Programdan vazgeçin
Bigpara Haber
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, bakanlara ve bazı milletvekillerine bir mektup göndererek, Deniz bitti artık sayın bakanım, ülke bitti. Tutunacak dalımız kalmadı. Türkiye`nin tüm dinamik sektörleri yerle bir oldu. `Ne olacak bu memleketin hali` diye sormak dahi gelmiyor içimizden. Çünkü birşey olacağı yok. Bu size son yazım ve talebimdir dedi. Aygün`ün 20 Eylül günü tüm bakanlara gönderdiği mektupta, kaleme aldığı tüm yazılarında ülkenin ve dolayısıyla milletin iyiliğine yönelik talepleri olduğunu anlatarak, Çünkü umudumuzu yitirmemiştik. Ancak bugün ileriye dönük ufacık bir ışık dahi göremiyorum dedi.
FF`in ele geçirdiği mektupta Aygün, bazı ekonomik verilere yer vererek Göstergeler acı gerçeğe işaret ediyor. En ağır saldırılara direnmiş bir ülke gözümüzün önünde eriyor. Gidecek yol kalmadı, gücü olan yurtdışına kaçıyor. Türkiye artık insanlarına umut vermiyor dedi. Aygün mektubunda, istikrar programı uygulayarak tarihinin en ağır istikrarsızlığına uğrayan bir ülkede gelecekten beklenti içinde olabilir misiniz? diye sorarak, Herşey bu kadar aleyhte iken, programı uygulamakta ısrar etmek Türkiye`yi uçurumun dibine itebilir. 2002 yılında Cumhuriyet tarihininen büyük ekonomik çöküşü yaşanabilir. dedi.Aygün mektupta programdan vazgeçilmesini tarihi karar olarak niteleyerek, siyasi kararların (seçim dahil) korkusuzca alınması gerektiğini savundu.
FF`in ele geçirdiği mektupta Aygün, bazı ekonomik verilere yer vererek Göstergeler acı gerçeğe işaret ediyor. En ağır saldırılara direnmiş bir ülke gözümüzün önünde eriyor. Gidecek yol kalmadı, gücü olan yurtdışına kaçıyor. Türkiye artık insanlarına umut vermiyor dedi. Aygün mektubunda, istikrar programı uygulayarak tarihinin en ağır istikrarsızlığına uğrayan bir ülkede gelecekten beklenti içinde olabilir misiniz? diye sorarak, Herşey bu kadar aleyhte iken, programı uygulamakta ısrar etmek Türkiye`yi uçurumun dibine itebilir. 2002 yılında Cumhuriyet tarihininen büyük ekonomik çöküşü yaşanabilir. dedi.Aygün mektupta programdan vazgeçilmesini tarihi karar olarak niteleyerek, siyasi kararların (seçim dahil) korkusuzca alınması gerektiğini savundu.