ABD ile yeni dönem

30.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


ABD Başkanı Bush`un Savunma Bakanlığı`na Donald Rumsfeld`i getirmesi Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde ağırlığın PENTAGON`a kayacağı işaretini veriyor.


ABD`nin birkaç gün sonra görevi devralacak yeni Başkanı George W Bush`un, Savunma Bakanlığına Donald Rumsfeld`i getireceğini açıklaması, Türk-ABD ilişkilerinin Bush döneminde farklı bir yatakta akabileceğinin işaretlerini veriyor. Rumsfeld`in Savunma Bakanı olacağının açıklanmasıyla, Bush yönetiminde ABD dış politikasını belirleyecek olan Başkan Yardımcısı-Dışişleri Bakanı-Savunma Bakanı üçlüsü tamamlanmış oluyor. Bu üçlüye yakından baktığımızda Washington`un yeni dönemdeki dış politikasının Türkiye`deki olası yansımalarını da bulabiliriz. Başkan Yardımcısı Richard Chenney, Bush`un babasının Savunma Bakanı. Körfez Savaşı sırasında Türkiye ile yakından ilgilendi. En son Eylül ayında Binyıl Zirvesi için New York`ta bulunan Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile uzun bir görüşme yaptı. Bu görüşmede Chenney ile Bush kazanırsa Türk-ABD ilişkilerinin bundan olumsuz etkilenmeyeceği konuşuldu.

Bush, emekli Orgeneral Colin Powell`i de Dışişleri Bakanı olarak atadı. Soğuk savaş yıllarından kalan bir refleksle Türkiye`nin bölgedeki stratejik rolünü hep önemseyen ABD ordusunu yöneten Powell`in, bu bakışı Dışişleri Bakanlığı`na taşıması kaçınılmaz. Nihayet, Rumsfeld de, aslında Savunma Bakanlığı`na değil, George Tennet`in yerine ABD gizli servisi CIA Başkanı olarak atanmayı bekliyordu.


AĞIRLIK PENTAGON`DA:

Rumsfeld`in Savunma Bakanlığı sırasında öncelik vereceği üç konu var:


* Balistik füzelerin yayılmasının önlenmesi,

* Bilgi teknolojilerinin yaygınlaştırılması,

* Uluslararası terörizme karşı işbirliği.

Bu dosyalardan üçüncüsü doğrudan, birinci ve ikincisi de dolaylı olarak Türkiye ile ilgili.

Ancak Türk-ABD ilişkilerinde ABD Savunma Bakanlığı`nın, yani PENTAGON`un ağırlık kazanacağının diğer bir işareti ABD Dışişleri Bakanlığı`nda Türkiye ile ilgilenen Avrupa ve Ortadoğu bölümlerinin ilgisinin son dönemde dağılmasına karşılık PENTAGON`un, İncirlik Üssü`nün hala bölgedeki Batı çıkarlarının en büyük kalesi olduğunu düşünmesi. ABD Silahlı Kuvvetleri`nin aynı anda Avrupa ve Ortadoğu`da operasyon düzenlediği tek üs olma ünvanı hâlâ İncirlik`te.

PENTAGON merkezli ilişki ne getirir?

TÜRK-ABD ilişkilerindeki ağırlığın PENTAGON`a kayması, Türkiye`deki demokratikleşme sorunlarından çok güvenlik sorunlarının öne çıkması da demek olur. Bu durum, AB ile ilişkilerinde sıkıntı yaşayan Ankara`yı kısa dönemde rahatlatabilir. Örneğin, Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği oluşumundaki sorunlar Ankara`nın istediği yönde gelişebilir.


Keza Türkiye`nin AB üyeliği yolunda atacağı adımlar arkasında ABD desteğini daha çok duyabilir. Ermeni sorunuysa bu yeni dönemin ilk sorunu olmaya aday. Ancak eğer Clinton`u Türkiye`den yana tavır almaya zorlayan ABD Genelkurmayı yine ağırlığını koyarsa, bu kez sorun daha kolay aşılabilir. (SABAH)

 

Hisse Başarıyla eklendi