Erçel: Bankacılık, Risk Yönetme Sanatıdır

08.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Gazi Erçel, Demirbank`ın sahibinin, ``ben devlete, programa güvendim`` sözlerinin hatırlatılması üzerine, gelişen, küreselleşen ve sermaye akışının süratli olduğu bir dönemde, özellikle bankacılık sektörünün risk unsuruna çok ağırlık verdiğini söyledi.


TL YÜZDE 8 DEĞERLERNDİ;

Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, izlenen para ve kur politikasında bir değişikliğin söz konusu olmadığını bildirdi. Önümüzdeki yıl uygulanacak çok daha güçlü makro ekonomik politikaların, aynı zamanda iç dinamiklerin ödemeler dengesine yansımasını kesecek, azaltacak nitelikte olacağını ifade eden Erçel, bu konuda çok dikkatli davrandıklarını belirtti. Erçel, TL`deki değerlenmenin ise kasım enflasyonuyla birlikte, TÜFE bazında 2000 başından bu yana yüzde 8`ler, TEFE`de ise yüzde 4-5`ler düzeyinde olduğunu bildirdi. TL`deki değerlenme konusunu,
``aslında programın başında beklediğimizden daha düşük bir gerçekleşme`` olarak niteleyen Erçel, ``ocak ve şubatta, yüzde 10`luk enflasyonda bir birikim olmuştu. Onu da, gelecek ocak ve şubatta düşen enflasyon çerçevesinde atlattığımızda, zaten bu biriken reel değerlemenin de azaldığını göreceğiz`` diye konuştu.
Gelecek yıl için enflasyonun yüzde 10-12 olarak hedeflendiğini hatırlatan Erçel, aynı zamanda kur bandına geçeceklerini bildirdi. Erçel şöyle devam etti:


``Bantla beraber kurun alacağı değerleri, aynı zamanda hedeflediğimiz enflasyonu da dikkate aldığınızda, yılın sonlarında bu reel değerlemenin normal olarak azalması lazım. Kurunuz değerlenebilir ama bunun ödemeler dengesine yansımasına bakmanız lazım. Bugüne kadar gelişen olaylarda, ödemeler dengesini en fazla olumsuz yönde etkileyen unsurlar, petrol fiyatlarındaki artış ile Euro`nun değer kaybı oldu. Şu aşamada tabii ki risk var ama sorun görmüyorum. Önümüzdeki yıl uygulayacağımız çok daha güçlü makro ekonomik politikalar, aynı zamanda bu iç dinamiklerin ödemeler dengesine yansımasını da kesecek, azaltacak nitelikte olacaktır. Elimizden geldiği kadar, TL`nin fazla değerlememesi konusunda, kur politikası dışında ne önlemler alınması gerekiyorsa onların üzerinde duruyor ve onlara yöneliyoruz.``


CINGILLIOĞLU`NA CEVAP;

BANKACILIK RİSK YÖNETME SANATIDIR;

Bu arada Gazi Erçel, Fon`a devredilen Demirbank`ın sahibinin, ``ben devlete, programa güvendim. Faizler yüzde 110`lardan benim de katkıda bulunmamla yüzde 30`lara indi. Hazine 20 milyar dolar kazandı. Sonunda ben bankamı kaybettim`` sözlerinin hatırlatılması üzerine, gelişen, küreselleşen ve sermaye akışının süratli olduğu bir dönemde, özellikle bankacılık sektörünün risk unsuruna çok ağırlık verdiğini söyledi. Erçel, şöyle konuştu:


``Eskiden bankalara genellikle kurallar konulurdu. O kurallara bakılırdı. Kurallara uymuşsa, (banka iyidir, kötüdür) denirdi. Ama 1980`li yılların ortasından sonra özellikle 1990`lı yıllarda, günümüzde bankacılık sisteminin artık koyduğumuz kuralların ötesinde, risk unsuru son derece üst düzeylere geldi. Risk unsurunun 4 - 5 tane önemli risk kalemi var. Örneğin döviz riski. Türk bankacılık sistemi yıllardır bu riski alır, taşır, oradan kaçınma yolları üzerinde düşünür, taşınır oradan para kazanmaya çalışır. Ama son derece de iyi bilir. Piyasa riski dediğimiz bir olay da var. Aynı zamanda, önemli risklerden bir tanesi de vadelerin uyumsuzluğudur. Yani parayı toplarsınız uzun vadelidir. Verdiğiniz kısa vadelidir veya tersidir. Dolayısıyla artık bankacılık, risk yönetme veya riskle beraber yaşama veya aldığınız riskleri çok iyi ölçme sanatı olarak tanımlanıyor. Maalesef çok iyi olarak nitelendirdiğimiz bir banka da, bu riskin bir nevi çok ağır olması nedeniyle, geçen bu 15 günde önemli ölçüde zarara uğradı.`` (FİNANSAL FORUM)


 

Hisse Başarıyla eklendi