Latin Amerika Uyarısı
Bigpara Haber
Garanti Bankası Murahhas Azası Akın Öngör, bazı bankaların varlıklarını sürdürmesinin zorlaşacağını söyledi. Öngör, ‘‘Türk bankacılık sektörü geçmişte Latin Amerika`da olan olaylara gebe’’ dedi.
GARANTİ Bankası Murahhas Azası Akın Öngör, önümüzdeki 1-2 yıl içinde bankacılıkta mutlaka konsolidasyonlar olacağını belirterek, ‘‘2000 yılı geçiş, 2001 ve 2002 yıllarında Türk bankacılığı Latin Amerika`da olan olaylara gebedir’’ dedi.
Management Centre Türkiye tarafından düzenlenen ‘‘2. Bankacılık Konferansı’’ İstanbul`da başladı. Toplantının açılışında, ‘‘Türk bankacılığının dünü, bugünü, yarını’’ konulu bir sunuş yapan Öngör, düşük enflasyon politikasının ve bunun ekonomik program uygulamasının çok önemli olduğunu, Türkiye`de enflasyonun düşeceğine inandıklarını söyledi. Bu dönemde, bankacılığın çok farklı olacağını belirten Öngör, ‘‘Geçmişte sadece devletin çıkardığı kağıtlarla, iç borç kağıtları ile bankacılık yapmaya alışmış bankalar, müşterilerine gerekli ilgiyi göstermemiş bankalar, buna adapte olmak durumunda kalacaklar veyahut da büyük acılar çekecektir’’ dedi.
Batı`da 4-5 büyük bankanın bütün bankacılık işlemlerinin yüzde 70-80`ini yaptığını, Türkiye`de de büyük bankaların bunu yapar hale geleceğini kaydeden Akın Öngör, bireysel ve ticari kredilerin bankacılıkta önemli bir yere oturacağını, dağıtım kanallarının rolünün öneminin artacağını, bankacılığın kağıttan müşteriye yöneleceğini söyledi. Öngör, bankaların dezenflasyon programına hazırlıkları yoksa, başlangıçtaki kredi patlamasının da ileride karlılığın azalmasına, sorunlara yolaçabileceğine dikkat çekti. Önümüzdeki 1-2 yıl içinde sektörde mutlaka birtakım konsolidasyonlar olacağını vurgulayan Öngör, bugünkü ortamda, 5-6 yıl önceden teknoloji, yatırım konularında hazırlık yapmamış, verimliliklerine yatırım yapmamış olan bankaların varlıklarını sürdürmelerinin zorlaşacağını ifade etti.
BİRLEŞME KAÇINILMAZ;
Banka birleşmelerinin önümüzdeki dönemde kaçınılmaz olduğunu belirten Öngör, birleşme ve satın alma düzenlemelerinin piyasa koşulları çerçevesinde gerçekleşebileceğini kaydetti. Birleşme veya ortaklık olmazsa, işbirlikleri de yapılabileceğine işaret eden Öngör, bu işbirliklerinin internet şirketleri, teknoloji şirketleri, perakende sektörü ile olabileceğini kaydetti. Akın Öngör, ‘‘Migros çok büyük bir banka olabilir. Tansaş, Carrefour olabilir. Biz Tansaş`ı niye aldık? Onlarla hep beraber bankacılık yapmak için’’ dedi. Türkiye`deki büyük bankaların çoğunun dezenflasyonist ortama hazır olduklarını ifade eden Öngör, yabancı bankaların mutlaka Türkiye`ye geleceğini söyledi. Öngör, şunları belirtti:
‘‘Çünkü düşük enflasyon ortamını onlar biliyor. Türkiye`de hızlı gelişme potansiyeli var. Şu an 140 milyar dolar olan banka aktifleri, önümüzdeki 5-6 yıl içinde 400-500 milyar dolarlara çıkacak. Yabancı bankalar pay sahibi olmak isteyeceklerdir.’’
LATİN AMERİKA`DA NELER OLMUŞTU?
