ABN Amro Müdürü Gillespie: Temizel 25 yıl geç kaldı

21.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Gillespie, Zekeriya Temizel`in başkanlığını yaptığı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu`nun Türkiye`de 25 yıl geç devreye girdiğini söyledi.


ABN Amro Türkiye Genel Müdürü Jack Gillespie, yaşanan son bankacılık krizini bir kalp krizi olarak değerlendirdi. NTVMSNBC`ye konuşan Gillespie, kriz atlatılsa bile iz bırakacağını belirterek, krizin mali sektör üzerinde kalıcı önemli iki etkisi olduğunu söyledi. Gillespie, Zaten hasta olan bankacılık sektörü şimdi ağır hasta. İyileşmesi birkaç yıl alacaktır. Oysa yabancı bankalar, hükümetin sektörün rehabilitasyonu için gerekli önlemler alabileceği konusunda kuşkulu. Fahiş oranda faizler, zayıf olanları daha da zayıflatmıştır, iflas risklerini artırmıştır diyor.
Türkiye`nin düzenleyici ve önleyeci denetim kurmakta çok geç kaldığını vurgulayan Gillespie Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu yetkin bir yapıya sahip olmakla birlikte, ne yazık ki çok geç devreye sokuldu. Başka ülkelerdeki örneklere bakarsak gecikmenin hatta yirmi beş yılı bulduğunu söylemek mümkün. Hükümetin stand-by paketi çerçevesinde verdiği reform sözlerini tutmadığına da dikkat çekiyor.

IMF`den beklenen 10 milyar dolarlık acil destek fonuna gelince, Arjantin`e 25, Güney Kore`ye 40, Endonezya`ya 35 ve Rusya`ya en az 50 milyar dolar fon aktarmış olan IMF`in gereğinde yüksek rakamlarla müdahale edebildiğini belirtiyor. Ancak bu fonların doğrudan bankacılık sistemine girmeyeceğine de dikkat çekiyor.


BANKALARIN DEĞERİ ABARTILI;

Satılık bankaların maliyetlerini değerlendikten sonra, dünya büyüklerinden ABN Amro, maliyeti yüksek bir bankayı devralmaktansa, kendi operasyon alanını genişletip şube sayısını artırmak yönünde bir karar aldı. Bu konuda Gillespie yerli bir bankanın dertlerini devralmaktan kaçındıklarını anlatıyor. Dünyanın bir çok yerindeki vergi avantajları nedeniyle görünürde bedavaya banka devraldıktan sonra Aslında iyi doktor olmadığımızı bu yolla öğrendik diyor. 600 milyar dolarlık öz varlıkları ile Türkiye mali sektörünün asağı yukarı dört katını temsil eden ABN Amro, çok cazip koşullar altında olsa bile, başka bankaları bünyesine katma konusunda hiç hevesli değil.Gillespie Kaldı ki üç dört yıldır fonda bulunan bir bankadan en iyi kadro ve en değerli müşteriler çoktan ayrılmıştır. Sonuçta şubeler ve birkaç mobilya dışında pek de bir şey kalmamıştır. Özel sektördeki orta boy bankalara gelince, çoğu zaman değerleri sahipleri gözünde abartılıdır görüşünde.
Gillespie, mali sektörün boyutunun ufaklığı değerlendirirken de Özal ile dünyaya açılmaya başlayan ekonomi halen büyük ölçüde bir nakit ekonomisi diyor.


ÖNÜNE GELEN BANKA KURDU;

Gillespie, Türkiye`de gelinen durumu şöyle özetliyor. Mali sektörde sorumlu ve önleyici denetimi olmayınca, bankacılıktan anlamayan her zengine banka sahibi olma şansı doğmuş, bunlar da banka yönetim yeteneği şüpheli kişilere güvenince, bugünkü duruma gelinmiş. Ailelerin ekonomiye hakim olması sonucu, kendi bankalarını aile çıkarları için kullanma tuzağı sektörü ve kamu çıkarını zedelenmiştir. Japonya sanayii ve bankacılığı arasındaki ilişkinin yol açtığı sorunları hatırlatan Gillespie Bankaların yaygın bir biçimde halka açık olmaları çok daha sağlıklı bir yapı diyor.

2001 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu`nun önünde karmaşık ve çetin bir görevi var diyen Gillespie, Demirbank`ın kamuya maliyeti henüz belli olmadığını, fondaki diğer bankaların kamuya 7 milyar dolarlık bir zararı yüklediğini söylüyor, devlet bu zararı üstlense de, garantilese de, sonuçta kaybedecek olan halktır deyip Kötü yönetim ve kötü krediler bu on bankayı mahfetmiştir. Oysa dünyadaki en eski düzenleyici kurum olan İngiltere`nin Merkez Bankası, banka sahipliğine adayların banka yönetebilecek kapasitesini inceledikten sonra ancak onay verir vurgusunu yapıyor.

Gillespie, önümüzdeki yılın zor geçeceğini düşünüyor. Sihirli formül yoktur. Sorunlara teker teker çare bulmak gerekecektir diyor. Yabancı bankaların iki ana kaygısını da dile getiren Gillespie, yapısal bir devalüasyon kaygısı ve anti kambiyo kontrolü uygulaması. Kişisel olarak böyle bir riski öngörmediğini söylüyor, ancak Türkiye`yi uzaktan izleyen bankacıların bu tür riskleri kesinlikle almaktan kaçındıklarını da belirtiyor ve Ciddi kaygılarımız olsa bile, bizler sistemin içindeyiz. Oysa uzakta bulunan bir bankacı gördüğü olası risklerden kaçınır diyor.
(YENİ BİNYIL)
 

Hisse Başarıyla eklendi