Uçurum Öncesi Son Çıkıştayız

Bigpara Haber
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Eczacıbaşı, ekonomi için gereken reformların savsaklandığını belirtti. Eczacıbaşı,

‘‘Artık uçurumdan önceki son çıkıştayız. Kaybolan güven ortamını sağlamaktan başka çaremiz yok’’ dedi. Eczacıbaşı, herşeyden önce ‘‘Krizi atlattık, para gelir, iş biter’’ türü demeçlerden vazgeçilmesini istedi.

HÜKÜMETİ, bir yıl boyunca ekonomik programın başarısı için yaşamsal önem taşıyan reformları ‘‘savsaklamakla’’ suçlayan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Bülent Eczacıbaşı, hükümetin önünde, Türkiye`yi kalıcı ve sağlıklı bir istikrara kavuşturmak için, heba edilmemesi gereken, ‘‘son bir fırsatın’’ bulunduğunu vurgulayarak, ‘‘Ancak, bu, uçurumdan önceki son çıkıştır. Uluslararası sermaye yatırımlarını ülkemize yeniden çekmek için, kaybolan güven ortamının yeniden sağlamaktan başka çaremiz yoktur’’ dedi.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi`nin Ankara`daki toplantısının açılışında konuşan Eczacıbaşı YİK toplantısının yine bir bunalım döneminde yapıldığına işaret ederek, ‘‘Zaten neredeyse her toplantımız, ya bir bunalım tehdidin yoğunlaştığı, ya da bir bunalımın atlatıldığı zamana denk geliyor. İrili ufaklı bunalımlar hiç bitmiyor. Bugün, yine tüm gücümüzle kriz yönetimi uygulamak zorundayız’’ dedi.

Son yaşanan olaylarla, ekonominin ‘‘ağır hasara’’ uğradığını vurgulayan Eczacıbaşı, şöyle devam etti:

‘‘Herşeyden önce, (krizi atlattık, para gelince bu iş biter) türü demeçlerin sona ermesi yararlı olacaktır. Siyasetçilerimiz, buna ne kendileri inanmalı ne de toplumu yanıltmalıdırlar. Bu tür açıklamalar, piyasalara moral vermemekte, tam tersine işin yine üstünkörü ele alındığını göstermektedir. Piyasaların yapısal dönüşümler ve anlayış reformu gerçekleşmeden, krizlerin bitmeyeceğini çok iyi bildiğinden kuşku duymayalım.’’

IMF ile yapılan ek anlaşmanın kaçınılmaz ve sağlanan mali desteğinde olumlu olduğunu kaydeden Eczacıbaşı, ancak bu anlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, kısa bir süre için getirdiği nefes alma olanağı dışında, bir yararı olmayacağına işaret etti. Reformların zorunluluğu unutturulursa, anlaşmanın zararlı bile olabileceğini kaydeden Eczacıbaşı, şunları söyledi:

‘‘Gerçekten de önümüzde bir yıllık hata ve ihmallerin faturalarının ödeneceği, ekonomi yönetimi bakımından zorlu bir dönem var. Faizlerin yeniden kriz öncesi döneme düşmesi, uzunca bir zaman alacaktır. Oysa 2001 bütçesi bunlardan daha düşük oranlar esas alınarak hesaplandı. Bu durumda, kamu harcamaları konusunda, büyük sıkıntı yaşanacağı tahmin edilebilir. Tüketici kredilerinin sağladığı canlanma, faizlerin yükselmesi ile sona erecektir. Bu, hem piyasaları etkileyecek, ayrıca vergi gelirleri bakımından yaratacağı sonuçlar makro hedeflere ulaşmayı güçleştirecektir. Bütçe uygulaması gelecek yıl, daha büyük dikkat isteyen bir konum haline gelmiştir. Bir kez daha IMF`yi yardıma çağırmak olanağı bulunmadığına göre, yine bize kemeri sıkmak düşecektir.’’

TELEKOM BAŞARISIZLIĞI

Eczacıbaşı, güvenin sağlanabilmesi için atılması gerekli adımları sıralarken, sıkı bir maliye politasının uygulanacağının gösterilmesi ve bunun için IMF ile varılan anlaşmadaki önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.

THY, Türk Telekom ve bütün özelleştirme projelerinin dünya standartlarına uygun bir biçimde gerçekleşirilmesinin önemine işaret eden Eczacıbaşı, Türk Telekom`un özelleştirilmesindeki başarısızlığın hem Türkiye`ye milyarlarca dolar kaybetirdiğini ayrıca son finansal krizin çıkmasında da etken olduğunu belirtti. Eczacıbaşı, ‘‘Şimdi güvenin sağlanması açısından özelleştirme her zamankinden daha acil ve önemlidir’’ dedi.

Devlet bankalarındaki soygun hayallere sığmaz

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Eczacıbaşı, kamu bankalarının kamu elinde bulunmasının ekonomiye hiç bir yararı kalmadığını, bu bankaların sadece seçmen ya da yandaş arpalığı olarak kullanıldığını söyledi. Kamu bankalarının ‘‘hayallare sığmayan boyutlarda’’ soygunlara alet edildiğini savunan Eczacıbaşı, bu bankaların görünüşte değil, gerçekten özelleştirilmesine yönelik çalışmaların hızlandırılmasını istedi.

Eczacıbaşı, bankalardaki soygunlarda ortaya çıkan dehşet verici zararların vatandaşın sırtına yüklendiğini, kamu bankalarının özelleştirilmesine ilişkin 4.5 yıllık sürecin makul olmakla birlikte, bu süreçte bankalara yapılacak atamalarda liyakat esasının gözetilmesini istedi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen bankaların kamuya zararının artmaması ve güvenin sağlanması bakımından hemen özelleştirilmesi gerektiğine işaret eden Eczacıbaşı, özelleşen kamu kuruluşlarının siyasetçilerin kullanma alanından çıkması nedeniyle, siyasetçilerin ‘‘Ya doğal bir güdüyle ya doğrudan karşı çıktığını ya da olmadık yöntemlerle özelleştirmeyi önlediğini’’ söyledi.

Kürtçe TV`ye karşı çıkmak Türkiye`yi zayıflatır

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Kürtçe TV`ye karşı çıkmayı doğru bulmadıklarını söyledi. Bazı yurttaşların ana dillelerinde radyo-tv dinlerlerse Türkiye`nin bölüneceğini düşünmenin kendimizi güçsüz göstermek anlamına geleceğini belirten Eczacıbaşı, ‘‘Başka ülkelerden ana dillerinde yapılan yayınları zaten serbestçe izliyorlar. Biz TC`nin bütünlüğünün çağ dışı yasaların devamına bağlı olduğunu kabul edemiyoruz. Tam tersine bizi çağdaş dünyanın dışında tutan yasaların geleceğimizi ciddi biçimde tehlikeye düşürdüğüne inanıyoruz’’ diye konuştu.

AB ile ilişkilere de değinen Bülent Eczacıbaşı, AB`nin Kıbrıs konusunu kısa vadede çözümü gereken sorunlar kapsamından çıkartmasının, AB açısından Türkiye`nin taşıdığı önemin bir sonucu olduğunu belirtti. (HÜRRİYET)

Diğer Politika Haberleri