Faiz indirimi büyük bir hata mı?

18.09.2007 - 09:35 | Son Güncelleme :

https://i.bigpara.com/i/55big/

Merkez Bankası’nın geçen haftaki sürpriz faiz indirim kararı <ımg hspace="10" src="http://i.bigpara.com/i/55big/tcmbytlparamerkezbankasi.jpg" align="right" vspace="5">uzun süre tartışılacağa benziyor. Bu nedenle, bu karara bakışımızı fazla vakit geçmeden aktarmak istiyoruz.

Haluk Bürümcekçi / REFERANS GAZETESİ

Baştan belirtelim, tam 14 aydır politika faizini yüzde 17,5 gibi yüksek bir seviyede tutan Merkez Bankası’nın, daha yılın ilk günlerinde kamuoyu ile paylaştığı senaryoda belirttiği faiz indirimi başlangıcından sadece 1 ay önce bu süreci başlatması nedeni ile siyasi baskı altında bu kararı aldığının yazılmasını çok haksız bir eleştiri olarak görüyoruz.

Ancak, bu karar öncesi kamuoyunun iyi hazırlanmadığını ve iletişim stratejisinde de büyük hatalar yapıldığını Merkez Bankası kabul etmelidir. Her zaman olduğu gibi, gelişmelerin altında çapanoğlu aramaktansa, bu noktaya getiren ekonomik gerçekleri tespit etmenin bize yakışan tutum olduğunu düşünüyoruz. 

Dış konjonktür belirleyici

Son haftalardaki değerlendirmelerimizde, gerek başka ülkelerin deneyimlerinden hareketle gerekse de daha fazla ağırlık vermeye başladığımız senaryo çerçevesinde, faiz indirimlerinin ötelenmesi beklentisinin ağır bastığı bir çok analistin aksine indirimlerin öne çekilmesi ve boyutunun artması tezini gündeme getirmiştik. Türkiye’nin eski tecrübelerinden gelen anlayış, daha çok dış konjonktürde bir bozulma olmasının Türkiye’de bir krizi tetikleyebileceği ve bunun da bütün piyasalarda (bono, hisse senedi, döviz) bozulma getireceği yönündedir.

Ancak bu süreçten daha önceden geçmiş başka ülkelerdeki (Brezilya ve Polonya örnekleri) gelişmeleri 4 Eylül tarihli “Yavaşlama kaynaklı dalgada tek yol faizi artırmak olamaz” yazımızda incelemiş ve burada Türkiye için de faiz artırmaktan başka ihtimallerin olduğu sonucuna varmıştık. Ayrıca, halen en fazla ağırlık verdiğimiz senaryoda, dünya ekonomik büyümesinde ABD kaynaklı yavaşlama beklentilerden daha güçlü olur ancak bu durum bir resesyon boyutuna dönüşmezse piyasalardaki bozulma da sınırlanabilir demiştik.

Kötünün iyisi olarak adlandırılabilecek bu durumda, dolar kurundaki hareketlerin enflasyon üzerinde fazla bir baskı yaratmaması mümkün olabilecekti. Diğer taraftan dış talebin de yavaşlaması ile Merkez Bankası’nın faizleri biraz daha hızlı indirmesi, yılın tamamındaki indirim miktarının 150 baz puanı bulması ve bu doğrultuda da gösterge tahvil faizinin yüzde 17,0 seviyesinin altına gevşemesi mümkün görünüyordu.

Ölçülü indirim başladı

Eylül ayı Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı öncesi görünüm, daha önce de sık sık vurguladığımız gibi, Merkez Bankası’nın hangi gerekçeyle olursa olsun faiz indirimlerine başlamasının gecikmesi durumunda büyüme üzerindeki aşağı yönlü risklerin artacağını gösteriyordu.

Neyse ki, 13 Eylül toplantısında takip eden satırlarda değerlendireceğimiz “ölçülü” faiz indirim  süreci başlatılmış, bu kararda “küresel ekonomideki gelişmelerin hem iç hem dış talep büyümesini sınırlayıcı yönde etkileyebileceği ve bu durumun orta vadede yüzde 4’lük enflasyon hedefine ulaşılması için aşağı yönlü riskleri artırdığı” değerlendirmesi belirleyici olmuştur. Bu karar sonrası ileriye yönelik baktığımızda da, büyümede daha güçlü bir toparlanma eğiliminin oluşması için, ölçülü başlayacak indirimlerin 2008 başından itibaren hızlanması gerekli görünmektedir.

Artırım geri alınabilir

Sonuç olarak, iç talebin 2002 yılı ilk çeyreğinden beri ilk kez daralması ve küresel ekonomideki gelişmelere bağlı olarak dış talebin desteğinin azalma riskinin yükselmesinin ekimde beklediğimiz faiz indiriminin 1 ay öne çekilmesini getirdiğini düşünürken, bu kararda geleceğe yönelik enflasyon beklentilerinin bir türlü yeterince düşmemesine yönelik şok bir tedavi amacının da etkili olduğunu düşünüyoruz.

Bu doğrultuda, bütçe ile ilgili tedbirlerin alınacağı ve kurlarda önümüzdeki dönemde kalıcı bir sıçrama olmadığı varsayımı altında bu yıl için 100 baz puanlık indirim beklentimizi 125 baz puana çıkarıyoruz. Gelecek yıl için 300 baz puan olan indirim beklentimizi ise koruyoruz. Böylece, Mayıs 2006 türbülansı sonrasında gerçekleşen 425 baz puanlık faiz artırımı geri alınmış olacaktır.

 

Hisse Başarıyla eklendi