AKIN Öngör`ün, Türk bankacılık sisteminin gebe olduğunu düşündüğü Latin Amerika olayları, bankacılık tarihindeki en büyük krizlerden biri olarak kabul ediliyor. 1980`li yıllarda Arjantin ve Brezilya`da yaşanan kriz nedeniyle pek çok banka batmıştı. Tasarruf sahiplerinin diğer bankalara hücum etmesi sonucu, her iki ülkenin hükümeti de bankalardan çekilecek tasarruf miktarlarına sınırlama getirmişti. (HURRİYET)
GARANTİ Bankası Murahhas Azası Akın Öngör, önümüzdeki 1-2 yıl içinde bankacılıkta mutlaka konsolidasyonlar olacağını belirterek, ‘‘2000 yılı geçiş, 2001 ve 2002 yıllarında Türk bankacılığı Latin Amerika`da olan olaylara gebedir’’ dedi.
Management Centre Türkiye tarafından düzenlenen ‘‘2. Bankacılık Konferansı’’ İstanbul`da başladı. Toplantının açılışında, ‘‘Türk bankacılığının dünü, bugünü, yarını’’ konulu bir sunuş yapan Öngör, düşük enflasyon politikasının ve bunun ekonomik program uygulamasının çok önemli olduğunu, Türkiye`de enflasyonun düşeceğine inandıklarını söyledi. Bu dönemde, bankacılığın çok farklı olacağını belirten Öngör, ‘‘Geçmişte sadece devletin çıkardığı kağıtlarla, iç borç kağıtları ile bankacılık yapmaya alışmış bankalar, müşterilerine gerekli ilgiyi göstermemiş bankalar, buna adapte olmak durumunda kalacaklar veyahut da büyük acılar çekecektir’’ dedi.
Batı`da 4-5 büyük bankanın bütün bankacılık işlemlerinin yüzde 70-80`ini yaptığını, Türkiye`de de büyük bankaların bunu yapar hale geleceğini kaydeden Akın Öngör, bireysel ve ticari kredilerin bankacılıkta önemli bir yere oturacağını, dağıtım kanallarının rolünün öneminin artacağını, bankacılığın kağıttan müşteriye yöneleceğini söyledi. Öngör, bankaların dezenflasyon programına hazırlıkları yoksa, başlangıçtaki kredi patlamasının da ileride karlılığın azalmasına, sorunlara yolaçabileceğine dikkat çekti. Önümüzdeki 1-2 yıl içinde sektörde mutlaka birtakım konsolidasyonlar olacağını vurgulayan Öngör, bugünkü ortamda, 5-6 yıl önceden teknoloji, yatırım konularında hazırlık yapmamış, verimliliklerine yatırım yapmamış olan bankaların varlıklarını sürdürmelerinin zorlaşacağını ifade etti.
BİRLEŞME KAÇINILMAZ;
Banka birleşmelerinin önümüzdeki dönemde kaçınılmaz olduğunu belirten Öngör, birleşme ve satın alma düzenlemelerinin piyasa koşulları çerçevesinde gerçekleşebileceğini kaydetti. Birleşme veya ortaklık olmazsa, işbirlikleri de yapılabileceğine işaret eden Öngör, bu işbirliklerinin internet şirketleri, teknoloji şirketleri, perakende sektörü ile olabileceğini kaydetti. Akın Öngör, ‘‘Migros çok büyük bir banka olabilir. Tansaş, Carrefour olabilir. Biz Tansaş`ı niye aldık? Onlarla hep beraber bankacılık yapmak için’’ dedi. Türkiye`deki büyük bankaların çoğunun dezenflasyonist ortama hazır olduklarını ifade eden Öngör, yabancı bankaların mutlaka Türkiye`ye geleceğini söyledi. Öngör, şunları belirtti:
‘‘Çünkü düşük enflasyon ortamını onlar biliyor. Türkiye`de hızlı gelişme potansiyeli var. Şu an 140 milyar dolar olan banka aktifleri, önümüzdeki 5-6 yıl içinde 400-500 milyar dolarlara çıkacak. Yabancı bankalar pay sahibi olmak isteyeceklerdir.’’
LATİN AMERİKA`DA NELER OLMUŞTU?
AKIN Öngör`ün, Türk bankacılık sisteminin gebe olduğunu düşündüğü Latin Amerika olayları, bankacılık tarihindeki en büyük krizlerden biri olarak kabul ediliyor. 1980`li yıllarda Arjantin ve Brezilya`da yaşanan kriz nedeniyle pek çok banka batmıştı. Tasarruf sahiplerinin diğer bankalara hücum etmesi sonucu, her iki ülkenin hükümeti de bankalardan çekilecek tasarruf miktarlarına sınırlama getirmişti. (HURRİYET)