Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yarın eski Genelkurmay <ımg hspace="10" src="http://i.bigpara.com/i/55big/abdullahgul334234.jpg" align="right" vspace="5">Başkanı Hilmi Özkök ile bir araya geliyor.
Murat GÜRGEN / VATAN GAZETESİ
Gül, darbe girişimleri için “Ne vardır, ne yoktur derim” diyen eski Genelkurmay Başkanı’nı çağırdı. Davetin Ergenekon tartışmalarının ortasında gerçekleşmesi birçok soruyu da beraberinde getirdi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül son günlerde Ergenekon soruşturmasıyla ilgili dikkat çekici açıklamalar yapan ve Cumhurbaşkanı’na “devreye girmesi” için çağrı yapan eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ü öğle yemeğine davet etti.
Bugün gerçekleşecek buluşmaya ilişkin davetin kaç gün önce yapıldığı açıklanmadı. Gül ile Özkök’ün görüşme sonrası kamuoyuna herhangi bir mesaj verip vermeyecekleri ise merakla bekleniyor. Davetin “Cumhurbaşkanı’nın kamuoyunda belirli bir konumda olan değişik kesimlerden kişilerle biraraya gelmesi” kapsamında olduğu belirtildi. Eski AİHM üyesi Rıza Türmen’in de, aynı kapsamda, 14 Temmuz Pazartesi günü Çankaya Köşkü’ne davet edildiği kaydedildi.
Özkök’ün emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in günlüğünde yer aldığı iddia edilen Sarıkız ve Ayışığı darbe planı iddialarıyla ilgili demeçleri farklı yorumlara yol açmıştı.
Bu konuda ilk demecini 11 Nisan 2007’de veren Özkök “Emekli Oramiral ’yapmadım’ diyor. İtibar edilmesi gereken odur. Ama karşı taraf da iddia ettiğine göre, ona da saygı duyulmalı. Ne desem ateşe benzin dökmek olur. Bu durumu bir yerden İspatlaması lazım. Yargı el koymuştur, bakalım ne yapacak göreceğiz. Soruşturma açılıp açılmaması Genelkurmay Başkanı’nın takdirine bağlıdır” demişti.
“Gül devreye girsin”
Özkök’ün, Ergenekon soruşturması kapsamında iki emekli orgeneral ile birlikte önemli isimler gözaltına alınmaları konusundaki görüşleri ise 3 Temmuz 2008’de günü Milliyet Gazetesinde yer aldı:
“Resmi bir aktörün, daha geç olmadan, ortaya çıkıp, ortalığa çekidüzen verecek bir hareketi, halkı da arkasına alarak, gerçekleştirmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Kurumlar arası tesanüdü kimin sağlayacağı Anayasa’da açıkça belirlenmiştir. Ama bu görevin yerine getirilmesine katkıda bulunabilecek, halkın güvenini kazanmış, politik beklentileri olmayan diğer akil adamların da davet beklemeksizin devreye girmesi bir zorunluluk haline gelmiştir” dedi.
“Yok böyle bir şey”
Özkök, Sarıkız ve Ayışığı darbe iddialarıyla ilgili olarak, 8 Temmuz 2008’de Hürriyet Gazetesi Yazarı Fatih Çekirge’ye ise şu açıklamayı yaptı: “Hayır. Eğer görevdeki dönemde olsaydı askeri savcılık el koyardı. Yani bunlar o zaman olduğu iddia edilen olaylar olsaydı buna askeri savcılık ve mahkemelerin bakması gerekirdi. ”
“Ne var, ne yok derim”
Özkök’ün gazeteci Fikret Bila’nın köşesinde dün yayımlanan demeci ise kafaları iyice karıştırdı. Özkök bu kez “Anılarda geçtiği öne sürülerek gündeme getirilen bu olaylarla ilgili olarak, ne vardır, ne yoktur derim. Başka bir ifadeyle ne teyit ederim, ne tekzip ederim. Benim söyleyebileceğim budur. Bir taraf, ’Günlükler Amiral’e ait’ diyor. Amiral ise ’Benim ilgim yok, bana ait değil’ diyor.
Ben amirale itibar edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Komutanlar, arkadaşlarımız. Durumlarına çok üzülüyorum. Asker arkadaşlarımın bir an önce bu süreçten tertemiz çıkmalarını istiyorum ve diliyorum. Bir an önce sonuçlanmasını diliyorum. Çünkü uzun süre, kişilerin de kurumların da töhmet altında kalmaları doğru bir şey değil. Ceza da varsa, cezayı çekmek de insanı rahatlatır” ifadelerini kullandı.