önce özerkleştirilmesi, sonra da özelleştirilmesi için ayrı yasa düzenlenirken, Halkbank ve Emlakbank’ın Kasırga Operasyonu’nda en fazla adı geçen bankalar olması dikkatlerden kaçmadı. Özellikle Halkbank adı usulsüz kredi açtığı gerekçesiyle öne çıktı.

Ekonomist’in, Halkbank’ın kredi uygulamalarıyla ilgili araştırmaısnda ele geçirdiği bazı belgeler, son yıllarda bankanın denetimle ilgili hatalarını gözler önüne seriyor.

Genel Müdür Yenal Ansen, Genel Müdür Yardımcısı Turan Kalaycıoğlu ile Müdür Yardımcısı Yunus Emer’in imzası ile şubelere gönderilen mektuplarda bu zaaflar açıkça ortaya çıkıyor.

Gevşek kriterler

Bankacılık gibi bir sektörde özellikle kredi geri dönüşlerinin çok büyük önemi var. Kamu ya da özel olsun bir bankanın geri dönmeyen kredilerinin bankayı zaafa düşürecek bir hacme ulaşmamasının yolu ise inceleme ve denetimden geçiyor.

Bankaların firma bazındaki denetimleri ve bu denetimleri yapan elemanların hem ehil hem de etik anlamda yeterli olması ilk koşul.

Halkbank özellikle son iki yıldır kredi taleplerini inceleme ve denetim konusunda çok daha “gevşek” kriterler koymuş durumda. Ekonomist’in ele geçirdiği belgeler Halkbank yönetiminin firma kredilerinin “çok daha kolay” çıkarıldığı bölgelere yetki devrinde ısrarlı olduğunu ortaya koyuyor.

Halkbank Genel Müdürü Yenal Ansen ve Genel Müdür Yardımcısı Turan Kalaycıoğlu imzalarıyla 19 Şubat 1999 tarihinde İstihbarat ve Proje Değerlendirme Birimi’ne “Genel Mektup” niteliğinde bir yazı gönderiliyor.

Limit artırılıyor

Yazıda ekonomik ve bankacılık sektöründe yaşanan gelişmeler ile bankanın kredileri daha sağlıklı etkin ve süratli kullandırma amacının gözetildiği vurgulanarak, şöyle deniliyor:

“Bölge İstahbarat ve Proje değerlendirme Müdürlükleri ile Otorize şubelerin kadro durumları dikkate alınarak, Bölge İstihbarat ve Proje Değerlendirme Müdürlükleri ile otorize şubelerin kredi inceleme limitleri ilişik listede belirtildiği şekil’de yeniden düzenlenmiştir. Otorize şubelerde, kadrosunda teknik veya mali eleman bulunmayanlar, ihtiyatç duydukları elemanı bağlı oldukları Bölge İstihbarat ve Proje Değerlendirme Müdürlüğü’nden talep ederek, kredi talebi incelemesini sonuçlandıracaklardır.”

Yazının ekinde ise Bölge İstihbarat ve Proje Değerlendirme Müdürlükleri ile otorize şubelerin kredi inceleme limitleri artırılıyor. Daha önce bölgelerin inceleyeceği firma kredi limitleri 500 bin doların altında iken, yeni düzenleme, kredi türlerine ve bölgelere göre sınıflandırma yapılıyor ve şubelere 1, 2, 4 ve 5 milyon dolar gibi yüksek limitlerde inceleme yetkisi veriliyor.

Başka bir mektup

Milat denilen bu dönemden sonra ise 2000 temmuz’unda Halkbank’ın İstahbarat ve Proje değerlendirme müdürlüğü dağıtıldı.

Deneyimli elemanların çoğu şubelerin bireysel bankacılık, girişimciyi bilgilendirme gibi bölümlerine atandı. Yerlerine ise yeni uzmanlar bakmaya başladı.

Halkbank’ın firma denetimlerinde zaafa uğramasının ikinci önemli nedeni ise çekler ve protestolu senetlerle ilgili.

Firmaların kredi taleplerinin incelenmesinde geçmişindeki protestolu senetler ile karşılıksız çekler çok büyük önem taşıyor. Her firmanın yılda iki defa bu konularda düzeltme hakları var.

Yani firmalar seri şekilde senetleri protesto edilse dahi bunları ödeyip, protestolu senetlerin akldırısını yapabiliyorlar. Aynı şekilde çekleri de vadesinden geç ödeseler dahi düzeltebiliyorlar.

“Dikkate almayın”

Halkbank ise ekonomide yaşanan sıkıntılar ve hükümetin enflasyonla mücadele programının etkisini ters bir şekilde değerlendirerek, düzeltme hakkı kullanılmış çekler ve kaldırısı yapılmış protestolu senetlerin dikkate alınmamasını istiyor.

“Ülkemiz ekonomisinde son yıllarda yaşanan sıkıntılar ve hükümetimizin enflasyonla mücadele programının etkisiyle bankamızdan kredi talebinde bulunan firmalarda zaman zaman karşılıksız çek ve protestolu senetlerle karşılaşılmaktadır” diye başlayan yazıya şöyle devam ediliyor:

“Düzeltme hakkı kullanılmış çekler ve kaldırısı yapılmış protestolu senetler, firmaların ödeme kapasitesini olumlu yönde geliştirdiklerinin göstergesi olmasına rağmen, değerlendirme raporlarında olumsuzluk gibi sunulmaktadır.

Bu nedenle değerlendirme raporlarında sadece çekler ve protestolu senetlerin yer alması yeterlidir”

İmza ise Genel Müdür Yardımcısı Turan Kalaycıoğlu ile Müdür Yardımcısı Yunus Esmer’e ait.

Üçüncü belge

Yine turan Kalaycıoğlu ve yine bir mektup. 21 Kasım 1999 tarihinde İstihbarat ve Projelendirme Birimine Müdür Saadettin Öner ile Genel Müdür yardımcısı Turan Kalaycıoğlu imzasıyla gönderilen 2.5 sayfalık bu mektupta, uluslar arası inceleme ve denetim standartları açısından çok doğru saptamalar da bulunuyor. Fakat mektubun duran varlıklar bölümüne gelindiğinde firmaların özkaynaklarını fiktif bir şekilde güçlendirici işlemlerin yapılması isteniyor.

Nasıl oluyor?

Aslında firmaların kayıtlı varlık üzerindeki demirbaşları ve diğer sabit kıymetleri yasal olarak her yıl belirlenen yeni değerleme oranından yararlanıyor. Her makine bazında ayrı yeniden değerleme oranı uygulanıyor. Bu yazıda ise rayiç değer diye afaki bir değer getiriliyor. Herhangi bir firmanın duran varlıklarının bedeli rayiç bedel bahanesiyle yükseltilip, bunların özkaynaklara ilave edilmesinin firmanın mevcut aktif yapısını güçlendirdireceğini belirten denetim uzmanları bu konuya da şu yorumu getiriyor:

“Daha önce böyle bir uygulama yapılmıyordu. Bu noktada zaten uluslar arası standartlar bazında yeniden değerleme her sabit kıymete uygulanıyor.

Bunun dışında bir de rayiç bedel kıstasının uygulanması bazı sabit kıymetlerin değerlerinin objektif değerlerden uzak bir değere çıkarılmasına imkan sağlıyor.” (EKONOMİST)
 

Hisse Başarıyla eklendi