Avrupa`da Yönetici Ücretleri Tartışması

27.10.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Avrupa`nın önde gelen iki şirket liderinin aldığı prim ve ücretler yeni bir tartışma başlattı. Şirket yönetiminde ödeme politikaları ile performans arasında kurulması gereken ilişki ve şeffaf yönetim gündeme oturdu.


ABD`li sigorta şirketi Conseco yeni patronu Gary C. Wendt`e sadece bu göreve gelmesinin karşılığı olarak 45 milyon dolar ödedi. Eğer Wendt iki yıl daha bu işte kalırsa 50 milyon dolar değerinde hisse de alacak. İşinde 7 yıl gibi uzun bir süre kalması halinde ise hayatının geri kalan bölümünde ömür boyu emeklilik maaşı olarak yıllık 1.5 milyon dolar alacak.


İngiltere`de ise ülkenin önde gelen iki şirketinin Genel Müdürlerine verilen primler hissedarların büyük tepkisini çekti. Dünyanın en büyük ilaç şirketi GlaxoSmithKline`ın yeni başkanı Jean - Pierre Garnier, maaşının 20 katına denk gelen 24.7 milyon dolar opsiyonla ödüllendirildi. Dünyanın önde gelen mobil telefon şirketi Vodafone AirTouch`ın Genel Müdürü Chris Gent ise nakit ve hisse olarak 15 milyon dolarlık bir prim aldı. Bu prim ve ödüllendirmeler şu anda İngiltere`deki gazetelerin ilk sayfalarında tartışılıyor. Çoğu yayın organı anormal olarak nitelendirdiği miktarlara olumsuz yaklaşıyor. Ancak, gelişen ekonomiyi dikkate alan ekonomistler Avrupalı hissedarların dikkatleri gerçek probleme, yani şeffaflığın üzerine odaklamasının daha hayırlı olacağını dile getiriyor. Gent ile Garnier`in şirketlerini dünya boyutlarında birer önemli oyuncu haline getirdiklerinin gözden kaçmaması gerektiğinin altı çiziliyor ve iyi bir kazanç elde etmenin en doğal hakları olduğu vurgulanıyor. Ekonomistler, sadece, ABD - tarzı ücret sistemine tabi olmayı talep eden söz konusu yöneticilerin, aynı zamanda yine ABD - tarzı olan her şeyin, dolayısıyla aldıkları prim ve ücretlerin de kamuoyuna şeffaf bir şekilde beyan edilmesini de kabul etmeleri gerektiğini belirtiyor. Hissedarların şirketin Genel Müdürünün aldığı ücretin şirket performansıyla doğru orantılı olup olmadığını bilmelerinin en doğal hakları olduğu hatırlatılıyor. Ayrıca, bu orantının nasıl saptanacağının da açık olarak belirlenmiş olması gerektiğinin altı da çiziliyor.


HEDEF BELİRSİZLİĞİ;

Mesela Vodafone`da detayların üstü kapalı kaldı. Şirketin 27 Temmuz`daki hissedarlar toplantısında kabul ettiği yeni ödeme politikası, ödeme ile performans arasındaki ilişki konusundaki birkaç önemli bağlantıyı belirsiz bıraktı. Örneğin, şirket, üst düzey yöneticilerin ücretlerinin aynı alanda faaliyet gösteren global örneklerde varolan duruma paralel olarak, hedef performans seviyesi dikkate alınarak belirleneceğini belirtiyor. Ancak, şirketin söz konusu kararı için kıstas olabilecek bir hedef seviye belirlenmiş değil. Vodafone, hissedarlarına geleceğe dönük verdiği sözde, ücretlerin sadece yüzde 25`inin nakit verilir duruma getirileceğini belirtiyor. Geri kalanın ise performans hedeflerine bağlı olarak hisse primi şeklinde verileceğini kaydediyor. Ancak, söz konusu hedefler tamamen silik kalmış durumda, dolayısıyla gerçek temellere oturmuyor.


Bu belirsizlik bazı hissedarlarda, benimsenen ödeme politikasının sadece Gent
ve onun üst düzey yöneticilerini, Mannesmann`ı satın almayı başardıkları için, ödüllendirmek amaçlı olduğu şüphesini uyandırıyor. Şirket yönetim danışmanlık şirketi Pensions & Investment Research Consultants Araştırma Müdürü Stuart
Bell, bu tarz bir ücret anlayışının uygulamaya geçirilmesinin tam da satın alma işleminin gerçekleştiği bir döneme denk gelmesinin, her satın almanın ödülle karşılanacağı anlamına geleceğini belirtiyor. Bell, şirketlerdeki ödeme politikalarının her zaman hisse ve kar performansına göre belirlenmesi gerektiğini, şirket anlaşmalarıyla ilişkili olmaması gerektiğini kaydediyor. Bununla beraber Vodafone, Mannesmann anlaşmasının Gent ve diğer yöneticilerin primlerinde hiçbir etkisi olmadığı konusunda ısrarlı. Ancak, Vodafone`un performans hedeflerinin belirsiz olduğu bir durumda Gent ve kurmaylarının ne için ödüllendirildiklerini bilmek gerçekten çok zor.


GERİLİM BİRAZ AZALDI;

Yaşanan tüm güven problemlerini biraz olsun azaltan şey ise Gent`in nakit aldığı primin bir bölümünü Vodafone hissesi almak için kullanacağını açıklaması oldu. Ekonomistler bu açıklamanın yapıcı ve olumlu olduğunu, çünkü hissedarların şirkette hissesi bulunan bir yöneticinin finans piyasalarını daha fazla dikkate alacağını düşüneceğini belirtiyor. Böylece, Gent`in kazançları şirketin finans performansına daha çok bağlı hale geliyor. Gloxo`nun planı ise hissedarlar için daha kabul edilebilir nitelikte. Şirketin hisse prim opsiyonları sadece Glaxo hisse fiyatlarının iyileşmesi halinde devreye giriyor. Ancak, Glaxo açısından da hala performans hedefleri ölçümünde bir belirsizlikten bahsetmek mümkün. Şirketin ödeme politikası İngiltere`nin tahmin edilen büyüme oranına denk olan yüzde 3`lük bir büyüme temel alınarak düzenlenmiş. Bu durum şüpheler yaratıyor.


Avrupa`da yaşanan bu iki ücret sorunu yönetici ücretleriyle şirket performansı arasındaki bağlantının önemini ortaya koyuyor. ABD - tarzı şirket yönetiminin şeffaflığının Avrupa`da da hayata geçirilmesinin zorunlu olduğunu gösteriyor. Kısaca, Gent ve Garnier`in aldıkları para ve primler, bu para ve primlerde gelecekte yaşanması muhtemel değişimler gibi gelişmeleri hissedarların her birinin açıkça görmesi değişen ekonomik ortamda artık bir zorunluluk. Sonuçta, şirket liderleri hissedarlar için çalışıyor ve değişen dünyada bunu hiç unutmamak gerekiyor. (FİNANSAL FORUM)


 

Hisse Başarıyla eklendi