Britanya`nın finans merkezindeki önde gelen bankaları satın alan yabancı bankaların, cirolarındaki ilk düşüşte atacakları adımların City of London`a ölüm getireceği ileri sürülüyor.
Londra`daki finans merkezi City of London`daki bankaların yabancı bankalar tarafından satın alınması, bölgenin geleceğin yönelik ciddi bir risk olarak görülüyor. Son 10 yılda Warburg, Schroders, Kleinwort Benson, Barings ve Robert Fleming gibi önde gelen ticari bankalar, ülke dışındaki büyük bankalar tarafından satın alındı. İngiltere`nin finans merkezinin mirası ile bütünleşmiş olan bu bankalar şu anda yabancıların adlarının uzantısı durumunda bulunuyor. Warburg`un, UBS Warburg`a; Kleinwort`un, Dresdner Kleinwort`a; ve Baringgs`in de ING Barings`e dönüşmesinin nedeni olarak bu bankaların gerekli ölçekliliğe ve yönetim becerilerine sahip olmaması gösteriliyor. Bu iki eksiklik bu bankaları, Goldman Sachs, Merrill Lynch ve Morgan Stanley Dean Witter`in İngiltere`ye girişi karşısında savunmasız bıraktı.
AUGAR, FELAKETİN TELLALLIĞINI YAPIYOR;
Britanya yatırım bankacılığının eski insider`ı Philip Augar, The Death of Gentlemanly Capitalism - Beyefendi Kapitalizminin Sonu adlı kitabında, finans piyasalarının olası bir düşüşünün en olumsuz etkileri ile karşılaşacak bölgelerden biri olarak Londra`yı gösterdi. Finansal hizmetler alanında önde gelen kuruluşların yabancı mülkiyetine geçmesinin yarattığı tehdide işaret eden Augar, Banka ciroları üzerindeki baskı yeniden ortaya çıktığında, ABD yatırım bankaları modern teknolojiyi kullanarak ülke - dışındaki ve özellikle Londra`daki işletme giderlerini kısacak diyor. Buna karşın, bankacılık uzmanları, Londra`nın finans merkezinin bir süre daha ilgi odağı olmayı sürdüreceğine inanıyor. Ancak, Londra`nın finans merkezi özelliğini kısa sürede yitirmeyeceği beklentisinin temelinde 13`üncü yüzyıldan beri bu role sahip olmasının yatması, tehdidi ciddiye almayı gerektiriyor.
(FİNANSAL FORUM)