Dış borç terletecek

16.10.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Türk hazinesi, bu yıl bütçe finansmanında dış borçlanmaya ağırlık verdi. Geçmiş yıllarda bütçe açığının finansmanında iç borçlanmanın ağırlığı yüzde 100`leri geçerken, ağustos ayı itibariyle bu oran yüzde 85`e düştü. Buna karşılık dış borç finansmanı net geri ödemeden yüzde 23 artıya ulaştı.


Yine yukarıdaki tablodan da görüldüğü gibi, iç borçlanmada tahvil bononun yerini aldı, böylece vade artışı sağlanırken, faizler de ciddi gerileme oldu. Sıkı mali politikaların ve özelleştirmelerin devam etmesiyle iç borç stoğunda önümüzdeki yıllarda hızlı bir düşüş beklenmekte. Dış borç cephesinde ise; ilk çeyrek itibariyle stok 103.4 milyar dolara ulaştı. Bunun yüzde 24`ü kısa vadeli borçlardan, yüzde 76`sı orta ve uzun vadeli borçlardan oluşmakta. Kamu sektörünün orta ve uzun vadeli dış borcu 43,3 milyar dolarken, özel sektör 25.6 milyar dolar dış borca sahip. 24.6 milyar dolar olan kısa vadeli dış borç stoğunun 14,3 milyarı ticari bankalara, 9.5 milyarı ise banka dışı özel sektöre ait.


Bütçe finansmanında dış borçlanmanın payını arttıran Türk Hazinesi bu yıl şimdiye kadar 7 milyar dolar tutarında tahvili uluslararası piyasalarda sattı. Bu kimilerine göre, uygulanan ekonomik programın başarısını gösterse de, dış borç stoğundaki artış ve 2001 yılında yapılacak geri ödemeler nedeniyle, gelecek yıl bütçe açığını (IMF`ye söz verildiği faiz dışı fazlanın 9 katrilyon lira olması hedefine paralel olarak) 10 katrilyon liranın altına düşürmeye çalışacak olan bütçe hazırlayıcıları dikkatli olmak durumundaydılar. Nitekim açıklanan bütçe hedeflerine göre bütçe açığının 5.3 katrilyona düşürülmesinin öngörüldüğü açıklandı.


TEHLİKE 2001`DE AZALTILMAYA ÇALIŞILIYOR;

Türkiye`nin cari işlemler açığındaki artışın da kamçıladığı bu borçlanma trendini önümüzdeki aylarda da devam ettirmek istemesi halinde uluslararası kredi riskinin artma riski mevcut. Hazine`nin, diğer kamu kuruluşları ile bankaların kredi kullanımı, Türkiye`nin bu kadar kısa zamanda gerçekleştirdiği, ne yüksek düzeye ulaştı. Telekom, özelleştirilmesinin başarısızlığı, GSM lisans satış gelirinin henüz hazine kasasına girmemiş olması ve hazinenin yurtiçinden kısa vadeli borçlanmak yerine stand - by kredibilitesinin desteği ile yurtdışından uzun vadeli borç alma tercihi, dış borçlanma ihtiyacının, artmasına yol açtı. Bu bir yandan, Türk Lirası`nın reel faizini önemli ölçüde düşürdü, bir yandan da önümüzdeki yıllar açısından risk oluşturuyor. Eğer dış borçlanma bu hızla sürdürülseydi, ülke riski açısından olumsuzluk yaratabileceği belirtiliyor.

Bu nedenle, ilk önlem olarak önümüzdeki yıla yönelik cari işlemler açığının ve hazinenin borçlanma gereksiniminin azaltılması yönelik yeni önlemlerin alınması gerektiği vurgulanıyordu. Gerçekten de, Yüksek Planlama Kurulu`nun onayını alan 2001 bütçesinde, 2000`de patlayan cari açık için limit GSMH`nın yüzde 3-1`ine çekildi. Ekonomiden çekilen ve faiz ödemelerinde kullanılacak kaynak anlamına gelen faiz dışı bütçe fazlası da - IMF taahhüdü, paralelinde - 9 katrilyon lira olarak öngörüldü. Gelecek yıl bütçesinde harcamaların 2000 yılı hedefine göre yüzde 4.7 arttırılarak 48.4 katrilyona çıkarılması benimsendi. Harcamalardaki sürpriz artış, faiz harcamalarının 15 katrilyon olarak planlanmasına karşılık, 17.4 katrilyona çıkmasından kaynaklandı. Özetle; hükümet, dış borcu kamçılayan cari açığı 2001`de frenlemeyi amaçlıyor. Bu doğrultuda büyümenin frenlenmesi ve ithalattaki artış hızının yavaşlatılması tedbirleri de düşünülüyor. Ama yine de, 17 katrilyon 434 trilyonluk faiz ödemesi nedeniyle 2001`de terlemeye hazırlanıyoruz. (FİNANSAL FORUM)


 

Hisse Başarıyla eklendi