Sektör, altı yılda beş kat büyüyecek

Araç takip sistemleri, pek çok sektörün ihtiyaçlarına cevap veriyor...

Bigpara Haber

Araç takip sistemleri, yüksek akaryakıt fiyatlarından tasarruf etmeyi ve verimliliklerini artırmayı amaçlayan pek çok sektörün ihtiyaçlarına cevap veriyor.

Araç takip ve filo yönetim sistemleri sektörü, hem yerli hem de yabancı firmalar için oldukça cazip bir pazar potansiyeli arz ediyor. Türkiye’de mevcut 17 milyon kayıtlı araçtan 8 milyonunu ticari araçlar oluştururken, yaklaşık 400 bin araç ise akıllı araç çözümleri kullanıyor.

Kobiden.com`dan Fatma Akman`ın haberine göre; Türkiye’nin araç takip sistemleri konusunda teknolojik olarak başarılı konumda olduğunu belirten sektör temsilcileri, altı yılda pazarın yaklaşık beş kat büyüyerek, 2018 yılına kadar 1.8 milyon araç ve 186 milyon TL’lik pazar kapasitesine ulaşacağı tahmininde bulunuyor.

KREDİ FAİZ ORANLARINI KARŞILAŞTIRMAK İÇİN TIKLAYIN...

Uzak Doğu’dan gelen ucuz ürünlerin dünyada olduğu gibi iç piyasada da sıkıntı yarattığını belirtilirken, Türkiye pazarının 2009’da yaşanan küresel krizden çıktıktan sonra bir büyüme trendi yakaladığı ve 2010 yılında 2009’a göre yüzde 40 oranında büyüdüğü belirtiliyor.  Sektör oyuncuları, sektör potansiyel hacmine henüz ulaşmadığından, iç pazarın Avrupa’daki örnekleriyle karşılaştırıldığında henüz gelişme safhasında olduğuna vurgu yaparken,  öte yandan Türkiye’nin bu alanda dünya ile rekabet edebilecek donanım ve alt yapıya sahip olduğunun da altını çiziyor. Türkiye’de mühendislik ücretlerinin gelişmiş ülkelere oranla daha düşük olması gibi etkenlerle, görece düşük maliyetlerle üretim yapılabiliyor olmasının özellikle dış pazarlarda hareket kabiliyeti ve rekabet edebilirlik bakımından büyük bir avantaja dönüşebileceği ifade ediliyor. Bu konuda, sektörün lider firmalarına, yabancı rakiplerinden gelen ‘know-how transferi’ teklifleri, donanım ve teknik altyapının geldiği seviye bakımından önemli bir gösterge.

Yüksek yakıt fiyatları tasarrufu zaruri kılıyor

Türkiye’nin lojistik üs olma yolundaki iddiası ve bu alanda yaptığı yatırımlar da sektör temsilcilerinde büyüme beklentisi yaratıyor. Firmaların bir yandan yatırıma hız vermesi, bir yandan da verimliliğe odaklanması, sektörün, pazarın vaadettiği büyüme potansiyelini gerçekleştirme olasılığını ortaya çıkarıyor. Türkiye`nin hızla büyüyen ekonomisi, ekonomik krizler ve Avrupa’yı cendere içine alan resesyonlar nedeniyle verimliliğe atfedilen önemin artması, akaryakıt ve araç fiyatlarında dünyanın pek çok ülkesine göre dezavantajlı konumu gibi nedenlerden ötürü, araç takip ve filo yönetimi sistemlerine olan talep grafiği iç pazarda olumlu seyrediyor. Sektör temsilcileri, tüm bunlara karşın sektörün şu anki büyüklüğünün dış pazarlarda etkili bir varlık göstermeye yetmediğine işaret ederken, iç pazarda doygunluk sağlanmamış olması, ihracat atılımlarının önünde önemli bir engel oluşturuyor.

Yerli firmaların ihracat yaptıkları ülkelerin başında, şimdilik Türk cumhuriyetleri ve Kuzey Afrika ülkeleri geliyor. Araç takip sistemleri sektöründe, uluslararası alanda ise, sektörün lokomotifi olan ihracat devi Çin, yazılım devi Hindistan ve Tayvan gibi Uzak Doğu’lu ülkeler dünyanın hemen her yerine ürün pazarlıyor. Sektörün liderler firmaları, araç takip çözümlerine olan talebin, Türkiye’de binek araç sınıfındaki penetrasyon nedeniyle Batı Avrupa ülkelerine göre önümüzdeki yıllarda daha yüksek oranlarda artacağı tahmininde bulunuyor. Avrupa Birliği ülkelerinin içinde bulunduğu resesyon da, bu öngörüyü doğrular nitelikte. Avrupa’nın başını çektiği bazı ülkeler, kişilik haklarına yönelik kanunlarla akıllı araç sistemlerinin kullanımına çeşitli kısıtlamalar getirirken, bu sistemlerin kullanımının yaygınlaşması bir takım tartışmaları da beraberinde getiriyor.

