Ekonomistler TCMB'nin hamlesi için ne dedi?

28.05.2018 - 16:12 | Son Güncelleme :

Merkez Bankası'nın bugünkü faiz hamlesini değerlendiren ekonomistler; Merkez Bankası'nın baskın olduğu mesajını piyasalara verdiğini ve TL varlıklarında değer kazanımlarının süreceğini belirtti.

https://i.bigpara.com/i/55big/piyasa_odaklanma.jpg

bigpara.com

Merkez Bankası "Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı Merkez Bankası politika faizi olacaktır; bu oran, mevcut fonlama faizine (yüzde 16.50) eşitlenecektir" şeklinde açıkladı. Sonrasında TL varlıklarında sert değer kazanımları görülürken, ekonomistler yaşanan gelişmeleri şöyle değerlendirdi:

TCMB BASKIN OLDUĞU MESAJINI PİYASALARA VERMİŞ OLDU
İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı Eda Karadağ

TCMB para politikası operasyonel çerçevesine ilişkin sadeleşme sürecinin tamamlandığını bugünkü duyurusuyla piyasalara bildirdi. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının TCMB’nin politika faizi olacağını ve bu oranın mevcut fonlama faizi olan yüzde 16.50 ‘ye eşitleneceğini belirtti. Gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 150 baz puanlık bir marj ile belirleneceğini ifade etti. Bu uygulamasının ise 1 Haziran 2018 tarihinden itibaren başlanacağı da duyuruda belirtildi.

##$HABER_1446449$##

Haberin Devamı

Merkez, 23 Mayıs tarihinde olağanüstü toplanarak geç likidite penceresinde 300 baz puanlık bir artışa giderek, piyasalardaki agresifliğin önüne geçmiş oldu ancak etkisi sınırlı kaldı. Bugünkü açıklamasının ardından iç piyasada daha iyimser bir havanın olduğu gözlemleniyor. Bugünkü hamlesiyle oyunun içerisinde ne kadar baskın olduğu mesajını piyasalara vermiş oldu. Bu mesajı oldukça önemli çünkü bu durum TL varlıklarda yeni rekor seviyelerin önüne geçmiş oluyor. Gerekli gördüğü takdirde de elindeki enstrümanları kullanabileceğini de ifade ediyor.

Ayrıca, TCMB Başkanı Murat Çetinkaya ve ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, bugün ve yarın Londra’da finans kuruluşları ve temsilcileri ve yatırımcılarla bir araya gelecek. Bu görüşmeler öncesi yapılan bu hamlenin de anlamlı olduğunu söyleyebilirim. Yabancı yatırımcılar için önemli bir mesaj olduğunu ve yabancılara kur riski endişelerinin olmaması gerektiğini vurguladıklarını düşünüyorum.

Haberin Devamı

Şimdi ise gözler asıl takvimde olan 7 Haziran’daki toplantısında. Bu toplantıda bir hamle gelir mi düşüncesi piyasaların kafasını kurcalıyor. Şuna dikkat çekmek istiyorum. 25 Nisan tarihinde yapılan toplantısında, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmelerin yakından izlendiğini, ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabileceği belirtilmişti. Ancak, bu ifade 23 Mayıs tarihinde olağanüstü toplanan kurulun karar metninde bulunmuyor. Eğer, bugünkü hamleyi de ek sıkılaşma adımı olarak görürsek, aynı zamanda 7 Haziran gününe kadar olağanüstü bir durum olmadıkça, TCMB’den bir hamle gelmeyebilir.

Haberin Devamı

Dolar/TL kuru, TCMB’nin yapmış olduğu bu iki hamleye rağmen en fazla 4.55 seviyesine kadar geri çekilerek bu seviyeyi ne kadar güçlü bir destek noktası olarak çalıştırdığını göstermiş oldu. Dolayısıyla, kur bu seviyenin altına doğru tepkisinde zayıf kaldığı müddetçe geri çekilmelerde sınırlı kalabilir. Ancak, bu yeni rekor test edebilir anlamına gelmesin çünkü TCMB yapmış olduğu sadeleşme adımlarıyla zaten yeni rekor seviyelerin önüne geçmiş oldu. Dolayısıyla, önemli bir gelişme olmadıkça kurlarda yeni rekor denemelerini beklemediğimi söyleyebilirim. Sadece, 4.55 desteğinin altını görmezsek kur bir süre 4.55-4.70 aralığını ihlal edebilir. Şunu da eklemek isterim, iç piyasadaki gelişmeleri konuşmaktan dış piyasayı unuttuk. Global piyasalarda, güçlü Dolar rallisinin olmaması hala bizim açımızdan bir fırsat. Bu durum, kurun, yukarı yönde çok güçlü bir iştahının olmasını şimdilik olanak sağlamıyor.

