BDDK, sanayi grupları ile bankaları ayırmaya çalışıyor

14.07.2003 - 09:18 | Son Güncelleme :


İmar Bankası`na el konulmasını sektördeki bu tür olayların sonuncusu olarak gördüğünü belirten UniCredito`nun yöneticilerinden Federico Ghizzoni, BDDK`nın sanayi grupları ile bankacılığı ayırdığını söyledi

Koç Grubu ile yüzde 50 - 50 oranında ortak olan İtalyan Bankası UniCredito`nun yöneticisi ve Koç Finansal Hizmetler A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Federico Ghizzoni, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu`nun (BDDK) Türkiye`de sanayi grupları ile bankaları ayırmaya odaklandığını söyledi.
Bir yabancı olarak sektöre dışardan baktığında bunu gözlemlediğini belirten Ghizzoni, İmar Bankası`na el konulması olayını anormal bir olay olarak değerlendirdi. Bu tip olayları Asya Krizi`nde de gördüğünü belirten Ghozzoni şöyle konuştu:
İmar Bankası olayının 2001`de yaşanan problemlere dayalı bir sorun ve alınması gereken bir önlem olduğunu düşünüyorum. Tabii ki bu gibi şeyler normal değil. Şu anda BDDK`nın çok spesifik bir şekilde sanayi grupları tarafından sahip olunan bankalara odaklandığını ve bu sanayi grupları ile bankaları ayırmaya çalıştığını gözlemliyorum. Bence İmar Bankası olayı sektördeki sonlardan bir tanesi. Bunun arkasından çok daha fazla bu tip şeyler görmeyeceğimize inanıyorum.

`Haksız rekabet var`
Bankacılıkta bu tip olayların yaşanmasına karşın sektörde faaliyet gösteren batı standartlarında çok banka olduğunu belirten Ghizzoni, UniCredito`nun Türkiye stratejilerini belirlerken en temel risk olarak belirsizliği gözönünde tuttuğunu söyledi. Ghozzino, Yabancı yatırımcılar açısından bir numaralı risk belirsizliktir. Çünkü yabancı yatırımcı bir ülke için düzenli bir trentde gidiyor derse zaten diğer kalan herşeyi çok iyi yönetebilirsiniz. dedi.
Ekonomik açıdan da belirsizlik çok önemli bir problem. Bu da kredi riskinin yükselmesine neden oluyor diyen Ghozzino, şunları kaydetti: Bonoya yatırım yapma fırsatı varken neden bankacılık yapalım` diyen birçok banka var. Bu durum haksız rekabet yaratıyor. Biz bunu bir risk olarak görüyoruz.


`Türkiye`de olmaktan memnunuz`
Türkiye`yi diğer gelişmekte olan ülkelerden farklı bulduğunu belirten Ghozzoni, Türkiye`nin birçok yönden diğer ülkelerden ileride olduğunu söyledi. Bir yıllık süreç içinde hiç bir zaman neden geldik diye pişmanlık duymadıklarını belirten Ghozzoni, Martta bir kriz yaşadık. Likidite sıkıntısı oldu. Faiz yükseldi. Bu herkesi düşündüren birşeydi ancak biz hiç bir zaman Türkiye`ye kısa vadeli bakmadık. Uzun vadeli düşündüğümüz için hiç birşeyden korkmadık. Türkiye`de olmaktan memnunuz dedi.


`İyi bir teklif sunarsak hissedarlar banka alır`
Koç Finansal Hizmetler`in üzerinde çalışılan 3 yıllık 2003 - 2006 planında organik büyümeye ağırlık verdiğini bildiren Ghozzino, bunun için yeni bir sermaye koymayacaklarını söyledi. Ghozzino, Planımız organik büyüme üzerine. Ancak herhangi bir gelişme olur, çok iyi fırsat çıkar ve bunu iyi bir yaklaşımla ortaklarımıza sunarsak, örneğin bir banka alımına her iki hissedar da olumlu bakar. O durumda hissedarlardan para istememiz gerekecek. Her iki hissedar da Koç Finansal Hizmetler AŞ.`nin yönetimine son derece güveniyorlar, gerekli yatırımı yapacaklardır dedi.


`Para şirketlerde değil sahiplerinde duruyor`
Türkiye inceleme yapıldığında şirketlerin bilançolarının çok zayıf olduğunun görüldüğünü belirten Ghozzoni, bu durumun 30 - 40 yıl önce İtalya`daki şirketlerin durumuna benzediğini söyledi. Ancak bu bizim kredi vermememiz anlamına gelmiyor diyen Ghozzoni, şöyle konuştu: Bu İtalya`nın 30 - 40 yıl önce yaşadığı durumuna çok benziyor. Gerçekten bilançoları çok zayıf şirketler vardı. Ancak bunların sahiplerinde para vardı. Ve bu paralar şirketlere yansıtılmıyordu. Ghizzoni, Koç Finansal Hizmetler`in kredilerini üç yıl içinde en az iki kat artıracağını söyledi.
 

Hisse Başarıyla eklendi