KOBİ’lerin kabusu: ithal Çin malları İç pazarın yüzde 70’ini iki büyük firmanın elinde tuttuğu belirtilen sektörde,  yeni firmalar ve diğer küçük firmalar da müşterilerin nabzını ölçerek ve değişik sektörlere yönelik alternatif çözümler üreterek farklılaşmayı ve pazar paylarını artırmayı hedefliyor. Sektörde küçük ölçekli üreticiler için en büyük problemlerden biri Uzak Doğu’dan, bilhassa Çin’den gelen ithal ürünler. Araç takip sistemlerinde bir diğer problem ise, teknoloji yoğun bu sektördeki devlet desteğinin yetersiz olması. Teknoloji ve Ar-Ge’ye ciddi anlamda pay ayırdıklarını vurgulayan sektör temsilcileri, hem ihracat alanında teşvik, hem de Ar-Ge desteği talebinde bulunuyor.

Avrupa’da filoları takip için, Türkiye’de kaçak ve hırsızlıkları önlemek için kullanılıyor

İç pazardaki araç takip sistemleri talebi de diğer pek çok sektörde olduğu gibi ülkelerin gelişmişlik seviyesi ile paralel bir gelişim gösteriyor. Kullanım alanı ve araç takip sistemi talebini doğuran ihtiyaçlar, bölgesel olarak talep miktarıyla benzer bir paralellik sergiliyor. Örneğin Avrupa ülkelerinde, araç takip cihazları daha çok filoları organize etmek amacıyla kullanılırken, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde durum farklılaşıyor. Türkiye’de genellikle kaçakları ve hırsızlıkları, iş dışı kullanımları engellemek amacıyla firmalar akıllı araç çözümlerine yöneliyor. İç pazarda da yine benzer bir tablodan söz etmek mümkün. Araç takip çözümlerinde İstanbul ve dışından gelen talepler birbirine oldukça yakın ancak kullanım alanları bölgesel farklılıklar gösterebiliyor.

Örneğin, sınır vilayetlerinde nakliyecilik ve yurtdışı güvenliği gibi konular önem kazanırken, Karadeniz’de toplu taşıma, Akdeniz’de turizm organizasyonları, büyük şehirlerde dağıtım sektörü daha aktif olabiliyor.

Sektörün örgütlü olmayışı hâlihazırda Türkiye’de bu alanda faaliyet gösterenlerin en temel sıkıntılarının başında geliyor. Bu nedenle sektörün hacmi ölçümlenemiyor. Bu durum, sektöre ilişkin net rakamlarla konuşmayı engellediği gibi, aynı zamanda sektörün güvenilirliğini azaltıyor ve sektördeki kapasite artışının önünde dolaylı bir engel teşkil ediyor.

Akıllı araç çözümleri, hem şirketlere hem de bireylere dönük önemli faydalar sağlıyor. Bu bakımdan ticari araçlar kadar bireysel kullanıma dönük motorlu taşıtlar da akıllı araç çözümleri için bir talep potansiyeli yaratıyor. Zamandan ve yakıttan tasarruf sağlayan, araçların trafikteki hareketlerini raporlamalarla ortaya koyarak dikkatsiz ve yanlış araç kullanımını önleyen araç takip sistemleri, hayatın pek çok alanında artı değer yaratıyor. Özellikle yakıt maliyetlerinde yüzde 15’e varan bir tasarruf söz konusu ki tasarruf edilen yakıtla beraber doğaya bırakılan karbon salınımında da kayda değer bir azalma mümkün oluyor. Sektör aktörlerine göre, araç takip sistemleri kullanıcıları, ayda minimum yüzde 6, maksimum yüzde 15 yakıttan tasarruf edebiliyor, bu sayede yaptıkları yatırımı 6 ile 12 ay arasında çıkarabiliyorlar.






Araçlara monte edilen mobil veri cihazlarının, GPS uydularından aldıkları konum bilgilerini, bağlı algılayıcılardan gelen sıcaklık ve benzeri telemetrik bilgileri GSM/GPRS şebekesi üzerinden kontrol ve haberleşme merkezlerine aktarması yoluyla çalışan araç takip sistemleri, böylelikle işletmelerin giderek artan mobil operasyonlarını daha iyi yönetmelerine de olanak sağlıyor. Sektör temsilcileri, aynı zamanda geriye dönük raporlamalar vasıtasıyla sigorta şirketlerinin, sürücülerin sürüş risklerini takip edebilmesi sayesinde defansif, yani risksiz sürüş yapan sigortalıların daha az prim ödeyebileceğini ifade ediyor.

Merkezi planlama ile verimlilik artışı sağlanıyor

Araç takip sistemlerinin okul servislerinin sürat kontrolünden, hızlı tüketim malları (FMCG) sektöründe gıdanın tazeliğini kaybetmeden ulaştırılmasını sağlamaya, konut yapımında kullanılan betonun en iyi koşullarda inşaata götürülmesinden, acil durumlarda hastalara en kısa sürede müdahale edilebilmesine varan, toplumun hemen her kesimini ilgilendiren, kritik öneme sahip faydaları var.

Yeni nesil araç takip sistemleri; filosu olan tüm şirketlere hem ciddi bir gider kalemi oluşturan yakıt maliyetlerini azaltma hem de merkezi kontrol imkânı sunması ve filo disiplinini sağlaması sayesinde şirketlerin performanslarını ve verimliliklerini ölçülebilir oranlarda artırmaya yönelik çözümler sunuyor.

Diğer Sektör Haberleri