85 yıllık firma Karaca kapandı

30.04.2002 - 09:25 | Son Güncelleme :


1917`de kurulan çorapçı atölyesi, 1961`de Avrupa`ya satılan ilk Türk trikosu `Çift Geyik-Karaca` oldu. 85 yıllık firma, acı-tatlı bir çok anısıyla sonunda tarih oldu. Karaca markası ise en az 3 milyon dolardan aşağı olmamak üzere yeni sahibine satılacak.

Ve 85 yıllık gözde bir yaşamda FİNAL belli oldu: `Çift geyik` Karaca`nın Topkapı`daki fabrika merkezine dün KİLİT vuruldu. Karaca markası ise en az 3 milyon dolardan aşağı olmamak üzere yeni sahibine satılacak.
Bunu duyunca hemen Hayrettin Karaca`ya ulaşmak için telefona sarıldım. Ancak, o Milano`daydı ve sanıyorum yine TEMA Vakfı`nın bir projesiyle ilgili çalışıyordu.
Anneannemin, annemin ve hatta benim triko ve örgüde bir zamanlar vazgeçilmez markası olan `çift geyikli` amblemiyle gönüllerde taht kuran Karaca, 1917`de başladığı yaşamını işte böyle noktalıyordu. 1961`de, ilk Avrupa`ya satılan markaydı KARACA. Yüzakıydı, hatta, Hayrettin Karaca, Danimarka ve Hollanda ile başladığı dışsatım işini ilerletmiş Karaca`yı, `5 kıtada müşterisi olan marka` hüviyetine sokmuştu.
Bandırma kökenli Karaca Ailesi, soyadlarını taşıyan firmayı, 1917`de kurmuştu. Kurucusunun adı ise kayıtlarda Karacabeyli Kocazade Çorapçı Halil olarak geçer. Çorapçı Halil, `Erozyon Dede` Hayrettin Karaca`nın babası.
Bir sohbetimizde, Hayrettin Karaca, 1922`de Bandırma`daki doğuşunu, İstanbul`a gelişini ve işe nasıl başladığını şöyle anlatmıştı: `6.5 yaşında idim, çorap imalathanesine ilk girdiğimde. 160 işçi çalışıyordu, o yıllarda. Patron oğluyum ya, çıkrığı bana çevirtiyorlardı. Çünkü, çorabı dokuyan iplikler o zaman elle sarılan makaralarda sarılıyordu. Günde 4.5 kilo yani bir paket iplik sarılıyordu. Babam, mesaim için 12.5 kuruş haftalık veriyordu.`
Hayrettin Karaca, daha sonra başlayan okul yıllarında, bir yandan çalışıp, bir yandan eğitimine devam ediyordu. Boğaziçi Lisesi`ni bitirince, baba Çorapçı Halil, `Hadi bakalım, artık tezgahın başına geç` dedi. 24 yaşında ise artık, patron olarak tüm sorumluluk onundu. Hayrettin Karaca, tam 31 yıl boyunca her işi yaptı. Ustabaşı oldu, satınalma müdürü oldu. Yaptıklarını anlatırken, kendisini, `one man -job` olarak niteliyordu. Karaca markası, artık öyle büyüyüp gelişmişti ki, özellikle İstanbul`da ve sonra da Ankara ile İzmir`de, trikonun örgünün ADI olmuştu. 1956`da baba Halil Karaca öldü ama gözü arkada kalmadı. Çünkü, çorap atelyesi, 1949`da Karaca Örme Sanayii ve Karaca Holdinge dönüşmüş ve seçkin bir marka olarak giyim pazarındaki tahtına yerleşmişti bile. Hayrettin Karaca`nın hırsı ve çalışkanlığıyla henüz bizler bebekken 1961`de ilk kazaklar ve hırkalar, bir Türk trikosu olarak Danimarka`nın yolunu tuttu. Daha sonra Hollanda`dan gelen siparişlerle bu ülkedeki kadın ve erkeklerin bedenlerini giydirdi.
Babadan oğula, yine babaya
Hayrettin Karaca`ya Avrupa yetmiyordu, nerede triko ve giyim fuarı var, o oradaydı. 1970`lerde, bizim `çift geyik`, artık bütün dünyaya satılıyordu. Böylece, Karaca markası, `Beş kıtada satılan ilk sanayi ürünü` oldu. 31 yıl hiç yorulmadan çalıştı. Ama artık, o da babası gibi şirketini, büyüyen oğlu Atay Karaca`ya devretmeye hazırlanıyordu ve 1980`de de çalışma hayatına noktayı koyup, en büyük hobisi olan doğaya döndü.
Karaca markası, Atay Karaca`nın kısa döneminde 18 mağazaya çıkma hedefi için agresif bir büyümeye geçti. Şirkette sıkı profesyonellerle çalışan Atay Karaca, ne yazık ki, 1993`te intihar mı, yoksa cinayet mi olduğu anlaşılamayan meşum bir olayda hayatını kaybetti. Ve Karaca o yıl, tam 71 yaşında yeniden işin başına geçti. Babasından aldığı, büyütüp oğluna devrettiği iş, kaderin acı cilvesiyle yine ona kaldı. Oğlunun anısına, Karaca markası yine gözde marka olarak yaşadı. Ancak, artık iyice yaşlanmış ve asıl amacı olan doğaya dönme arzusu ağır basmıştı. 1992`de TEMA Vakfını kurdu.
Hayrettin Karaca, `Çift geyik`leri, TEMA`yı birlikte hayata geçirdiği arkadaşı Nihat Gökyiğit`e, ortağı olduğu Tekfen`in çatısı altına almasını önerdi. Gökyiğit, bunu kabul etti ve Karaca markası, Tekfen`in şefkatine bırakıldı..
Fakat, ekonomik krizlerin hızı arttıkça mağaza sayısı da gitgide azalıyordu. Birer birer kapatılan mağazalar, satışa çıkarılıp alıcı bulamıyordu. Ve, sonunda 18 mağazanın kapısına kilit vuruldu. Karaca`nın Genel Müdürü Şebnem Sevirgen, şimdi Amerika`da, Karaca markasını isteyen ve şimdilik adı açıklanmayan bir ABD`li firma ile görüşmeler yapıyor.
O, bu görüşmeleri yaparken, dün de Topkapı`daki fabrika merkezinin kapatıldığı açıklandı. Şimdi, Karaca, 3 milyon dolarlık marka satış teklifiyle, kendisine sahip çıkacak müşterileri bekliyor. ABD`li bir firma yanında, iki de yerli fazla tanınmamış firmanın adı geçiyor.
Son bilgi notu: Karaca`nın tek kuruş borcu yok. Kim alacaksa, sıfırdan ve 85 yıllık bir birikimden damıtılmış marka ile işe başlayacak.


 

Hisse Başarıyla eklendi