Murat TUFAN Meksa Yatırım Pazarlama Müdürü ve Stratejisti Tüm yazıları

“Abenomics”in Modası Geçti, Şimdi Yeni Trend “Trumpflation”

Kelime oyunları ile ekonomi literatürüne biraz da zorlamayla kazandırılan bu iki kelime aslında dünyanın iki büyük ekonomisinin kaderini ve aralarındaki güç dengesini belirliyor.

Bigpara Haber

Kulakta hoş seda bırakan ve 10-15 harften oluşan basit görünümlü kelimeler, bazen ülkelerin politikalarını bir çırpıda özetleyebiliyor. Siz de dünyanın en büyük ekonomisi Amerika ile üçüncü büyük ekonomisi Japonya’nın 2017 yılındaki temel mali ve parasal uygulamalarının piyasalar ve de en önemlisi USDJPY paritesi üzerindeki etkilerini merak ediyorsanız sizleri yazımı okumaya davet ediyorum.
Sizleri çok da merakta bırakmadan başlıkta reklamını yapmış olduğum iki terimin içeriklerinden bahsetmek istiyorum. “Abenomics”, 2012 yılından bu yana Japonya Başbakanlığı görevini sürdüren Shinzo Abe’nin ekonomiyi canlandırma amaçlı genişlemeci kamusal müdahalelerini ve bu doğrultuda BoJ’un likiditeyi artırma amaçlı parasal müdahalelerini simgeliyor ve de asıl amaç olarak uzun yıllardır büyüyememe ile düşük enflasyon belalarıyla mücadele eden ekonomi için reçete olarak sunuluyor. “Trumpflation” ise çok çok daha yeni bir kavram ve aslında ayrıntıları henüz belli olmasa da Donald J. Trump sonrası Amerika’da uygulanması beklenen potansiyel politikaları simgeliyor. Genel hatlarıyla, 20 Ocak 2017’de Obama’dan (şu anki topal ördek) koltuğu devralacak olan Trump’ın seçim propagandalarında öne sürdüğü reel ekonomi ve finansal piyasaları destekleyici hükümet politikalarını içeriyor. 80’li yıllarda moda olan arz yönlü iktisadı yeniden gündeme getiren Trump ile vergilerin azaltılarak dış ticarete daha kapalı yapı oluşturulup ilk önce iç tüketimin ardından da büyümenin şaha kaldırılması hedefleniyor. Ancak buradaki potansiyel tehlike, yeni Başkan Trump ile FED’in birbirlerini görmezden gelmesi olacaktır.

Peki, neden bunlardan bahsettik? En önemli neden, bu politikaların 2017 yılını da kapsayacak şekilde önümüzdeki yıllarda ülkelerin dominant politikaları olmasının beklenmesidir. Reel ekonomiyi ve finansal piyasaları direkt olarak etkileyecek güçlü liderlerin uygulamaları, önümüzdeki dönemin ana yön belirleyicileri olacaktır. Şu anki beklentiler, tüketim ile pompalanan Amerika büyüme oranının 4.0% civarına çıkması ve enflasyonun da FED’in uzun dönemli hedefi olan 2.0%’nin üzerine çekilmesidir. Yüksek enflasyon da beraberinde yüksek piyasa faizlerini ve dolayısıyla da faiz artırımına yatkın, daha şahin (daha sıkı para politakası) bir FED görünümünü getirecektir. 14 Aralık’taki FED Toplantısı’ndan da bu yönde mesajlar gelmiş ve 2017 yılında 3 adet 25bp’lık faiz artışı hedeflendiği belirtilmiştir. Kuvvetli Dolar bu politikaların sonucu ve gelişmekte olan ülkelerin korkulu rüyası olacaktır. Tam tersi olarak; Japonya’da ise Ocak ayında BOJ tarafından başlatılan negatif faiz ortamı ve destekleyici devlet harcamalarının devam etmesi beklenmektedir. Eylül ayında ise tahvil alımlarında 7-12 yıl vade aralığı olarak uygulanan sınırın kaldırılarak verim eğrisinde getiri hedefi uygulanmasına karar verildi. Daha heterodoks bu politika ile 10 yıllık tahvil faizlerin 0% civarında tutulması ve bankaların desteklenmesi hedeflenmekte. Yüksek likidite ve düşük faiz ortamı ile zayıflayan Yen’in ayrıca Japonya ihracatına da katkı yapması “Abenomics”in ana hedeflerinden biri olarak bizlere yansımaktadır.

Dünya’nın en büyük bankalarından olan Fransız BNP Paribas da Aralık ayındaki raporunda paritenin 2017 yılı sonunda 128’e gitmesini beklediği açıklamıştır. Amerikalı yatırım bankası Morgan Stanley ise 2017 yıl sonu olarak 125 seviyesini işaret etmektedir.

Teknik görüntüye baktığımızda 98.930 seviyelerine kadar gerileyen parite hızlı yükselişe geçerek ara güçlü direnç olan 115.00 seviyesini yukarı yönlü geçti. 115.00 seviyesi rol değişimine uğrayarak destek olarak takip edilebilir. Bu seviyenin üzerinde kalınması halinde yükselişlerin devamı kademeli olarak 120.00 – 124.00 bölgesine doğru sürebilir.

2016 USDJPY paritesi için oynaklığın yükseldiği bir yıl oldu. Piyasaların yıl içinde güvenli varlıklara olan talebini yükseltmesi sonrası Yen Dolar karşısında hızlı değer kazansa da FED’in faiz artışı beklentileri ve Japonya Merkez Bankasının hamleleri sonrası USDJPY paritesi yeniden yükselişe geçti.

Sonuç olarak, 2017 yılı içerisinde kulaklarımız bir yandan bu yılı seçim zaferleri ile geçiren liderler Trump ve Abe’nin açıklamalarında olsa da, gözlerimiz yükseliş trendinin devamını izleyecek gibi duruyor. 

Yazarın Diğer Yazıları