2001 Yılı Hedefleri Faize Endeksli

11.12.2000 - 00:00 | Son Güncelleme :


Sanayi Kesimine göre yaşanan kriz 2001 hedeflerinde radikal değişiklikleri gündeme getirecek. Ancak eğer faizler yüksek seviyelerde seyretmeye devam ederse, yeni yıl planlarında revizyon zorunlu hale gelecek. Piyasalardaki hortum yerini meltem rüzgarlarına bırakmış görünüyor. Ama ortada hortumun yarattığı yığınlarca çöp dağları var.


OCAKTA FAİZLER DÜŞECEK;

Kriz daha çok finans ve para piyasalarında etkisini gösterdi, tam sanayiye sıçramak üzereydi ki, ekonomi yönetimi devreye girdi ve IMF kaynakları gündeme geldi. Bu anlamada sanayide daha büyük yaraların açılması önlenmiş oldu. Ama bir gece de yüzde bin 700’lere çıkan faiz oranları , hala çok daha yüksek seviyelerde. Peki faizlerin eski seviyelere dönmesi mümkün mü, ya da bu ne kadar zaman alır? İş adamlarına göre faizler gerilemeye devam edecek. Bu ayın sonunda faiz oranları ortalama yüzde 50-60 seviyesine gelecek. Ocak ayına ilişkin beklentiler ise faizlerin eski seviyelerine döneceği yönünde. Sanayicilerin yorumlarından çıkan bir diğer ortak görüş de istikrar programına yönelik.Kriz sırasında ve sonrasında ekonomi yönetimi kesinlikle istikrar programından taviz verilmeyeceğini açıkladı. Bu aynen iş dünyasında yerini bulmuş görünüyor.Yani sanayiciler istikrar programının uygulanmasında ısrarlı. Onlara göre Türkiye’nin başka şansı yok. Peki bugünkü tablodan bakıldığında enflasyon , büyüme ve devalüasyona ilişkin 2001 yılında iş dünyası ne bekliyor? Hesapları neye göre yapıyorlar? İş adamları yaşanan krizi de hesaba katarak bu tahminleri yapıyorlar.İstikrar programından ödün verilmeyeceğine göre , daha önce açıklanan enflasyon hedefinde çok büyük sapmalar beklenmiyor. Hatta tüketim ve ithalatın kısıtlanması , talebin düşürülmesi sonucu önümüzdeki yıl enflasyonun başını kaldırmasının zor olduğu tespitini yapan iş adamları da var. Bu kesime göre enflasyon önümüzdeki yıl hedeflerinin de altında çıkabilir.


BÜYÜME SÜRECEK;

Büyümeye gelince... İş dünyasının bu konudaki ortak görüşü , önümüzdeki yıl yüzde 2-3 civarında da olsa mütevazı bir büyüme olacağı yönünde. Bazı kesimler tarafından dile getirildiği gibi , kesinlikle eski büyüme olmayacak. Kriz sırasında ve sonrasında tartışılan devalüasyon sonrasında sanayi kesimi tıpkı Mesut Yılmaz gibi “Kesinlikle böyle bir şey olmaz” değerlendirmesini yapıyor. Ancak zaman içinde döviz artış hızının geçmişe göre biraz daha hızlandırılması gündeme gelebilir.Bu arada iş dünyası iki konu üzerinde ısrarlı duruyor. Birincisi, Türkiye’nin bundan sonra bir başka hataya daha tahammülü almadığı. İkincisi de, uygulanan ekonomik programa çok büyük güven vardı ancak bu güven biraz sarsıldı. Kısa süre içinde bu güveni tekrar kazandırmak ve bu güveni sarsacak yeni bir hataya yol açmamak lazım.


Sanayiciler finans kesimindeki operasyonları yerinde bulurken, “Bu operasyonlar 2001 yılında olumlu gelişmeleri beraberinde getirecek, finanstaki dengesizlikler bir yaraydı ve operasyon yapıldı” yorumunu getiriyorlar. Ancak şimdi sayıları 11’i bulan fondaki bankaların bu şekilde kalmasının da ekonomiye ağır bir yük getireceğini belirtiyorlar. Dardanel Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Önen, gibi bir çok iş adamı bunların lağvedilerek, kapısına kilit vurulması taraftarı. Kriz büyük yaralar açtı ama bir çok sanayiciye göre bu krizin bir takım olumlu sonuçları da olacak.İş adamları hep bir ağızdan “Bu kriz sayesinde Türkiye bir türlü yapamadığı özelleştirmeyi yapmak zorunda kalacak. Hem de bu iş öyle bir hızlanacak ki , bazı KİT’ler arka arkaya satılacak. IMF de bu işin peşini bırakmaz.


KRİZİN YARARLARI;

Bu krizin piyasalara getirdiği bir avantaj olarak yorumlanıyor. Ancak krizin getirdiği olumlu etki Alarko’nun patrono İshak Alaton’a göre bu kadarla sınırlı değil. Alaton ve iş dünyasının önde gelen profesyonellerinden Can Paker’e göre , devlet bu sayede şeffaf olmanın ne kadar önemli olduğunu öğrenecek. Bundan sonra şeffaflık eskisine göre daha önemli, çünkü harcamaları kamuoyuyla paylaşmak zorunda. Bağlan Şirketler Grubu Genel Koordinatörü Tanju Argun, şeffaflık konusundan yola çıkarak bir başka noktaya dikkat çekiyor. Argun’a göre Türkiye istikrar programısüresinde bu güne kadar yakalayamadığı bir güven ortamına kriz zarar verdi.Bu güvenin yeniden kazanılması epey zaman alacak. Bunu çabuklaştırmak için ise devletin şeffaf olması kamuoyu ile doğru iletişim kurması gerekiyor. İş dünyasının üzerinde durduğu son bir ortak nokta da ihracat.. Evet iş adamları IMF’den bu dönemde gelecek kaynağı oldukça önemli buluyorlar. Ancak ne olursa olsun Türkiye’nin kendi kaynaklarını yaratması gerektiğini gerçeğinden yola çıkarak, ihracatın desteklenmesi ve arttırılması konusunda yeni dönemde ele alınmasının zorunlu hale geldiğini belirtiyorlar. (PARA)


 

Hisse Başarıyla eklendi