TOBB başkanı olmayı çok isterdim, seçilemezsem ASO’ya geri dönmem

Bigpara Haber
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan, ASO’daki görevinin AKP milletvekilliği adaylığının ardından 22 Temmuz sonrasında biteceğini belirterek, Benim hedefim önce TOBB başkanlığıydı. 22 Temmuz’da yine iktidar oluruz. Milletvekili seçilemesem de ASO başkanlığını bırakırım dedi.

ANKARA
Sanayi Odası(ASO) Başkanı Zafer Çağlayan 12 yıl sürdürdüğü görevinin AKP milletvekilliği adaylığının ardından 22 Temmuz sonrasında biteceğini belirterek, Benim hedefimde önce Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) başkanlığı, belki daha sonra siyaset vardı. Ancak siyaset daha erken gündemime geldi. 22 Temmuz’da partimizin yine iktidar olacağını düşünüyorum. Ama diyelim ki, bir terslik oldu ve seçilemedik. Böyle bir durumda bile ASO başkanlığını bırakıp, işlerimin başına döneceğim dedi.

ARKADAŞLAR BIRAKMADI: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan,Zafer Bey gel, birlikte çalışalım teklifi aldıktan sonra ASO’daki yakın çalışma arkadaşları ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile görüş alışverişinde bulunduğunu, ailesinin de olumlu görüşünü aldıktan sonra adaylık kararı verdiğini ifade eden Çağlayan, şunları söyledi: Adaylığım resmen açıklanınca ASO’da yönetim kurulumu topladım, başkanlığı bırakmak istediğimi söyledim. Arkadaşlarım ’Milletvekili seçil, sana güzel bir uğurlama yaparız. Şimdi bırakmayız’ dedi. Ardından meclisimizi topladım. Mecliste de aynı yönde karar çıktı. Bunun üzerine, arkadaşlarımın kararına uydum ve ASO başkanlığını şimdilik yönetiyorum. Ancak adaylık sürecim başladığından beri ASO’daki ofisimi hiç kullanmadım.

İSTİFA SEÇİMDEN SONRA: Zafer Çağlayan, ASO başkanlığından istifa etmeyi seçim sonrasına bıraktığını kaydederek, şöyle konuştu: Ankara’da gerek kendi seçim bölgemde, gerekse Türkiye’nin farklı noktalarında dolaşıyorum. Edindiğim izlenim; partimizin yine tek başına iktidar olacağı yönünde. Şu anda milletvekili seçilme konusunda bir risk görmüyorum. Ancak diyelim ki, sandıkta çok büyük sürprizler oldu ve milletvekili seçilemedim. O durumda da ’Nasılsa ASO başkanlığından ayrılmamıştım. Devam ederim’ gibi bir şey düşünmüyorum. 22 Temmuz’dan sonra benim için sonuç ne olursa olsun, ASO başkanlığını bırakacağım.

MART 2005’TE EVE ÇAĞIRDI: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 2005 yılı Mart ayında kendisini evine davet ederek, iki saat kadar görüştüğünü bildiren Çağlayan, şunları anlattı: Sayın Başbakan beni 2002’de de, AKP’ye davet etmişti. O dönemde kafamda siyaset yoktu. Mart 2005’te çok daha ciddi bir şekilde 2007 seçimleri döneminde birlikte çalışma isteğini bildirdi. Böyle bir teklif almak benim için şerefti. Ancak o günlerde de kafamda siyaset yoktu. CHP’den de siyasete girmem söz konusu olabilirdi. Ekonomide yapılması gerekenler konusunda Sayın Başbakan’la aramızda tercüman gerektiremeyecek şekilde aynı şeyleri düşündüğümüzü gördüm. Bu dönemde de teklif alınca kendimi siyasetin içinde buldum.

BEYANNAMEDE KATKIM VAR: AKP’nin Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan seçim beyannamesinde kendisinin de katkısı olduğunu vurgulayan Çağlayan, şöyle konuştu: Partinin 2002 seçim beyannamesini çok ayrıntılı incelememiştim. Şimdi inceledim. Gördüm ki, gerçekleşme oranı yüzde 85’in altında değil. Bu dönemki seçim beyannamemizde de çok önemli işler var. İnşallah iktidara geldiğimizde o metin hükümet programına dönüşerek, daha da detaylı hale gelecek. Özellikle istihdamı artırmaya, işsizliği biraz olsun çözmeye dönük adımlar atılacak.

Kuzey Irak işinde ’yatak odası mahremiyeti’ olmalı

ZAFER Çağlayan hükümetle ordu arasında Kuzey Irak konusunda ortaya çıkan görüş ayrılıklarıyla ilgili soruyu şöyle yanıtladı: Bence Türkiye bu konuyu fazlasıyla şeffaf tartışıyor. Bu tür konuların biraz ’yatak odası mahremiyeti’ içinde tutulması gerektiğini düşünüyorum.

Neden herkesi üniversite mezunu yapmaya çalışıyoruz

ZAFER Çağlayan, AKP’nin seçim beyannamesinde mesleki eğitime özel bir önem verildiğini belirterek, şunları söyledi: Üniversiteye giden erkeklerin yüzde 50’si askerliği daha kısa sürede çözmek için bu yönde hareket ediyor. Meslek lisesini bitirip, bir an önce çalışma hayatına atılmak varken, ortaya çok sayıda işsiz üniversite mezunu çıkıyor. Neden herkesi üniversite mezunu yapmaya çalışıyoruz. En doğrusu meslek liselerini güçlendirip, sanayinin ihtiyacı olan kaliteli ara eleman sorununu çözmek. Bu formül üniversiteli işsiz sayısındaki artışı da durdurur. AKP yeni dönemde bunu gerçekleştirir.

Diğer Genel Haberleri