`Türkiye’nin ruhu satılığa mı çıkıyor?`

Times Online başyazarlarından Suna Erdem, Türkiye’deki seçim sürecini ve Başbakan Erdoğan’ın İstanbul’daki seçim mitingini değerlendiriyor

Bigpara Haber

Times Online başyazarlarından Suna Erdem, bugün yazdığı yazıda Türkiye’deki seçim sürecini ve Başbakan Erdoğan’ın İstanbul’daki seçim mitingini değerlendiriyor.



Suna Erdem/Timesonline
Derleyen Tolgahan KAMİLOĞLU


AKP grubunun iktidarda olduğu son beş yıllık dönemde Avrupa Birliği çalışmalarından terör problemine, yıllardır uzlaşmaya varılamayan Kıbrıs sorunundan, ekonomik programlara kadar birçok alanda mücadele içine girdiğini, ancak onca çalışmanın Türk halkının ruhunu satılığa mı çıkardığını soruyor!

Erdoğan, seçim kürsüsünden kasılarak halka sesleniyor ve karşısındaki kalabalığı hipnotize edercesine soruyor... ‘Özgürlüğünüzü korumak için mi oy atacaksınız, yoksa bu hakkınızı kısıtlayanları mı destekleyeceksiniz? Uzun seçim maratonunun verdiği yogunlukla kısılmış olan sesiyle haykırıyor: ‘Dünya ile entegre olmaya çalışanlara mı yoksa, kendi içine kapananlara mı vereceksiniz oylarınızı?...

Güvenilir ve dost canlısı duruşuyla AKP lideri ve Başbakan Erdoğan, hükümetin ekonomik performansını ortaya koyarak meydanlarda oy toplamaya çalışıyor. Bu turların en büyüğü dün İstanbul’da gerçekleşti. AKP’nin binlerce seçmeni ve taraftarı, dün İstanbul Kazlıçeşme miting alanını doldurarak ve tek bir yürek oldular.

Muhattap olduğu kalabalık, gayet karmaşık bir sosyal yapıya sahip olan İstanbul’un farklı kesimlerinden bir araya gelen bir kitle. Küçük sarışın kızlar, anne ve babalarının omuzlarında dans ederken, yanlarında yer alan türbanlı kadınlar  coşkularıyla  adeta bir sinerji yaratmışlar.  Sakallı babalarının yanında partiye destek vermeye çalışan öğrenci kızlar da  mitingde yer alan halkın genel manzarasını oluşturuyor. Başbakan Erdoğan’ın, Türk toplumunun güçlü bir çoğunluğunun koruması altında olduğuna inanmak gerçekten çok güç ve bir o kadar da ilginç.

Bu hafta ülke genelinde yapılan bir anketi Türk halkının Erdoğan’ı, Türkiye’nin bugüne kadar gördüğü en reformist başkanlardan biri olduğunu ortaya koyuyor.

Hafta sonu yapılacak seçim, planlanan tarihten daha önce gerçekleşecek. Bu karara  siyasi bir kriz sonucunda varıldı. Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı için Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ü sunması, genelkurmayı, anayasa mahkemesini, muhalefet partileri ve laik kesimi harekete geçirdi. Gül’ün eşinin türbanlı olması bu kurumlar üzerinde büyük etki yarattı. Laik Türk halkı ve belli kurumlar türbanı gericilik olarak görüyor.

Laik-dinci tartışmalarının altında, aslında 85 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki ordu ve milliyetçilik kavramları yeniden tanımlanmaya çalışıyor ve ülkeyi yeniden şekilendirmeye çalışan yeni bir esnek görüş oluşuyor.

Liberal politik kanattan Ali Bayramoğlu, ‘ Bu seçim biraz daha sıradışı bir seçim. Bir açıdan Avrupa Birliği ve AKP’nin başlattığı bir sürecin referandumu gibi  diyebiliriz.’ diyor ve ekliyor. ‘Türk halkı Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri temeller üstüne kurduğu cumhuriyete her zaman çok bağlı olmuştur ve en başından beri orduya da sonsuz sadakat hislerini taşımıştır. Şimdi, yeni oluşan akımda, toplumun değer yargıları da değişiyor mu bunu hep baraber göreceğiz’... 

AKP’nin karşısındaki muhalefet partilerin ekseni, Avrupa Birliği ve piyasa ekonomisi karşıtı bir düzleme oturuyor. Ülkeyi dinsel bir yörüngeye sokma gibi gizli bir gündemi olmakla suçlanan Başbakan Erdoğan, Avrupa Birliği ve piyasa ekonomisi üzerine oynayarak, laik kesim dahilinde yaygın olan kanıya adeta taş çıkartıyor.

Erdoğan 4 buçuk yıllık iktidarı süresince, yıllardır uzlaşmaya varılamayan Kıbrıs Sorunu’na, hala tamamlanmamış olan  Avrupa Birliği yolculuğuna, terör problemiden IMF programını sıkı bir şekilde uygulatmasına kadar birçok alanda çaba göstermek zorunda kaldı ve belki de bir kısmında bir sonuca ulaştı---Tabi ki, Türk halkının ruhunu satılığa çıkarmasına rağmen...

Diğer Genel Haberleri