Piyasa hareketlerini ne belirler?
Bigpara Haber
Temel analiz mi önemlidir, teknik analiz mi? Ya da soruyu şöyle sorabiliriz. Piyasa hareketlerini temel göstergelerdeki eğilimler mi etkiler, yoksa teknik göstergeler daha mı belirleyicidir?
Haluk Bürümcekçi | Yorum / REFERANS GAZETESİ
Bu soruya her uzman kendi tercihine göre cevap verir. Biz ise, her ikisi de önemlidir diyoruz. Niye mi? Doğal olarak piyasa hareketlerini temel makro göstergelerdeki eğilimlerin belirlediğine inansak da, yatırımcıların portföy değişimlerinden kaynaklanan akımların kısa vadede daha önemli bir belirleyici olduğunu düşünmekteyiz. Bu nedenle, Mayıs 2005`den beri düzenli olarak bu köşede bu akımlardaki gelişmeleri yansıtmakta ve bu alandaki öncülüğümüzü korumaktayız. 2007 yılı başından itibaren de, akımların günlük bazda gelişmelerini takip etmeye başladık.
Veriler yanlış yorumlanıyor
Frekansı ne kadar artırırsak artıralım, verilerin en azından bir veya bir kaç gün gecikmeli elimize ulaşması, bu analizlerin hiç bir zaman piyasa eğilimlerini öngörmede bir yardımı olmayacağını, ancak biraz geriden de olsa neler döndüğünü anlamada büyük yardımı olduğunu düşündürmektedir. Ne yazık ki, bu verinin öneminin halen de yeterince anlaşılamadığını ve çoğu zaman yanlış yorumlandığını da görmekteyiz. En sık yapılan hata ise, stok gelişmeleri ile akım gelişmelerinin karıştırılması ve varlık fiyatlarındaki değişimden kaynaklanan stok değişimlerinin bir giriş veya çıkış olarak yansıtılmasıdır.
Özellikle, ekonomi basınının ısrarla yaptığı bu hatalı değerlendirme, yurtiçi yerleşiklerin konuya uzak olan kesimlerinde sanki dünyadaki tüm sıcak para Türkiye`ye giriyor veya çıkıyor gibi bir algılama yaratmaktadır. Bu ise, mevcut eğilimi daha da güçlendiren bir etkide bulunmaktadır. Neyse ki, eğer yeterince ilgi görür ve referans verilmeye başlanırsa, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası`nın üç ayda bir yayımlamaya başladığı ve önceki gün ikincisi yayımlanan Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) raporu bu alandaki kafa karışıklığını gidermede önemli katkıda bulunabilir.
Merkez`in raporu izlenmeli
Genel olarak UYP raporunda aktarılan portföy yatırımlarına ilişkin verilerin, bizimkilerle bire bir örtüşmese de eğilimler açısından çok yakın sonuç verdiğini, bir yandan bizim temel yaklaşımımızı (portföy akımlarını kur ve değer artışından arındırmak) doğruladığını, bir yandan da yeni ayrıntılara ulaşmamızı sağladığını görmekteyiz. Bu raporun cari denge finansmanı dinamiklerini daha iyi anlamak için mutlaka takip edilmesini tavsiye ediyoruz. Kısacası, piyasa eğilimleri açısından bir öncüleme gücü olmasa da, portföy akımlarını olabildiğince yakından izlemek eğilimin nasıl oluştuğunu anlamak açısından önemlidir. Ama daha önemlisi ve daha zor olanı, akımları tetikleyen unsurları doğru tespit edebilmek ve bunları yakından izleyebilmektir.
Haluk Bürümcekçi | Yorum / REFERANS GAZETESİ
Bu soruya her uzman kendi tercihine göre cevap verir. Biz ise, her ikisi de önemlidir diyoruz. Niye mi? Doğal olarak piyasa hareketlerini temel makro göstergelerdeki eğilimlerin belirlediğine inansak da, yatırımcıların portföy değişimlerinden kaynaklanan akımların kısa vadede daha önemli bir belirleyici olduğunu düşünmekteyiz. Bu nedenle, Mayıs 2005`den beri düzenli olarak bu köşede bu akımlardaki gelişmeleri yansıtmakta ve bu alandaki öncülüğümüzü korumaktayız. 2007 yılı başından itibaren de, akımların günlük bazda gelişmelerini takip etmeye başladık.
Veriler yanlış yorumlanıyor
Frekansı ne kadar artırırsak artıralım, verilerin en azından bir veya bir kaç gün gecikmeli elimize ulaşması, bu analizlerin hiç bir zaman piyasa eğilimlerini öngörmede bir yardımı olmayacağını, ancak biraz geriden de olsa neler döndüğünü anlamada büyük yardımı olduğunu düşündürmektedir. Ne yazık ki, bu verinin öneminin halen de yeterince anlaşılamadığını ve çoğu zaman yanlış yorumlandığını da görmekteyiz. En sık yapılan hata ise, stok gelişmeleri ile akım gelişmelerinin karıştırılması ve varlık fiyatlarındaki değişimden kaynaklanan stok değişimlerinin bir giriş veya çıkış olarak yansıtılmasıdır.
Özellikle, ekonomi basınının ısrarla yaptığı bu hatalı değerlendirme, yurtiçi yerleşiklerin konuya uzak olan kesimlerinde sanki dünyadaki tüm sıcak para Türkiye`ye giriyor veya çıkıyor gibi bir algılama yaratmaktadır. Bu ise, mevcut eğilimi daha da güçlendiren bir etkide bulunmaktadır. Neyse ki, eğer yeterince ilgi görür ve referans verilmeye başlanırsa, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası`nın üç ayda bir yayımlamaya başladığı ve önceki gün ikincisi yayımlanan Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) raporu bu alandaki kafa karışıklığını gidermede önemli katkıda bulunabilir.
Merkez`in raporu izlenmeli
Genel olarak UYP raporunda aktarılan portföy yatırımlarına ilişkin verilerin, bizimkilerle bire bir örtüşmese de eğilimler açısından çok yakın sonuç verdiğini, bir yandan bizim temel yaklaşımımızı (portföy akımlarını kur ve değer artışından arındırmak) doğruladığını, bir yandan da yeni ayrıntılara ulaşmamızı sağladığını görmekteyiz. Bu raporun cari denge finansmanı dinamiklerini daha iyi anlamak için mutlaka takip edilmesini tavsiye ediyoruz. Kısacası, piyasa eğilimleri açısından bir öncüleme gücü olmasa da, portföy akımlarını olabildiğince yakından izlemek eğilimin nasıl oluştuğunu anlamak açısından önemlidir. Ama daha önemlisi ve daha zor olanı, akımları tetikleyen unsurları doğru tespit edebilmek ve bunları yakından izleyebilmektir.