Büyüme başlarken kazanı devirmeyelim

28.03.2002 - 12:27 | Son Güncelleme :


Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu, ekonomik krizin bitip bitmediği yönündeki tartışmalar üzerine, krizin döviz pozisyonu yönüyle bittiğini, üretim, yatırım yönüyle ise devam ettiğini söyledi.

Tanrıkulu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ticaret Borsaları Konsey Toplantısı`nda, şunları söyledi:

‘‘Krizin bitip bitmediği yönündeki tartışmalar yerine, sorunların hep birlikte aşılması için çalışmalıyız. Hiç kimse, sizi böyle bir tuzağa düşürmemeli. Ekonominin büyüme başını yukarı çevirdiği bir ortamda, kazanı devirmeyelim. Önemli olan direksiyonu doğru kullanmak, arabayı doğru yere götürmektir. Kene gibi yapışan bu enflasyon belasından kurtulmak, büyümeye geçmek için istikrarın önemine inanıyoruz. Popülist politikaları bıraktık. Hükümet, istikrarı ve devamlılığı sağlama konusunda kararlıdır.’’

Uygulanan programın toplumun bütün kesimlerine belli bir yük ve sorumluluk getirdiğini vurgulayan Tanrıkulu, ‘‘Birkaç ay önce bir çok kişi önünü göremediğinden yakınıyordu. Ancak, şimdi bir takım farklılıklar yaşanmaya başladı; bulut, sis dağılmaya başladı’’ dedi.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da, Türkiyedeki ekonomik krizlerin sebebinin ‘‘kamu ekonomisi, kötü yönetim olduğunu’’ savunurken, ‘‘Krizlerin maliyetini ise özel sektör olarak bizler ve tüm toplum ödemektedir. Krizin kaynağı kamu, ödeyen özel sektör’’ dedi.

Türkiye`de, 2000 yılı Kasım ayı başında başgösteren ve 2001 yılı Şubat ayında yüksek oranlı develüasyon ile su yüzüne çıkan bir mali kriz başladığını anlatan Hisarcıklıoğlu, ‘‘Bu krizin giderek derinleşmesi sonucu, kriz ekonominin tüm alanlarına yayılmıştır. Halende ekonomik kriz süreci şiddeti azalmakla birlikte devam etmektedir’’ dedi.

YÜZDE 10 AZALMA

2001 yılında kurulan ticari kuruluş sayısında yüzde 10.42 azalma olduğunu, bu kötü gidişin 2002 yılının Ocak ve Şubat döneminde de devam ettiğini, bu dönemde kurulan ticari kuruluş sayısındaki azalışın yüzde 18.9`a ulaştığını belirten Hisarcılıkoğlu, üretim üzerinde büyük yükler bulunduğunu bildirdi. Bu yüklerin vergi, SSK primleri, enerji maliyetleri, finansman zorlukları ve bürokratik engellerden oluştuğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, 1985 yılında toplam vergi yükü yüzde 15.4 iken 2000 yılında bunun yüzde 32.8‘e çıktığını 15 yılda vergi yükünün yüzde yüzden fazla arttığını anlattı.
 

Hisse Başarıyla eklendi