İç pazarda Bosch, Siemens, Profilo gibi üç önemli markayla faaliyet gösteren BSH Profilo, halen yüzde 30 olan Pazar payını, önümüzdeki 10 yılda yüzde 40’lara çıkarmayı hedefliyor.
İhracatta da herhangi bir sorunlarının olmadığını söyleyen BSH Profilo İcra Kurulu Üyesi Özcan Aydilek, büyük değer kaybeden euro’ya rağmen 150 milyon marklık ciro hedeflerini tutturacaklarını söylüyor. Özcan Aydilek’le BSH Profilo’nun 2000 ve 2001 yılı planlarını konuştuk.
Aydilek, Bu sene beyaz eşya sektöründe oldukça önemli gelişmeler yaşandı. Bu yılın ilk dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre pazarda yüzde 15-20 büyüme oldu. Geçen yıl yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle beyaz eşya satışları önemli ölçüde gerilemişti. Bu nedenle 2000 yılında bir talep patlaması yaşandı. Enflasyonun düşmesi ve faiz oranlarının gerilemesi de satışlarda büyük canlılık yarattı. Sektörde yaşanan olumlu gelişmelere paralel olarak 2000 yılının ilk 9 ayı BSH Profilo açısından oldukça iyi geçti. Hedeflerimize ulaştığımızı, hatta ciro ve kar olarak hedeflerin bir miktar üzerine çıktığımızı söyleyebilirim. Kapasite kullanım oranımız yüzde 90’lara ulaştı.
Yılın geri kalan üç aylık dönemin de iyi geçmesini bekliyoruz. Tüketici kredilerinin maliyetlerinin ek vergiyle artırılması bizi fazla etkilemez,b u kararın daha çok otomotiv sektörünün ilgilendirdiğini düşünüyorum. Çünkü beyaz eşya sektöründe tüketici kredileri fazla kullanılmıyor.
Biz bu yıl, promosyon tarzındaki kampanyalara yönelmedik. Çünkü bu sene daha farklı bir politika izledik. Fiyatları cazip tutarak, alım imkanının artmasını sağlamaya çalıştık. Bu yılın sonuna kadar da, böyle bir kampanya yapmayı planlamıyoruz.
Üç markamız içinde en fazla tercih edileni Boshc. Ama diğer markalarımızla arasında büyük uçurumlar yok. Aslında Bosch genel Pazar dalgalanmasından diğer ürünlerimizle aynı oranda etkileniyor. İkinci sırada ise Profilo bulunuyor.
Ortalama Pazar payımız yüzde 30 civarında. Önümüzdeki 10 yıl içinde, pazar payımızı yüzde 40’lara çıkarmayı planlıyoruz.
Çerkezköy’deki tesislerimizde çamaşır makinesi, buzdolabı ve fırın üretiyoruz. Bunları tamamlayan dördüncü ürün ise bulaşık makinesi. Ancak bulaşık makinesi üretimimiz yok. Dışarıdan ithal ediyoruz. İleride Çerkezköy’deki fabrikamızda bulaşık makinesi de üretmeyi düşünüyoruz. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor, ama iki yıldan önce böyle bir şey söz konusu değil.
Televizyon üretimini yapmıyoruz. Bizim yüzde 25 hissedarımız olan Profilo Holding bünyesinde faaliyet gösteren Telra’nın büyük bir televizyon fabrikaıs var. Biz buradan televizyon satın alarak, bayilerimize satıyoruz. Televizyonda 4 markamız var. Telefunken, Saba, Profilo ve Siemens. 2000 yılı içinde satışlarımız oldukça iyiydi. En fazla talep olan markamız ise Telefunken.
İhracatımızın yaklaşık yüzde 90’lık kısmını aralarında Fransa, İtalya, Almanya, İngiltere, İspanya, Belçika, İsveç’in de bulunduğu Batı Avrupa ülkelerine yapıyoruz. Bu nedenle euro ile ilgili gelişmelerden etkileniyoruz. Ancak bu hedeflerimizde herhangi bir sapma yaratmayacak. Aksine hedeflerin üstüne çıkmamız mümkün olabilir. Geçen yıl ihracatımız yaklaşık 120 milyon mark civarındaydı. Bu yıl 150 milyon mark ihracat hedefliyoruz.
Yeni pazarlara açılmayı planlıyoruz. Bu konuda yeni Pazar arayışlarımız devam ediyor. Türk Cumhuriyetleri’ne yönelmeyi düşünüyouz. Oradaki potansiyel arttıkça biz de bundan yararlanmayı hedefliyoruz. Şimdilik buralarda ofisler açarak gelişmeleri takip ediyoruz.
Burası ağır gelişen bir pazar. Birden büyük bir patlama yaparak büyüyebileceğiniz bir Pazar değil. Ancak buraların ihmal edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü zamanla istikrarlı olarak büyüyeceğini düşünüyoruz.
Bu yıl, 1 milyar 200 bin mark ciro elde etmeyi hedefliyoruz.
2001 yılında pazarda bu oranda büyüme olacağını düşünmüyorum. Tahminen gelecek yıl pazarda yüzde 10 seviyelerinde bir büyüme olacak. Biz, 2001 hedeflerimizi ana hatlarıyla belirledik. Hem ciro, hem de kar olarak büyümeyi planlıyoruz. Pazarla doğru orantılı olarak yüzde 10 civarında da reel büyüme hedefliyoruz.
2001 yılındaki yatırımlarımız daha ziyade teknooljiye ve kaliteye yönelik yatırımlar olacak. Çok geniş bir kapasite artırımı ya da yeni bir üretim ağı planlamıyoruz. Çevreye zarar vermeden üretim yapabilmek için yatırımlarımız devam ediyor. Bu yıl 50 milyon marklık yatırım yaptık, 2001’de de 50 milyon marklık yatırım planlıyoruz.
Beyaz eşyanın yüzde 85-90’ı finansman yoluyla satılmak zorunda. Bayilerimizin, tüketicilire bu finansı sağlayacak mali yapıları o kadar güçlü değil. Dolayısıyla bizim şirket olarak bu finansmanı sağlamamız gerekiyor. Tüketici finansman şirketimiz var. Ama çok geniş anlamda faaliyet gösteren bir şirket durumuna gelmedi henüz. Büyük ölçüde banka kredileriyle kendimizi finanse ediyoruz. Bunun büyük bir kısmını da yurtdışı krediler oluşturuyor. Halen 350 milyon mark civarında banka borcumuz var. Bunun 300 milyon marklık kısmı uzun vadeli borçlar.
Ödemede problememiz olmayacak. Zaten bilançomuza bakıldığında 450 milyon marklık kısa vadeli alacaklarımızın olduğu görülür.
Bizim hisselerimizin durumu, borsanın genel performansından daha iyi görünüyor. Ama şirketin gerçek değeri düşünüldüğünde, hisselerin fiyatının biraz daha artması gerekir diye düşünüyorum.
2000 yılı ekonomi yönetimini çok başarılı buluyorum. 2001 yılında da aynı doğrultuda gitmemesi için bir neden yok bence. Siyasi bir çalkantı olmadığı sürece bu olumlu gelişmeler devam edecektir. (PARA-BORSAMARKET)