Yatırımcılar 'referandumu' değil, erken seçim ihtimaline odaklı !

 

Türkiye başkanlık sistemini de öngören anayasa değişiklik teklifini 16 Nisan'da referanduma götürüyor. AKP ve MHP'nin desteklediği düzenlemeye, CHP ve HDP karşı çıkıyor. Referanduma iki haftadan kısa bir süre kalmasına karşın anketler birbirine oldukça yakın sonuçlara işaret ediyor. ABD seçimleri ve Brexit'i örnek gösteren bankacılar, anketlerin birbirine çok yakın olduğu bir ortamda net bir sonuç tahmin etmenin ve buna göre fiyatlama yapmanın hiç de kolay olmadığını belirtiyorlar.

Bu nedenle yatırımcılar son günlerde bir miktar daha temkinli davranmaya yönelirken TL'ye son birkaç günde bu satış baskısı olarak yansıdı.

Dolar/TL bu haftaya başladığı 3.62'li seviyelerden yönünü yukarı çevirerek 3.70'in üzerine çıktı. Satış baskısı yurtdışı kaynaklı olsa da TL'ye etkisi yaklaşan referandum nedeniyle benzer para birimlerinden daha belirgin oldu.

PİYASALARDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN... 

Morgan Stanley referandum sürecine ilişkin derlediği araştırma raporunda, "Referandumdan sonrası birkaç günde sonucun ne çıktığından bağımsız olarak yatırımcılar cumhurbaşkanlığı/genel seçimlerinin ne zaman yapılacağına ilişkin mesajlara odaklanacaktır" görüşüne yer verildi.

Raporda iktidara geldiği 2002'den bu yana AKP'nin erken seçimi tercih etmediği belirtilerek, bir taraftan 'bugün bu düşünce neden değişsin' görüşü, diğer taraftan ise 'madem yeni yönetim karar alma sürecini hızlandıracak neden Kasım 2019'a kadar beklensin' görüşlerinin gündemde olduğuna dikkat çekildi.

Raporda referandumdan "hayır" çıkması ihtimalinde AKP'nin güven tazelemek için bir erken gitmeyi de değerlendirebileceğinin bazı kesimler tarafından dile getirildiğine dikkat çekilirken, "evet" senaryosunda erken seçim ihtimalinin daha düşük olduğu belirtiliyor.

Reuters'ta 30 Mart'ta yayımlanan analizde, TBMM'deki aritmetiğin iktidar aleyhine bozulması riski, ekonomideki gidişat ve AKP'nin toplumda üst üste seçimlere karşı bir tepki gelişebileceği endişesi nedeniyle, referandum sonrasında bir erken genel seçim ihtimalinin giderek azaldığına dikkat çekilmişti.

Analizde AKP'li üst düzey yetkililer, daha önce erken seçimin gündeme gelmesine kesin gözüyle baktıklarını ancak gelinen aşamada bu durumun yavaş yavaş ortadan kalktığını belirtmişlerdi.

EVET TL'DE KISA VADEDE HIZLI İYİMSERLİK GETİRİR

Referandumda "evet" çıkmasının kısa vadede piyasalar açısından pozitif bir etken olacağına kesin gözüyle bakan yatırımcılar, dolar/TL'nin bu senaryoda kısa sürede 3.50'nin altına hızlı bir şekilde değer kazanacağını "hayır" çıkması halinde ise ilk tepkinin sert değer kaybı olacağını düşünüyorlar.

BlueBay Asset Management'tan Timothy Ash ise yatırımcıların uzun süredir Türkiye pozisyonlarını azalttıklarına dikkat çekerek, referandum sonuçlarının Türkiye piyasaları için bir dönüm noktası olabileceğini vurguladı.

Ash, "Reel olarak bakınca TL ucuz kaldı. Referandum siyasi belirsizliği sona erdirir ise kısa vadede TL hızlı bir şekilde değerlenecektir. Dolar/TL 3.50'nin altına hızlı bir şekilde inebilir" dedi.

TL ve TL cinsi yatırım araçlarındaki pozisyonları Türkiye için uzun süredir normalden az ağırlığa (underweight) sahip olan yatırımcılar referandum sonrasında bu görüşü değiştirmek için bir fırsat olarak görüyorlar. Ancak piyasalarda genele yayılan görüş yeni bir seçim tarihine odaklanılmaması halinin bunun ön şartı olduğu şeklinde.

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali de geçen ay sonunda gerçekleştirilen Uludağ Zirvesi'nde gazetecilere yaptığı açıklamalarda belirsizlik halinin ekonomiyi yorduğunu, önemli olanın 16 Nisan'da

yapılacak referandum sonrası Türkiye'nin yeni bir tarihe odaklanıp odaklanmayacağı olacağını söylemişti.

ORTA VADEDE YAPISAL REFORMLAR VE DIŞ POLİTİKA

Referandum sürecinde AB ile gerilen ilişkilerde referandum sonrasında nasıl bir yöntem izleneceği ve bekleyen yapısal reform gündemi ise yatırımcılar açısından orta vadede Türkiye'nin belirleyicileri olarak ön plana çıkacak.

TBMM'nin yapılan değişiklikler için gerekli uyum yasalarıyla altı ay gibi bir süreye ihtiyacı olması reformlar konusunda beklentilerin 2018'e kalmasına neden olurken Türkiye'nin referandum sonrasında gerçekten AB ile yolları ayırma doğru ilerleyip ilerlemeyeceği sorusunun cevabı da piyasaların takip ettiği önemli bir gelişme olacak.

"Orta vadede odak daha çok yapısal reformlar ve dış politika olacak" görüşüne yer verilen Morgan Stanley raporunda, uyum yasaları ve düzenlemeleri nedeniyle reform gündeminde gelecek yıldan önce kuvvetli bir değişim beklemenin gerçekçi olmayacağı belirtildi.

AB ile ilişkilerde ise son dönemdeki artan karşıtlık söylemlerine rağmen bir çok kişinin AB ve Türkiye ilişkilerin referandum sonrası kuvvetlendirilebilecek adımların atılabileceğini düşündüğüne de dikkat çekilen rapor, şöyle devam etti:

"Bilakis AB Türkiye ilişkilerinde ilerleme görebiliriz ancak bizce AB'ye tam üyelik yolunda ciddi bir ilerleme görmek kısa vadede çok da mümkün değil."

Öte yandan, Ortadoğu'daki istikrarsızlık ve altı yıldır süren Suriye savaşı ile Türkiye'nin Suriye topraklarında başlattığı Fırat Kalkanı Operasyonu süreci de yatırımcılar tarafından yakından takip ediliyor.