KARAR SON DERECE ÖNEMLİ
Gedik Portföy, Portföy Yönetim Müdürü Eral Karayazıcı

TCMB’nin aldığı sadeleştirme kararı son derece önemli. Türkiye uzun zamandır para politikasında karmaşık bir model uyguluyordu. Bundan da yabancı yatırımcılar muzdaripti. 
Hemen her ülke tarafından da uygulanan bu geleneksel para politikası  ülkemize sermaye girişini teşvik edecek, güven kaybının tamiri adına yararlı bir başlangıç olacaktır. 
Döviz kurlarını ne kadar düşürebilir derseniz, geride kalan 3,5 yılda enflasyondan arındırılmış reel oranlar ile TL’de yüzde 40’a yakın negatif ayrışma yaşandı. Benzerimiz ülkelerde dolar yüzde 10 düşerken ülkemizde enflasyon farkının da üzerinde yüzde 30 yükseliş yaşandığına şahit olduk.

Bu farkın en azından dörtte birinin kapanması ve dolar/TL’de 4,10-4,20 Euro/TL’de 4,75-4,85 bandına seyahatin gerçekleşmesi içsel veya dışsal farklı bir faktör ön plana çıkmadıkça pekala mümkün hale geldi.

BUNDAN SONRA HEDEF ENFLASYONLA MÜCADELE
GCM Menkul Kıymetler Araştırma Uzmanı Enver Erkan

Merkez Bankası’nın geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği 300 baz puanlık geç likidite penceresi faiz artışının ardından, Banka’nın para politikasında aktif rol oynamaya devam etmesi ve bu politika adımının devamının sadeleştirme adımı ile getirilmesi gerektiği üzerinde durmuştuk. Sn. Çetinkaya’nın dün finans çevrelerine verdiği “sadeleşme” sinyalinin ardından Merkez Bankası hemen hemen düşündüğümüz şekilde bir politika adımı attı.

Merkez Bankası, fonlamayı aynı Sn. Erdem Başçı döneminde yaptığı gibi 1 haftalık repo faizine yönlendirdi ve 1 haftalık repo faizini yüzde 16,5 olarak belirledi. Uzun zamandır kullanılmayan repo faizi daha önceden yüzde 8’di. Merkez Bankası’nın tüm faiz oranlarını yükseltmesi, dar ve simetrik koridor oluşturması ve fonlamayı geç likidite penceresinden haftalık repoya yönlendirmesi; para politikasında aktif bir rol üstlendiğine ve bağımsızlığına dair yatırımcıları daha çok ikna edebilir.

Merkez Bankası’nın adımı piyasalar tarafında da yansımasının olumlu olduğunu, kurun 4,60 bandının altına doğru gerilediğini gözlemlemekteyiz. Merkez Bankası, geleneksel bir para politikası aracı olmayan geç likidite penceresi kullanımını bırakarak iletişimini netleştirdi ve daha öngörülebilir oldu. Eskiden 7,25 – 8 – 9,25 olan faiz koridoru 15 – 16,5 – 18’e yükseltildi. Mevcut sıkı duruşun resmileştirilmesiyle, Merkez Bankası’nın bağımsız politika adımları attığına dair de güven tesis açısından önemli… Merkez Bankası bu adımını 7 Haziran’ı beklemeden attığı için de proaktif bir duruş sergilemiş oldu.

Bundan sonra hedef enflasyonla mücadele ve bu alanda da reformist bir ekonomi yönetimiyle konsensüs içinde proaktif hareketler olmalıdır.

 

Hisse Başarıyla eklendi