AB Bakanlarından Vergi Kaçakçılığı Önleme Konusunda Adım

29.11.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Avrupa Birliği finans bakanları, gizli banka hesapları bilgilerinin birbirleri ve AB üyesi olmayan ülkelerle paylaşımına ilişkin bir plan üzerinde anlaşarak, vergi kaçırılmasıyla mücadelede öne doğru ama yarım bir adım attılar.


Ancak, Brüksel`de Pazartesi günü varılan bu anlaşma, geniş bir sorunun çözümünü açık bırakması nedeniyle, bir görüşme pozisyonundan başka bir şey anlamına gelmiyor. Anlaşma ancak, güçlü bankacılık sırları ve gizlilik kanunlarına sahip bir çok AB ülkesinde, özellikle Lüksemburg`da, AB`nin İsviçre ve Channel Islands (adaları) gibi diğer offshore vergi cennetlerini bilgi paylaşımına teşvik edebildiği zaman yürürlüğe girecek. Bu görüşmeler zor geçecek. Örneğin, İsviçre şimdiden imzalamayacağını söyledi. Pazartesi günü varılan anlaşmanın detayları, 15 AB ülkesi arasındaki ekonomi politikasının koordinasyonunda, vergi kaçırılması gibi temel bir konuda bile yer alan derin ayrılıkları ortaya koydu. Ancak, AB yetkilileri, mevcut durumda, geniş bir ülkeler koalisyonunun; OECD`de, Ekonomik İşbirliği ve Gelişim Organizasyonu`nda offshore vergi cennetlerini ortadan kaldırma yönünde çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Avrupa Vergi Komiseri Frits Bolkestein,
Uluslararası finansal görünümde bir değişim rüzgarı var, şeklinde konuştu.


DOKUZ YILLIK GEÇİŞ;

Gece geç saatlere kadar süren toplantıda belirlenen koşullarda, AB banka gizliliğini sona erdirmek için dokuz yıllık geçiş dönemi programı üzerinde prensipte anlaştı. Üçüncü ülkelerle görüşmelerin tamamlanmasının bekleneceği ilk iki yıl, hiç bir şey olmayacak. Bu iki yılın ardından gelen yedi yıllık dönemde, AB ülkeleri bilgi paylaşımını seçebilir ya da yabancılara ait bono ya da hesaplardan elde edilen faiz gelirine stopaj vergisi uygulayabilir. Herşey planlandığı gibi yürürse, 2010 itibariyle tüm ülkeler bilgi paylaşımına katılmış olacak.Oldukça büyük bir offshore bankacılık sektörü bulunan ve doğrudan İsviçre ve Channel Islands gibi yerlerle rekabet eden Lüksemburg, teklifin hızını kesmeyi sürdürdü ve etkisini azaltmak için önemli ödünler elde etti. Lüksemburg diğer AB ülkelerini, bono gibi hisseleri de kapsayan kollektif yatırım fonlarının dışarıda bırakılması konusunda teşvik etti. Bu, Lüksemburgun müşterek fon endüstrisinin çoğunu koruma altına alması anlamına geliyor. Diğer AB ülkeleri de, geçiş dönemindeki stopaj vergisinin düzeyini düşürme fikrine katılarak, Lüksemburg`un kazancın daha büyük kısmını kendine saklamasına izin verdiler. Lüksemburg`daki mevcut vergi düzeyi sıfır. Pazartesi günü gerçekleşen anlaşmadaki bir diğer siyasi uzlaşma ise, 2001 Mart ayından önce düzenlenen bonoların koruma altına alınması oldu.


Bu, Londra`nın 4 trilyon dolarlık Eurobond piyasasını paniğe sürükleyecek şeylerden korkan Britanya`nın ana talebiydi. Şehrin finans bölgesindeki işlemciler, banka sırlarının aniden sona erdirilmesinin, kaçışı tetikleyebileceğini iddia etti.
Pazartesi günü gerçekleşen anlaşmada gündeme gelen döünler,, AB içinde planın kabul görmesine yardımcı olsa da, AB`nin anlaşmaya gitmek istediği ABD`yi rahatsız edebilir. Amerikalı yetkililer, planın detayları üzerine çalışmak istediklerini söylediler. Ancak genel olarak, ABD mümkün olduğunca geniş çaplı bilgi paylaşımından yana.


GERİ DÖNÜŞ ZOR;

Lüksemburg`un, anlaşmayı engellemek için veto hakkını kullanma yönünde ne kadar ileri gideceği belirsiz. Pazartesi günkü anlaşmayı yöneten Fransız Maliye Bakanı Laurent Fabius, Bir kez dinamik bir duruma girince, geri adım atmak zor, diyerek Lüksemburg`un sonunda aynı noktaya geleceğini ima etti. Ancak, Fransız medyası Lüksemburg`lu yetkililerin üçüncü ülkeler imzalamadan herhangi bir anlaşmaya yanaşmayacaklarını söylediklerini bildirdi. Almanya ve Avusturya`nın da sıkı bankacılık gizlilik kanunları var, ancak göreceli olarak yüksek stopaj vergisi uyguladıklarından, vergi cenneti olarak diğerleri kadar cazip değiller. Almanya kanunlarını gözden geçirmeyi şimdiden kabul etmişken, bankacılık anayasasının sırlara ilişkin maddeleri tarafından korunan Avusturya, bu konuda isteksizdi.
OECD, son iki raporunda Lüksemburg`un ve 34 ülkenin zararlı vergi uygulamalarını ortaya koydu. OECD üyesi olan Lüksemburg, her iki raporda da geri adım attı.
Lüksemburg`da yerleşik ticari bankalar geçenlerde ABD`nin Vergi Dairesi ile anlaşmalar imzalamaya başladı. Buna göre, Lüksemburglu bankalar, ABD`de tercih hakları karşılığında ABD vatandaşlarının hesaplarına ilişkin konularda ABD`li yetkililere bilgi sağlamayı kabul ediyor. (FİNANSAL FORUM - THE WALL STREET JOURNAL)


 

Hisse Başarıyla eklendi